fotograf albümü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
fotograf albümü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Oca 2021

Eylülün En Güzel Günü

Yeni yılın ilk postundan herkese merhaba. Ne yıldı ama! Koca bir senenin bu kadar hızlı geçmesi inanılır gibi değil ama bitti işte. Kaş'ta geçirdiğimiz izole yaz tatilimizden sonra dayanamayıp Kasım'da tekrar gittik. Ben Antalya'nın güneşini ayrı yağmurunu ayrı severim ve Kasım'da Antalya herşeyi ile o kadar güzeldi ki... İşte bu iki kaçamak haricinde, ömrümüzden giden bu bir yılın büyük bir kısmının boşa geçtiği gibi bir his var içimde...Bu durumun tek çaresi Kaş'a taşınmak sanırım.😋
Bu albümü taslaklara attığımda aylardan eylüldü. Bir türlü sıra gelmeyince, yayınlanması bugüne kaldı. Gerçi havalara bakarsanız hala eylül gibi.  Hani hatırlar mısınız, bundan 30 yıl önce, ilkokuldayken ozon tabakasındaki deliğin giderek büyüdüğünü anlatırdı öğretmenlerimiz. Kutuplardaki buzulların eriyeceğini, Hollanda, Londra gibi pek çok önemli merkezin sular altında kalacağını uzak bir masal gibi dinlerdik. Bu konunun işlendiği dersi o kadar net hatırlıyorum ki... Şimdi "The child is grown, the dream is gone." naraları atmayı çok isterdim ama elimizde hepi topu bir "Hayaldi, gerçek oldu." klişesi var. Gerçi dünyanın haşmetini, kudretini düşününce, bir ozon deliğiyle, sera gazlarıyla ya da bilimum doğal hayat katlediciliğimizle baş edememesi de ne bileyim, çok da yakıştıramıyorum şahsen kendisine😄 Şaka elbette, cidden uykumu kaçırıyor aslında bu konu. Mesela bundan üç sene önce, tam da bu günlerde kardan yollar kapanmış, Ela'nın kreş tatil olmuş, gönderememişiz. Dün ofiste sıcaktan camları açıp oturdum yahu. Tamam yaza hepimiz bayılıyoruz da, kışsız olur mu? Nisan gelince artık tüm ağaçları don vurur, herşeye zam gelir, susuzluk, su kesintisi, hijyen olmayınca baş gösterecek başka hastalıklar... Bu, insanı içine girdap gibi çeken deli düşünceler zincirini bildiniz, dimi? Evet duramıyorum, düşünmeden duramıyorum maalesef.😂
Bu kadar düşünmenin sonucu, geçen hafta kollarımda ve sırtımda minik minik kabarcıklarla uyandım. Kaşıntı yok, acı yok ama bir döküntü olduğu belli. Üçüncü günün sonunda bir düzelme olmayınca doktora gittim. Tahliller normal çıktı ama teşhis Rosea oldu. Bayağı güllü olmuşum da haberim yok. "Stres yapma" dedi, "olur öyle" dedi, bir kutu hapla gönderdi beni doktor.😆

Scrapbook albüme gelirsek...Bazen albümlerle isimleri birbirini o kadar iyi tamamlıyor ki, yapan ben olduğum halde kendimi bir seyirciden farksız hissediyorum. Yani albüm çoktan kendi kapağına vs. karar vermiş de ben üzerine gelmişim gibi. Bu da o albümlerden biri bence. Geçenlerde şöyle bir geriye dönüp baktım, bakmakla da kalmayıp saydım. Aşağı yukarı 7 yılda, 500'ün üzerinde albüm ve defter yapmışım. Tabi yeni nesil bilmez, dolar o zaman 3 liraydı, her ay Amerika'dan beni inanılmaz mutlu eden son çıkan malzemelerden alıyordum. Ahh, o amazon kolilerini açmak kadar özlediğim çok az şey var hayatımda.😂 En son siparişimi, sağolsun Handan Amerika'ya gittiğinde kaldıkları otele gönderttim de, gelirken getirdi minnoşlarımı. Özetle, tüm albümlerim ayrı birer hikaye benim için, hemen hepsiyle ilgili bir anım var çünkü hepsi hayatımın bir bölümüne dahil oldu. 3 günde tamamladıklarım, uykusuz kaldıklarım, parçalayıp en baştan yaptıklarım, ama hep çok sevdiklerim. Albümlerim benim için bir üründen çok daha fazlası ve umarım gittikleri yerde de sahiplerinin unutulmaz anılarına ev sahipliği yapıyorlardır. Albümün videosu hemen aşağıda, izleyip kanalıma abone olursanız çok mutlu olurum. 😌
Tekrar görüşünceye kadar kendinize iyi bakın, hoşçakalın!

4 Ara 2018

2 Defter, 2 Folio ve Rutinler


coptic-stitched-notebook-folio
coptic-stitched-notebook-folio

Herkese merhaba! Günler ne çabuk geçiyor.  Son yazımı yazalı bir aydan fazla olmuş, tarihlere bakmasam farkında değilim. Hayatım hem varlığıyla beni rahatlatan hem de bazen cidden bunalmama yol açan şaşmaz bir rutine bağlı. Yani aslında gün içinde yaptığım şeyler hep aynı ama Ela Masal okula başlayınca, saat konusunda ciddi bir disipline soktum kendimi. Önceden sabahları yedi buçuk gibi uyanırdım ve hemen hemen aynı zamanlarda Ela da kalktığı için önceliğim onun ihtiyaçları olurdu. Ama şimdi Ela'nın en geç sekiz buçukta okulda olması gerekiyor. Dolayısıyla spor, duş, hazırlanma gibi olmazsa olmazlarıma çok kısıtlı bir zaman kalıyor. 

coptic-stitched-notebook

Bunu aşmak için kalkma saatimi beş buçuğa çektim. Her sabah etrafta çıt yokken uyanmayı çok seviyorum. Hava hala zifiri karanlık oluyor ama uyandıktan 10 dakika sonra spora başladığım için uyku falan kalmıyor bende😂 Sonrasında bir duş, Ela'nın kahvaltısı (Çünkü okulda kahvaltı etmeyi sevmiyor😒), hazırlanması, kendimi hazırlamam falan derken neredeyse uçarak okula varıyoruz. Ela'yı bıraktıktan sonra adliye işlerini halledip büroya geçiyoruz. Varsa duruşmalara giriyoruz, yoksa kahvaltımızı yapıp günlük görüşmelere başlıyoruz. Gün içinde açılacak davalar, icra takipleri, müvekkil görüşmeleri falan derken dört-dört buçuk gibi bürodan çıkıp Ela'yı almaya gidiyoruz. Bu arada yolda market vs. alışverişini de yapıyoruz.
notebook-holder
notebook-holder
Ela'yı alıp eve geçiyoruz. Ev ve okul arası araçla 10 dk. Eve gelir gelmez yine elbette İlk işim Ela😊 Ben banyosunu yaptırırken eşim akşam yemeği hazırlıklarını yapıyor. Banyo faslından sonra yemek işini hallediyorum ve en geç altı buçukta akşam yemeğine oturmuş oluyoruz. Akşam 7-8 arası tekrar spor yapıyorum. Ela da bana eşlik ediyor. Yaklaşık 1 senedir jimnastiğe devam ediyor Ela, bu yüzden benimle takılmaktan epey hoşnut. Bu arada bir aylık çalışmam neticesinde amuda kalkmayı nihayet başardım, spagatta da az bir işim kaldı, yıl sonuna onu da bitirip kendime koyduğum son derece şahsi hedeflerimi tamamlamayı düşünüyorum😂😂😂
coptic-stitched-notebook

Sonrasında Ela yarım saat kadar tv izliyor, bazen etkinlik yapıyoruz, çokça saklambaç oynuyoruz derken yatma saati geliyor. Tuvalet, diş fırçalama, masal saati, yatak muhabbeti derken en geç onda uyumuş oluyor. Sonrasında eşimle çay faslı, belki bir film. Saat on bir gibi çalışma odasına geçiyoruz. Ben albümlerimle ilgilenirken eşim bilgisayarda oyun oynuyor ya da ertesi sabah için icra işlerini hazırlıyor. Saat bir buçuk gibi yatıyoruz.
coptic-stitched-notebook
coptic-stitched-notebook
 Bir gün bu koşturmaca ile geçiyor ve bu kadar az uyumama ve bu denli düzenli yaşamama  rağmen gün bana yetmiyor. Yetmiyor derken elimde iş kalıyor anlamında değil, "keşke fazladan birkaç saatim daha olsa, o zaman diliminde de başka bir şeyler yapardım." hayali kastettiğim. Bu arada Vatanım Sensin bitince yeni bir diziye başlamamıştım. Şimdi atv'de yayınlanan Şahin Tepesi'ni izliyorum.Yayından falan kalkmazsa, akşamları albüm yaparken bana eşlik etmesinde bir sakınca yok yani. (Bu arada Ebru Özkan benim her zaman çok çok beğendiğim bir isim, sanırım tüm projelerini izledim. Zerrin Tekindor'un ise havası yeter, 50 yaşında aynen böyle görünmek istiyorum😂)
Yazıya başlarken niyetim kısacık bu iki el dikişli defter ve folyolardan bahsedip kaçmaktı, konu ne ara günlük rutine geldi, izlediğim diziden bahsetmek de nereden çıktı, bu sizi niye ilgilendirsin, inanın fikrim yok. Gerçi buraya kadar okuyan olur mu, ondan da pek emin değilim. Neyse artık, olan oldu:)
Bu sevimli projeleri öğretmenler günü hediyesi olarak Ela'nın okulundaki psikoloğu Özge Hanım ve öğretmeni Leyla Hanım için hazırladım. Çok beğendiler saolsunlar, keşke o anki mutluluklarını da sizlerle paylaşabilseydim... Güle güle kullansınlar💙 
Defter tamam da bu folyolar ne işe yarar derseniz, mesela kısa bir geziye çıktınız, folyonun sol tarafında fotoğraf kısmına o geziden seçtiğiniz fotoğrafları yapıştırıp, diğer cep kısımlarına ise aldığınız bilet vs. gibi hatıraları saklıyorsunuz. Ceplerdeki kart ve etiketleri ise bu el yapımı deftere yazdığınız gezi anılarınızı şenlendirmek için kullanıyorsunuz. Dikkatli bakarsanız, folyonun orta kısmında pembe bir lastik var. El yapımı defteri bu lastiğe takıyorsunuz ve böylece folyoları hem bir defter tutucu hem de mini bir gezi günlüğü/albümü olarak kullanabiliyorsunuz.

Albümlerin ve folyoların kısa bir videosunu ekledim aşağıya. İzlerseniz ve kanalıma abone olursanız sevinirim. Bu arada blogum ve kanalım hintliler arasında çok popüler, izleyicilerim arasında da en az sayıda olanlar Türkler maalesef. Bu müthiş milli destekle yürür giderim diyorum, beni kimse tutamaz.😉


Ahşap Tepsiye Peçete Dekupaj Nasıl Uygulanır?

Herkese merhaba! Nasılsınız? Bugün sizlerle peçete dekupaj tekniği uyguladığım ve el boyamasıyla tamamladığım ahşap tepsimi paylaşmak istiy...