Eylülün En Güzel Günü

Yeni yılın ilk postundan herkese merhaba. Ne yıldı ama! Koca bir senenin bu kadar hızlı geçmesi inanılır gibi değil ama bitti işte. Kaş'ta geçirdiğimiz izole yaz tatilimizden sonra dayanamayıp Kasım'da tekrar gittik. Ben Antalya'nın güneşini ayrı yağmurunu ayrı severim ve Kasım'da Antalya herşeyi ile o kadar güzeldi ki... İşte bu iki kaçamak haricinde, ömrümüzden giden bu bir yılın büyük bir kısmının boşa geçtiği gibi bir his var içimde...Bu durumun tek çaresi Kaş'a taşınmak sanırım.😋
Bu albümü taslaklara attığımda aylardan eylüldü. Bir türlü sıra gelmeyince, yayınlanması bugüne kaldı. Gerçi havalara bakarsanız hala eylül gibi.  Hani hatırlar mısınız, bundan 30 yıl önce, ilkokuldayken ozon tabakasındaki deliğin giderek büyüdüğünü anlatırdı öğretmenlerimiz. Kutuplardaki buzulların eriyeceğini, Hollanda, Londra gibi pek çok önemli merkezin sular altında kalacağını uzak bir masal gibi dinlerdik. Bu konunun işlendiği dersi o kadar net hatırlıyorum ki... Şimdi "The child is grown, the dream is gone." naraları atmayı çok isterdim ama elimizde hepi topu bir "Hayaldi, gerçek oldu." klişesi var. Gerçi dünyanın haşmetini, kudretini düşününce, bir ozon deliğiyle, sera gazlarıyla ya da bilimum doğal hayat katlediciliğimizle baş edememesi de ne bileyim, çok da yakıştıramıyorum şahsen kendisine😄 Şaka elbette, cidden uykumu kaçırıyor aslında bu konu. Mesela bundan üç sene önce, tam da bu günlerde kardan yollar kapanmış, Ela'nın kreş tatil olmuş, gönderememişiz. Dün ofiste sıcaktan camları açıp oturdum yahu. Tamam yaza hepimiz bayılıyoruz da, kışsız olur mu? Nisan gelince artık tüm ağaçları don vurur, herşeye zam gelir, susuzluk, su kesintisi, hijyen olmayınca baş gösterecek başka hastalıklar... Bu, insanı içine girdap gibi çeken deli düşünceler zincirini bildiniz, dimi? Evet duramıyorum, düşünmeden duramıyorum maalesef.😂
Bu kadar düşünmenin sonucu, geçen hafta kollarımda ve sırtımda minik minik kabarcıklarla uyandım. Kaşıntı yok, acı yok ama bir döküntü olduğu belli. Üçüncü günün sonunda bir düzelme olmayınca doktora gittim. Tahliller normal çıktı ama teşhis Rosea oldu. Bayağı güllü olmuşum da haberim yok. "Stres yapma" dedi, "olur öyle" dedi, bir kutu hapla gönderdi beni doktor.😆

Scrapbook albüme gelirsek...Bazen albümlerle isimleri birbirini o kadar iyi tamamlıyor ki, yapan ben olduğum halde kendimi bir seyirciden farksız hissediyorum. Yani albüm çoktan kendi kapağına vs. karar vermiş de ben üzerine gelmişim gibi. Bu da o albümlerden biri bence. Geçenlerde şöyle bir geriye dönüp baktım, bakmakla da kalmayıp saydım. Aşağı yukarı 7 yılda, 500'ün üzerinde albüm ve defter yapmışım. Tabi yeni nesil bilmez, dolar o zaman 3 liraydı, her ay Amerika'dan beni inanılmaz mutlu eden son çıkan malzemelerden alıyordum. Ahh, o amazon kolilerini açmak kadar özlediğim çok az şey var hayatımda.😂 En son siparişimi, sağolsun Handan Amerika'ya gittiğinde kaldıkları otele gönderttim de, gelirken getirdi minnoşlarımı. Özetle, tüm albümlerim ayrı birer hikaye benim için, hemen hepsiyle ilgili bir anım var çünkü hepsi hayatımın bir bölümüne dahil oldu. 3 günde tamamladıklarım, uykusuz kaldıklarım, parçalayıp en baştan yaptıklarım, ama hep çok sevdiklerim. Albümlerim benim için bir üründen çok daha fazlası ve umarım gittikleri yerde de sahiplerinin unutulmaz anılarına ev sahipliği yapıyorlardır. Albümün videosu hemen aşağıda, izleyip kanalıma abone olursanız çok mutlu olurum. 😌
Tekrar görüşünceye kadar kendinize iyi bakın, hoşçakalın!

Yorumlar

Ada Deniz dedi ki…
Bir kere albüm çok güzel olmuş, kapağına bayıldım. Ellerine sağlık.
Kaş'a taşınmak bilemiyorum. Son gidişimde kalabalığından ürkmüştüm. Güzelliklere bozmakta üstümüze yok. Oysa yıllar önce aşık olmuştum oraya. Kasımda Antalya eminim çok güzeldir. Çadır tatilinden sonra ben de bu aylarda gitmeyi istedim ama virüs olamıyor. Benim koca kişisinin izni yok malesef. Bilgisayar sektöründe olsada hastanede çalıştığı için izinler iptal. Hafta sonu da yasak. Valla bunaldık artık.
bücürükveben dedi ki…
Baharcığım döndün mü sonunda? Çok sevindim, hoş geldin.
Albümler her zamanki gibi şahane, eline sağlık.:)
bahar006 dedi ki…
Saadet çok teşekkür ederim, çok sevindim beğenmene:)
Kaş'a gittiğimizde Kalkan'da villa kiralıyoruz Saadet. Kalabalığa hiç girmiyoruz. Sadece alışveriş için merkeze iniyoruz. Yani aslında Ankara'daki hayatımızı orda da devam ettiriyoruz. Bunalma konusunda tez yazabilirim. Gerçekten bu aralar derin nefes alamadığımı fark ettim. Göğsümde koca bir ağırlık var sanki...
bahar006 dedi ki…
Müjdem sen de hoşgeldin:) Çok saol canım, beğenmene sevindim:)
Eren dedi ki…
Bahar'cım yine şahanesin, ellerine sağlık bayıldım... rosea için çok geçmiş olsun, bu arada 7 yılda 500 albüm mü, inanamıyorum sana, maşallah:)
sevda s. dedi ki…
Çok güzel olmuş Baharcım, eline sağlık. Kışı sevmem ben bile özledim soğuk havaları.
Mavinindenizi dedi ki…
Emeğinize sağlık gerçekten çok güzel duruyor.
bahar006 dedi ki…
Eren'cim çok teşekkürler canım:)
bahar006 dedi ki…
Sevda'cım, çok teşekkür ederim:)
bahar006 dedi ki…
Mavinindenizi, hoşgeldiniz, çok teşekkürler:)