Blogumu özledim yahu. Daha doğrusu blogger olmayı özledim. Ela'nın aylık
yazıları haricinde yazı yazmayı, fotoğraf çekip yüklemeyi, nedesem için
kaynak yazı araştırması yapmayı, diğer blogları telefondan üstünkörü
değil adam gibi bilgisayarın başına oturup gezmeyi çok ama çok özledim:)
Bir yerden başlamalıyım deyip Ela için hazırladığım scrapbook albümü
nihayet fotoğraflayabildim. Evet, ana başlık yine Ela:)
Yıllardır izlediğim blogları ikiye ayırsam yarısını dekoratif boyama yapıp eşya yenileyenler, diğer yarısını ise kağıtla, kartonla uğraşanlar oluşturur. Ben ve eşim fakülte yıllarından beri birbirimize gönderdiğimiz mesajları bile yazdığımız, biletleri, fotoğrafları, yol kenarından koparılmış kuru çiçekleri sakladığımız ajandalara sahibiz.
Yani bu tarz biriktirip saklama huyu fazlasıyla mevcut zaten bizde. Tabii o yıllarda scrapbook diye bir akım olduğunu sanmıyorum ama bu tarz anı defterlerine sahip çok kişinin olduğunu biliyorum.

Aslında bir albüm yapmaya tam olarak bebek beklediğimi öğrendiğimde karar vermiştim. Niyetim bir gebe-anı-albümü idi. Bildiğiniz üzere o dönemler bolca ve büyük boyutlarda boyama işleriyle uğraştığımdan bir türlü sıra gelmedi.
Ama ben hobi odamın bir köşesinde scrapbook için malzeme stoklamaya ve youtube'dan gözüm kapalı ciltleme yapabilecek kadar video izlemeye devam ettim. Aylar sonra bir baktım, mukavvalar, kartonlar, çıkartmalar, delgeçler, mühürler, incik boncuk bir sürü şey birikmiş. Tabi bu arada benim gebe albümü fikri bebek albümüne döndü, gebelikle ilgili her şeyi de bu albüme koymaya karar verdim.
.jpg)
Biliyorum çok uzun anlattım ama bu kadar fotoğrafı yalnız bırakmayayım, hikayesini de paylaşayım istedim. Sıkılanlar fotolara bakıp çıkabilir elbette:) Albüme gelirsek, boyutları 20*20*6cm ebatlarında, envelope album denilen, zarflardan yapılan bir albüm. Albümün yapımında Kaisercraft ve Prima marka kağıtlar, ağır gramajlı fon kartonları, mukavva, şekilli delgeç, mühür, dantel, kurdele, yapışkanlı eva, sticker ve çeşitli aksesuarlar kullandım.
.jpg)
Albüm toplam 6 yaprak, 12 sayfa. Sayfaları bir cepli bir interaktif olacak şekilde hazırladım. Örneğin yukarıdaki sayfada, alttaki kurdeleyi çektiğiniz zaman fotoğraflar film şeridi gibi tek tek açılıyor ve gayet eğlenceli bir görüntü ortaya çıkıyor. Bu kısmın yapımını yılbaşından önce paylaşmayı planlıyorum, belki sevdiklerine yeni yıl için kart göndermek isteyenlere bir alternatif olur. Ayrıca ilham aldığım bloglardan da bahsetmek istiyorum bir ara. Tam burada Sevgili Esra'yı anmam lazım, yaptığı birbirinden nefis albümleri hala görmediyseniz, hemen bir bakın bence, en sıkı takipçilerinden biri olarak şiddetle tavsiye ederim:)
Albümde kullandığım kağıtlardan aksesuarlara kadar her şeyi tek tek
eskittim. Ama sadece vintage değil aynı zamanda neşeli de görünsün
istedim. Bunun için ise cıvıl cıvıl renkli, kabartmalı stickerlar
kullandım.
Albümdeki sayfalar ve kartlar büyüklü küçüklü fotoğraf yapıştırmak ve notlar almak için ideal. Sayfalardaki ceplerin yanı sıra, albümün zaten zarflı olmasından dolayı oldukça büyük bir depolama alanı da mevcut. Dediğim gibi ben çok fazla şey biriktirdiğimden ve hepsini tek bir yerde toplamak istediğimden bana lazım olan da buydu.
Bunların dışında albümde 24 yaprak 48 sayfadan oluşan, her sayfasını ayrı bir mühürle süslediğim eskitme bir defter, farklı desende kağıtlardan hazırladığım zarflar ve etiketler var. Aslına bakarsanız, hemen 3-5 tane daha zarf ya da etiket hazırlayabilirim. Bu albümün sınırı yok, yani ihtiyacınız doğrultusunda dilediğiniz kadar ekleme yapabilirsiniz.
Fotoğraflar haricinde neler koyacağımı ise hemen altta görebilirsiniz. Gebelikte çekilen ultrason fotoğrafları, Ela doğduğunda hastanenin ÇEKÜD'le ortak yürüttüğü kampanya dahilinde Ela için dikilen ağacın sertifikası, yine hastane tarafından verilen, içinde Ela'nın ayak izlerinin olduğu bebeğimin ilkleri albümü (albüm içinde albüm gibi oldu), tahliller, cdler, randevu kartları, anne-bebek bileklikleri gibi bir sürü hatıra işte.
Vay canına, hem uzun hem de bol fotolu bir yayın oldu. Buraya kadar
okuduysanız, kocaman teşekkür:) Canım blogum, sana da bu kadar
yüklenmek istemezdim ama yazmayı o kadar özlemişim ki, beni bu seferlik
affet olur mu? Bir dahaki sefere daha kısa tutucam, söz!