Herkese merhaba! Bugün blog yazmaya ilk başladığım yıllarda sıklıkla yaptığım ve çok özlediğimi fark ettiğim bir çalışmayla geldim: Ahşap Kutuya Boyutlu Dekupaj.
Ahşap kutuyu önce zımparalayıp arduvaz griye boyadım. Ardından rölyef pastayla doku oluşturup tekrar boyadım. Sonra beyaz akrilik boyayı süpürme tekniği ile kutuya uyguladım. Böylece alt kısımdaki dokunun tüm girinti ve çıkıntıları belirgin hale geldi.
Kutu için bir dekupaj resmi seçtim ve birkaç tane çıktı aldım. Resimdeki kuşları detaylı olarak kestim ve havayla kuruyan hamurla boyutlandırdım. Resmi ve boyutlandırdığım kuşları nerede durduklarına dikkat ederek kutuya dekupaj tutkalı ile yapıştırdım.
Alt kısma yine hamurla kabarttığım bir dal parçasını, üzerine ise kalıpla kestiğim yaprakları ve kuru çiçekleri yapıştırdım. Resimleri vernikten önce dekupaj tutkalı ile koruma altına alıp sonrasında tüm kutuyu mat vernikle vernikledim.
Ahşap kutunun içerisine defter koyacağımdan, defterin kutudan rahat çıkabilmesi için bir kurdele yapıştırdım.
Defteri yine coptic stitch tekniğiyle hazırladım. Görsele karar verdikten sonra defterin kapaklarını uygun renklerdeki akrilik boyaları sıçratarak boyadım. Ardından resmi yine hamurla boyutlandırıp deftere yapıştırdım ve vernikledim.
Ahşap boyama ve hamurla boyutladırma tekniğini merak ediyorsanız, hemen aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz. Videoyu göremiyorsanız, ilk resme tıklayın lütfen. Keyifli seyirler, hoşçakalın!
Herkese merhaba! Bugün sizlerle çalışırken inanılmaz eğlendiğim, renklerine bayıldığım süper bir yenidoğan anı seti paylaşmak istiyorum. Bu set içerisinde bir adet scrapbook anı albümü, bir adet defter ve bir de ahşap kapı süsü var.
Bu sevimli anı setini, daha önce defalarca çalıştığım, hem kendisine hem yeğenlerine albümler tasarladığım Sevgili Elif Hanım'ın minik bebeği Arden Batur için hazırladım. Olay aslında şöyle gelişti; Elif Hanım'ın, Tayland'da yaşayan kardeşi Gönül Hanım'ın çocukları için daha önce bebek albümleri hazırlamıştım. Bu defa Gönül Hanım bana ulaştı ve uzun zamandır yolunu bekledikleri yeğeni Arden Batur için bir albüm istedi. Arden'in odasının fotoğraflarını gönderdi ve ona uygun renklerde çalışmaya başladım. Ama bu durumu doğal olarak Elif Hanım bilmemeliydi, malum sürpriz. 😍 O sırada Amerika'da bebeğini sağlıkla kucağına alan Elif Hanım da bana ulaşıp "Bahar Hanım artık kendi bebeğim için albüm yaptırma zamanım geldi." deyip albüm istemesin mi! 😅 Ben biraz oyaladım kendisini, hemen cevap vermedim filan ve bunu da Gönül Hanım ile paylaştım.
Yenidoğan anı setini tamamladım tamamlamasına ama göndermem için
Elif Hanım ve çekirdek ailesinin Türkiye'ye dönmesi gerekiyordu. Bu da benim Elif
Hanım'ı oyalamaya devam etmem anlamına geliyordu. 😅Neyse bir şekilde
günler geçti ve bu sevimli ürünler minik Arden'in odasına yerleşti. Geri
dönüşlerin memnuniyet dolu olması da beni çok mutlu etti.
Yenidoğan anı setinin hikayesi bu şekilde. Detaylara gelirsek...Albüm 25cm*25cm ebatlarında, 6 yaprak 12 sayfa, gayet muazzam bir bebek albümü. Sayfaları, cepleri, interaktif bölümleri ayrı ayrı çok eğlenceli. Pastel tonlardaki desenler ve karakterler ise bu ürünlere çok yakıştı bence.
Albümü hazırlarken iki farklı seri kullandım aslında ama adeta
birbirlerini tamamlasınlar diye yapılmışlar. O kadar uyumlulardı ki bir
an şüpheye düştüm, acaba aynı kişi mi hazırladı bunları diye ama
değildi...Şans işte.💙
Ahşap kapı süsünü önce akrilik beyaza boyadım, ardından dokulu bir kartonla kapladım. Albümde kullandığım renklerde örgü ipleri ve kurdeleler almıştım. Kurdeleleri sırayla kapı süsüne sarıp bağladım. Örgü iplerinden ise ponponlar hazırlayıp kapı süsünün arkasına yapıştırdım. Burada amacım hem temiz bir görüntü elde etmek hem de bebek odasının kapısına çarpıp ses çıkarmasını engellemek.
Kapı süsünün üzerinde hem hazırladığım kokulu taşları hem de hamurla kabartıp boyut kazandırdığım görselleri kullandım. Eskitme mürekkebiyle uygun gördüğüm yerleri eskittim ve kapı süsünün üzerine bolca yıldız serpiştirdim. 💖 Defteri ise tıpkı diğer defterlerim gibi klasik coptic-stitch tekniğiyle hazırladım.
Fotoğraf sayısından da anlaşılacağı üzere çok detaylı bir çalışma oldu. Burada hepsini gösterebilmem mümkün değil ama hemen aşağıdaki videodan çalışmanın tamamına ulaşabilirsiniz. Eğer videoyu göremiyorsanız ilk resme tıklayarak izleyebilirsiniz. Keyifli seyirler, hoşçakalın.
Herkese merhaba! Youtube kanalıma bu güzel scrapbook anı albümünün videosunu yükleyeli çok zaman oldu, hatta Handan bunun üzerine ikinci albümünü yaptırdı ama ben daha yeni yayınlayabildim.
Efendim tanıştırayım; albüm kapağında gördüğünüz bu güzel ve zarif kadın Halide Hanım, Handan'ın sevgili annesi. Şeyden aklınıza gelsin, Halide Edip Adıvar'ın Handan romanından😉 Hayır, design paper ile çalışmadım, bizzat kendisinin fotoğrafını kullandım ve bence albüm, kapak ve isim çok yakıştı birbirine.
Takip edenleriniz, tanıyanlarınız Handan'ın ve ailesinin musikiyle ne kadar içiçe olduğunu bilir. Bu nedenle albümde nota figürleri kullandım. Eski resimler, vintage desenler... Albümü hazırlarken fonda eski Türk filmi müziklerinin çaldığına yemin edebilirim ancak ispatlayamam.😌
Bu albüm Handan'ın Halide Hanım'a anneler günü hediyesiydi. Annesinin fotoğraf düzenlemeyi çok sevdiğini söylemişti. Ben de anılarına bu kadar sahip çıkan bir insanın bakmaktan keyif alacağı bir albüm hazırlamaya çalıştım. Sağlıkla, mutlulukla kullansın inşallah😊
Albümün detayları için hemen aşağıdaki videoyu izlemeyi ve kanalıma abone olmayı unutmayın lütfen. Videoyu göremiyorsanız, ilk resme tıklayabilirsiniz. Keyifli seyirler!
Herkese merhaba, nasılsınız? Bugün sizlerle çuval bezinden diktiğim ve üzerine stencil uyguladığım plaj çantalarını paylaşmak istiyorum.
Benim dikiş bilgim yok denecek kadar az, buna rağmen dikiş konulu videolar, izlemeyi en sevdiğim videoların başında geliyor. Ben dikiş makinemi scrapbook albümlerimde ya da yaptığım defterlerde, sayfaları dekoratif dikişlerle birleştirmek için almıştım aslında. Ama dikişe -biraz da annemin etkisiyle-ilgim olduğundan kendi çapımda ufak denemeler yapmaya başladım. Basit kılıflar, Ela'ya oyuncaklar vs.
Tabii dikiş bilmiyor olmam, renk renk kumaşlar almama engel değil. Çuval bezini de bir albüm için almıştım, kullanmayınca kaldı. Ben de bu projede değerlendirmeye karar verdim. Bu çantayı kolunuza takıp gezemezsiniz çünkü çuval bezi teninizi rahatsız edecek bir dokuya sahip. Ama içine kreminizi, şapkanızı atıp plaja götürmek için gayet uygun. Gerçi bu sene plaj görür müyüz emin değilim ama havuz kenarında da işe yarar bence.😊
Çantaları diktikten sonra üzerlerine marin temalı stencil çalıştım. Dediğim gibi dikiş konusunda çok çok acemiyim ama sadece bu proje bile bana çok şey öğretti. Size tavsiyem; aklınızda denemeyi düşündüğünüz bir iş varsa hemen deneyin. Yanlış yapa yapa doğruyu buluyorsunuz ve eğlencesi de bonusu.
Çantanın yapım aşamalarını hemen aşağıdaki videodan, videoyu göremiyorsanız ilk resme tıklayarak ulaşacağınız youtube kanalımdan izleyebilirsiniz. Kanalıma abone olursanız ayrıca çok sevinirim. Şimdiden keyifli seyirler, hoşçakalın.🙋
Tüm yurdun sokaklara dökülerek büyük bir coşkuyla kutladığı, trafiğin kilit olduğu ulusal kapanmanın ilk gününden herkese merhaba! Gerçekten biz bu kriz yönetme işini çok iyi biliyoruz, dünyaya ders veririz ders!
Malum diğer 356789 meslek dalı gibi avukatlara da görev icabı sokağa çıkmak serbest. Ama evdeki 7 yaşa herşey yasak olduğu için biz maaile evdeyiz. Ben de önümüzdeki bu yarım aydan fazla süreyi hobi çalışmaları yaparak değerlendirmek için bir kasa boya siparişi verdim. Tüm evi boyamaya yetecek kadar boya aldım. Umarım kafayı yemeden kargom elime ulaşır. Zira güzelim ilkbaharı bir kez daha pencereden izlediğim için fazlasıyla sinirliyim.
Bahar temalı duvar süsüne gelirsek... Havayla kuruyan hamurla çalışmayı çok seviyorum. Daha önce de bu tarz pek çok proje paylaştığımı takip edenler hatırlayacaktır. Elimde denizden topladığım dal parçaları vardı ve bunları mutlaka bir kapı ya da duvar süsünde kullanmak istiyordum. Bunun için havayla kuruyan hamurdan temaya uygun kalıplarla çeşitli şekiller kestim, kuruttum ve boyadım.
Bundan sonra çalışmaya hareket katmak ve bahar havasını belirgin hale getirmek için çeşitli rölyef pastalar ve efekt veren boyalardan faydalandım. Yalnız söylemeden geçemicem, hobi malzemelerinin çeşitliliğinin günden güne artması, yeni ürünlerin pazara kazandırılması beni çok mutlu ediyor. Yurtdışına göre hala eksiğimiz var ama bir beş sene öncesini düşününce çok daha eğlenceli bir noktada olduğumuz kesin.
Malzemeler:
*Havayla Kuruyan Hamur (Ben DAS marka kullandım.)
*Driftwood (Herhangi bir dal parçası da olabilir.)
*Akrilik boya, vernik
*Rölyef pasta
*Ahşap boncuk
*Kağıt ip
*Süslemek için konfeti
Aslında pek çok hobicinin elinde doğal olarak bulunan malzemeler bu iş için yeterli. Hazır hepimiz evdeyken, hem oyalanmak hem de keyifli vakit geçirmek için için belki sizi de harekete geçirir bu çalışma. Belki siz bahar teması yerine denizi tercih edersiniz ya da belki çocuğunuzun odası için prensesler, sevimli hayvanlar çalışırsınız. Kalıp kutusunu az karıştırın bakalım, sizden kimbilir neler çıkacak.😊
Duvar süsünün tüm yapım aşamalarını Youtube kanalında paylaştım. İzler, paylaşır ve abone olursanız sevinirim. Video hemen aşağıda ancak göremeyenler ilk resme tıkladığında doğrudan videoya ulaşabilirler. Keyifli seyirler!
Herkese merhaba! Umarım sağlığınız yerindedir. Bugün sizlerle, rölyef pasta ve kahve kullanarak antik bir görünüme kavuşturduğum cam vazomu paylaşmak istiyorum.
Vazo yaklaşık 15 yıllık. Gördüğünüz üzere bol renkli, desenli ve oldukça ağır bir vazo. Ancak evde ya da ofiste kendine hiç bir şekilde yer bulamadığından kutulayıp balkona kaldırmıştık. Aklımızdan çıkmış. Geçenlerde eşim balkon düzenlemesi yaparken bunu ne yapsak diye sorunca, epeydir yapılacaklar listemde olan antik vazoyu artık hayata geçirmem için gereken tüm işaretlerin tamamlandığını düşündüm.😂 Yapmak istediğim değişikliği önce bir Nutella kavanozunda denedim, sonuç başarılı olunca kolları sıvayıp işe başladım.
Cam vazonun baştan sona geçirdiği dönüşümün tüm aşamalarını filme aldım. Kameraları hazırlamak, uygun ışığı yakalamak-ki her zaman mümkün olmuyor-, bu arada objeyi boyamak, objeyi boyarken tekrar kameraları kontrol etmek, arada gidip fırçaları yıkamak, sonraki aşamanın malzemelerini hazırlamak, herşey bittikten sonra tüm o videoaları birleştirip editlemek filan...Çok yorucu ama bir o kadar da eğlenceli ve tatmin edici. Bundan sonraki projelerim daha kolay olmayacak ancak eğlence kısmında kapışırlar bence.😊
Videom hemen aşağıda. İzlerseniz çok mutlu olurum. Ama paylaşır ve gelmişken kanalıma abone olursanız daha da mutlu olurum. Şimdiden keyifli seyirler, hoşçakalın.🙋
**Bu arada cep telefonunun mobil sürümünde video görünmüyormuş. Yayının başındaki resme tıklarsanız, videoyu izleyebilirsiniz.
Yeni yılın ilk postundan herkese merhaba. Ne yıldı ama! Koca bir senenin bu kadar hızlı geçmesi inanılır gibi değil ama bitti işte. Kaş'ta geçirdiğimiz izole yaz tatilimizden sonra dayanamayıp Kasım'da tekrar gittik. Ben Antalya'nın güneşini ayrı yağmurunu ayrı severim ve Kasım'da Antalya herşeyi ile o kadar güzeldi ki... İşte bu iki kaçamak haricinde, ömrümüzden giden bu bir yılın büyük bir kısmının boşa geçtiği gibi bir his var içimde...Bu durumun tek çaresi Kaş'a taşınmak sanırım.😋
Bu albümü taslaklara attığımda aylardan eylüldü. Bir türlü sıra gelmeyince, yayınlanması bugüne kaldı. Gerçi havalara bakarsanız hala eylül gibi. Hani hatırlar mısınız, bundan 30 yıl önce, ilkokuldayken ozon tabakasındaki deliğin giderek büyüdüğünü anlatırdı öğretmenlerimiz. Kutuplardaki buzulların eriyeceğini, Hollanda, Londra gibi pek çok önemli merkezin sular altında kalacağını uzak bir masal gibi dinlerdik. Bu konunun işlendiği dersi o kadar net hatırlıyorum ki... Şimdi "The child is grown, the dream is gone." naraları atmayı çok isterdim ama elimizde hepi topu bir "Hayaldi, gerçek oldu." klişesi var. Gerçi dünyanın haşmetini, kudretini düşününce, bir ozon deliğiyle, sera gazlarıyla ya da bilimum doğal hayat katlediciliğimizle baş edememesi de ne bileyim, çok da yakıştıramıyorum şahsen kendisine😄 Şaka elbette, cidden uykumu kaçırıyor aslında bu konu. Mesela bundan üç sene önce, tam da bu günlerde kardan yollar kapanmış, Ela'nın kreş tatil olmuş, gönderememişiz. Dün ofiste sıcaktan camları açıp oturdum yahu. Tamam yaza hepimiz bayılıyoruz da, kışsız olur mu? Nisan gelince artık tüm ağaçları don vurur, herşeye zam gelir, susuzluk, su kesintisi, hijyen olmayınca baş gösterecek başka hastalıklar... Bu, insanı içine girdap gibi çeken deli düşünceler zincirini bildiniz, dimi? Evet duramıyorum, düşünmeden duramıyorum maalesef.😂
Bu kadar düşünmenin sonucu, geçen hafta kollarımda ve sırtımda minik minik kabarcıklarla uyandım. Kaşıntı yok, acı yok ama bir döküntü olduğu belli. Üçüncü günün sonunda bir düzelme olmayınca doktora gittim. Tahliller normal çıktı ama teşhis Rosea oldu. Bayağı güllü olmuşum da haberim yok. "Stres yapma" dedi, "olur öyle" dedi, bir kutu hapla gönderdi beni doktor.😆
Scrapbook albüme gelirsek...Bazen albümlerle isimleri birbirini
o kadar iyi tamamlıyor ki, yapan ben olduğum halde kendimi bir
seyirciden farksız hissediyorum. Yani albüm çoktan kendi kapağına vs. karar
vermiş de ben üzerine gelmişim gibi. Bu da o
albümlerden biri bence. Geçenlerde şöyle bir geriye dönüp baktım, bakmakla da kalmayıp
saydım. Aşağı yukarı 7 yılda, 500'ün üzerinde albüm ve defter yapmışım.
Tabi yeni nesil bilmez, dolar o zaman 3 liraydı, her ay Amerika'dan
beni inanılmaz mutlu eden son çıkan malzemelerden alıyordum. Ahh, o amazon kolilerini
açmak kadar özlediğim çok az şey var hayatımda.😂 En son siparişimi, sağolsun Handan
Amerika'ya gittiğinde kaldıkları otele gönderttim de, gelirken getirdi
minnoşlarımı. Özetle, tüm albümlerim ayrı birer hikaye benim için,
hemen hepsiyle ilgili bir anım var çünkü hepsi hayatımın bir bölümüne
dahil oldu. 3 günde
tamamladıklarım, uykusuz kaldıklarım, parçalayıp en baştan yaptıklarım,
ama hep çok sevdiklerim. Albümlerim benim için bir üründen çok daha
fazlası ve umarım gittikleri yerde de sahiplerinin unutulmaz anılarına
ev sahipliği yapıyorlardır. Albümün videosu hemen aşağıda, izleyip kanalıma abone olursanız çok mutlu olurum. 😌
Tekrar görüşünceye kadar kendinize iyi bakın, hoşçakalın!