Herkese merhaba! Youtube kanalıma bu güzel scrapbook anı albümünün videosunu yükleyeli çok zaman oldu, hatta Handan bunun üzerine ikinci albümünü yaptırdı ama ben daha yeni yayınlayabildim.
Efendim tanıştırayım; albüm kapağında gördüğünüz bu güzel ve zarif kadın Halide Hanım, Handan'ın sevgili annesi. Şeyden aklınıza gelsin, Halide Edip Adıvar'ın Handan romanından😉 Hayır, design paper ile çalışmadım, bizzat kendisinin fotoğrafını kullandım ve bence albüm, kapak ve isim çok yakıştı birbirine.
Takip edenleriniz, tanıyanlarınız Handan'ın ve ailesinin musikiyle ne kadar içiçe olduğunu bilir. Bu nedenle albümde nota figürleri kullandım. Eski resimler, vintage desenler... Albümü hazırlarken fonda eski Türk filmi müziklerinin çaldığına yemin edebilirim ancak ispatlayamam.😌
Bu albüm Handan'ın Halide Hanım'a anneler günü hediyesiydi. Annesinin fotoğraf düzenlemeyi çok sevdiğini söylemişti. Ben de anılarına bu kadar sahip çıkan bir insanın bakmaktan keyif alacağı bir albüm hazırlamaya çalıştım. Sağlıkla, mutlulukla kullansın inşallah😊
Albümün detayları için hemen aşağıdaki videoyu izlemeyi ve kanalıma abone olmayı unutmayın lütfen. Videoyu göremiyorsanız, ilk resme tıklayabilirsiniz. Keyifli seyirler!
Herkese merhaba, nasılsınız? Bugün sizlerle çuval bezinden diktiğim ve üzerine stencil uyguladığım plaj çantalarını paylaşmak istiyorum.
Benim dikiş bilgim yok denecek kadar az, buna rağmen dikiş konulu videolar, izlemeyi en sevdiğim videoların başında geliyor. Ben dikiş makinemi scrapbook albümlerimde ya da yaptığım defterlerde, sayfaları dekoratif dikişlerle birleştirmek için almıştım aslında. Ama dikişe -biraz da annemin etkisiyle-ilgim olduğundan kendi çapımda ufak denemeler yapmaya başladım. Basit kılıflar, Ela'ya oyuncaklar vs.
Tabii dikiş bilmiyor olmam, renk renk kumaşlar almama engel değil. Çuval bezini de bir albüm için almıştım, kullanmayınca kaldı. Ben de bu projede değerlendirmeye karar verdim. Bu çantayı kolunuza takıp gezemezsiniz çünkü çuval bezi teninizi rahatsız edecek bir dokuya sahip. Ama içine kreminizi, şapkanızı atıp plaja götürmek için gayet uygun. Gerçi bu sene plaj görür müyüz emin değilim ama havuz kenarında da işe yarar bence.😊
Çantaları diktikten sonra üzerlerine marin temalı stencil çalıştım. Dediğim gibi dikiş konusunda çok çok acemiyim ama sadece bu proje bile bana çok şey öğretti. Size tavsiyem; aklınızda denemeyi düşündüğünüz bir iş varsa hemen deneyin. Yanlış yapa yapa doğruyu buluyorsunuz ve eğlencesi de bonusu.
Çantanın yapım aşamalarını hemen aşağıdaki videodan, videoyu göremiyorsanız ilk resme tıklayarak ulaşacağınız youtube kanalımdan izleyebilirsiniz. Kanalıma abone olursanız ayrıca çok sevinirim. Şimdiden keyifli seyirler, hoşçakalın.🙋
Tüm yurdun sokaklara dökülerek büyük bir coşkuyla kutladığı, trafiğin kilit olduğu ulusal kapanmanın ilk gününden herkese merhaba! Gerçekten biz bu kriz yönetme işini çok iyi biliyoruz, dünyaya ders veririz ders!
Malum diğer 356789 meslek dalı gibi avukatlara da görev icabı sokağa çıkmak serbest. Ama evdeki 7 yaşa herşey yasak olduğu için biz maaile evdeyiz. Ben de önümüzdeki bu yarım aydan fazla süreyi hobi çalışmaları yaparak değerlendirmek için bir kasa boya siparişi verdim. Tüm evi boyamaya yetecek kadar boya aldım. Umarım kafayı yemeden kargom elime ulaşır. Zira güzelim ilkbaharı bir kez daha pencereden izlediğim için fazlasıyla sinirliyim.
Bahar temalı duvar süsüne gelirsek... Havayla kuruyan hamurla çalışmayı çok seviyorum. Daha önce de bu tarz pek çok proje paylaştığımı takip edenler hatırlayacaktır. Elimde denizden topladığım dal parçaları vardı ve bunları mutlaka bir kapı ya da duvar süsünde kullanmak istiyordum. Bunun için havayla kuruyan hamurdan temaya uygun kalıplarla çeşitli şekiller kestim, kuruttum ve boyadım.
Bundan sonra çalışmaya hareket katmak ve bahar havasını belirgin hale getirmek için çeşitli rölyef pastalar ve efekt veren boyalardan faydalandım. Yalnız söylemeden geçemicem, hobi malzemelerinin çeşitliliğinin günden güne artması, yeni ürünlerin pazara kazandırılması beni çok mutlu ediyor. Yurtdışına göre hala eksiğimiz var ama bir beş sene öncesini düşününce çok daha eğlenceli bir noktada olduğumuz kesin.
Malzemeler:
*Havayla Kuruyan Hamur (Ben DAS marka kullandım.)
*Driftwood (Herhangi bir dal parçası da olabilir.)
*Akrilik boya, vernik
*Rölyef pasta
*Ahşap boncuk
*Kağıt ip
*Süslemek için konfeti
Aslında pek çok hobicinin elinde doğal olarak bulunan malzemeler bu iş için yeterli. Hazır hepimiz evdeyken, hem oyalanmak hem de keyifli vakit geçirmek için için belki sizi de harekete geçirir bu çalışma. Belki siz bahar teması yerine denizi tercih edersiniz ya da belki çocuğunuzun odası için prensesler, sevimli hayvanlar çalışırsınız. Kalıp kutusunu az karıştırın bakalım, sizden kimbilir neler çıkacak.😊
Duvar süsünün tüm yapım aşamalarını Youtube kanalında paylaştım. İzler, paylaşır ve abone olursanız sevinirim. Video hemen aşağıda ancak göremeyenler ilk resme tıkladığında doğrudan videoya ulaşabilirler. Keyifli seyirler!
Herkese merhaba! Umarım sağlığınız yerindedir. Bugün sizlerle, rölyef pasta ve kahve kullanarak antik bir görünüme kavuşturduğum cam vazomu paylaşmak istiyorum.
Vazo yaklaşık 15 yıllık. Gördüğünüz üzere bol renkli, desenli ve oldukça ağır bir vazo. Ancak evde ya da ofiste kendine hiç bir şekilde yer bulamadığından kutulayıp balkona kaldırmıştık. Aklımızdan çıkmış. Geçenlerde eşim balkon düzenlemesi yaparken bunu ne yapsak diye sorunca, epeydir yapılacaklar listemde olan antik vazoyu artık hayata geçirmem için gereken tüm işaretlerin tamamlandığını düşündüm.😂 Yapmak istediğim değişikliği önce bir Nutella kavanozunda denedim, sonuç başarılı olunca kolları sıvayıp işe başladım.
Cam vazonun baştan sona geçirdiği dönüşümün tüm aşamalarını filme aldım. Kameraları hazırlamak, uygun ışığı yakalamak-ki her zaman mümkün olmuyor-, bu arada objeyi boyamak, objeyi boyarken tekrar kameraları kontrol etmek, arada gidip fırçaları yıkamak, sonraki aşamanın malzemelerini hazırlamak, herşey bittikten sonra tüm o videoaları birleştirip editlemek filan...Çok yorucu ama bir o kadar da eğlenceli ve tatmin edici. Bundan sonraki projelerim daha kolay olmayacak ancak eğlence kısmında kapışırlar bence.😊
Videom hemen aşağıda. İzlerseniz çok mutlu olurum. Ama paylaşır ve gelmişken kanalıma abone olursanız daha da mutlu olurum. Şimdiden keyifli seyirler, hoşçakalın.🙋
**Bu arada cep telefonunun mobil sürümünde video görünmüyormuş. Yayının başındaki resme tıklarsanız, videoyu izleyebilirsiniz.
Yeni yılın ilk postundan herkese merhaba. Ne yıldı ama! Koca bir senenin bu kadar hızlı geçmesi inanılır gibi değil ama bitti işte. Kaş'ta geçirdiğimiz izole yaz tatilimizden sonra dayanamayıp Kasım'da tekrar gittik. Ben Antalya'nın güneşini ayrı yağmurunu ayrı severim ve Kasım'da Antalya herşeyi ile o kadar güzeldi ki... İşte bu iki kaçamak haricinde, ömrümüzden giden bu bir yılın büyük bir kısmının boşa geçtiği gibi bir his var içimde...Bu durumun tek çaresi Kaş'a taşınmak sanırım.😋
Bu albümü taslaklara attığımda aylardan eylüldü. Bir türlü sıra gelmeyince, yayınlanması bugüne kaldı. Gerçi havalara bakarsanız hala eylül gibi. Hani hatırlar mısınız, bundan 30 yıl önce, ilkokuldayken ozon tabakasındaki deliğin giderek büyüdüğünü anlatırdı öğretmenlerimiz. Kutuplardaki buzulların eriyeceğini, Hollanda, Londra gibi pek çok önemli merkezin sular altında kalacağını uzak bir masal gibi dinlerdik. Bu konunun işlendiği dersi o kadar net hatırlıyorum ki... Şimdi "The child is grown, the dream is gone." naraları atmayı çok isterdim ama elimizde hepi topu bir "Hayaldi, gerçek oldu." klişesi var. Gerçi dünyanın haşmetini, kudretini düşününce, bir ozon deliğiyle, sera gazlarıyla ya da bilimum doğal hayat katlediciliğimizle baş edememesi de ne bileyim, çok da yakıştıramıyorum şahsen kendisine😄 Şaka elbette, cidden uykumu kaçırıyor aslında bu konu. Mesela bundan üç sene önce, tam da bu günlerde kardan yollar kapanmış, Ela'nın kreş tatil olmuş, gönderememişiz. Dün ofiste sıcaktan camları açıp oturdum yahu. Tamam yaza hepimiz bayılıyoruz da, kışsız olur mu? Nisan gelince artık tüm ağaçları don vurur, herşeye zam gelir, susuzluk, su kesintisi, hijyen olmayınca baş gösterecek başka hastalıklar... Bu, insanı içine girdap gibi çeken deli düşünceler zincirini bildiniz, dimi? Evet duramıyorum, düşünmeden duramıyorum maalesef.😂
Bu kadar düşünmenin sonucu, geçen hafta kollarımda ve sırtımda minik minik kabarcıklarla uyandım. Kaşıntı yok, acı yok ama bir döküntü olduğu belli. Üçüncü günün sonunda bir düzelme olmayınca doktora gittim. Tahliller normal çıktı ama teşhis Rosea oldu. Bayağı güllü olmuşum da haberim yok. "Stres yapma" dedi, "olur öyle" dedi, bir kutu hapla gönderdi beni doktor.😆
Scrapbook albüme gelirsek...Bazen albümlerle isimleri birbirini
o kadar iyi tamamlıyor ki, yapan ben olduğum halde kendimi bir
seyirciden farksız hissediyorum. Yani albüm çoktan kendi kapağına vs. karar
vermiş de ben üzerine gelmişim gibi. Bu da o
albümlerden biri bence. Geçenlerde şöyle bir geriye dönüp baktım, bakmakla da kalmayıp
saydım. Aşağı yukarı 7 yılda, 500'ün üzerinde albüm ve defter yapmışım.
Tabi yeni nesil bilmez, dolar o zaman 3 liraydı, her ay Amerika'dan
beni inanılmaz mutlu eden son çıkan malzemelerden alıyordum. Ahh, o amazon kolilerini
açmak kadar özlediğim çok az şey var hayatımda.😂 En son siparişimi, sağolsun Handan
Amerika'ya gittiğinde kaldıkları otele gönderttim de, gelirken getirdi
minnoşlarımı. Özetle, tüm albümlerim ayrı birer hikaye benim için,
hemen hepsiyle ilgili bir anım var çünkü hepsi hayatımın bir bölümüne
dahil oldu. 3 günde
tamamladıklarım, uykusuz kaldıklarım, parçalayıp en baştan yaptıklarım,
ama hep çok sevdiklerim. Albümlerim benim için bir üründen çok daha
fazlası ve umarım gittikleri yerde de sahiplerinin unutulmaz anılarına
ev sahipliği yapıyorlardır. Albümün videosu hemen aşağıda, izleyip kanalıma abone olursanız çok mutlu olurum. 😌
Tekrar görüşünceye kadar kendinize iyi bakın, hoşçakalın!
Herkese merhaba. Ela Masal ile birlikte izlediğimiz filmlerden en sevdiklerimizi seçtik ve ufak bir liste hazırladık. İlkokul çağında çocuklarınız varsa, aklınızın bir köşesinde bulunsun. Yoksa da çekinmeyin canım, siz de izleyebilirsiniz.😊
1-BALERİN VE AFACAN MUCİT (2016)
Yetimhanede büyüyen 11 yaşındaki Felicie'nin en büyük hayali dansçı olmaktır. Aynı yetimhaneden arkadaşı Victor ise mucit olma yolunda şaşkın adımlarla ilerlemektedir. Hayallerini gerçekleştirmek için yetimhaneden kaçan iki arkadaş soluğu Paris'te alır. Felicie Paris'te Odette ile tanışır ve Paris Opera ve Balesi'ne bir şekilde girmeyi başarır. Felicie hayallerine kavuşmak için var gücüyle çalışmaya başlar ancak başına geleceklerden habersizdir.
***Çok eğlenceli ve bence büyük küçük herkesin hoşuna gidecek bir film. Müzikleri de ayrıca şahane.
2-ZOOTROPOLİS:HAYVANLAR ŞEHRİ (2016)
Zootropolis, farklı türden canlıların bir arada yaşadığı büyük bir şehirdir. Polis olmak için herkesi karşısına alan ve canını dişine takan memur Judy, Zootropolis'e geldiğinde işlerin sandığı kadar kolay olmadığını fark eder. Kendini ispatlamak için gizemli bir olayı çözmeye çalışan Judy, bunun için kurnaz tilki Nick Wile ile ortak olmaktan çekinmeyecektir.
***Ela bu filmi takıntı derecesinde seviyor. Judy ile yatıp Judy ile kalkıyor resmen. Küçük oyuncaklarını bulduk ama kocaman bir Judy arıyoruz, Aliekspress harici bir yerden bulursanız haber verin😇 Film cidden komik ve oldukça eğlenceli. Hele tembel hayvanların çalıştığı devlet dairesi sahnesi! Tilkiyi Cem Yılmaz seslendirmiş ve bir ses bir karaktere-animasyon bile olsa- bu kadar uyar. Filmin müziği ise Shakira'dan ve oldukça başarılı.
3-FINDIK İŞİ 2 (2018)
Sincap Surly ve arkadaşları Oakton City'de bir parkta mutlu mesut yaşamaktadırlar. Ancak gözünü hırs bürümüş şişko belediye başkanı parkı yıkıp yerine devasa bir lunapark yapmak istemektedir. Yuvalarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalan Surly ve arkadaşları, belediye başkanına karşı büyük bir mücadeleye girişir.
4-ASTRONOT WİLLY: MACERA GEZEGENİ (2019)
Willy ailesiyle uzayda seyahat ederken bir kaza olur ve Willy ailesinden ayrılarak hiç bilmediği bir gezegene zorunlu iniş yapar. Gezegen inanılmaz bir bitk örtüsüne ve çok farklı hayvanlara ev sahipliği yapmaktadır. Ailesine ne zaman kavuşacağı hakkında hiç bir fikri olmayan Willy, yanında ailesinin kendisini korumak için dizayn ettiği robot arkadaşıyla bu ilginç gezegeni keşfe çıkar ve macera başlar.
***Çok tatlış bir film daha. Willy'nin ailesinden ayrı kaldığı an birazcık hüzünlü olsa da hem çocukların hem büyüklerin baştan sona gözünüzü kırpmadan izleyeceğine eminim. Hele o gezegen, o çizimler, o renkler tam bir görsel şölen, ba-yıl-dık!
5- RAFADAN TAYFA:GÖBEKLİTEPE (2019)
Rafadan Tayfa ekibi, serinin ikinci animasyon filminde bu defa, ucu tarihi Göbeklitepe'ye uzanan gizemlerin peşinde maceradan maceraya koşuyor.
***Rafadan Tayfa'yı bilmeyen pek az çocuk vardır. Ela Masal şimdiye kadar Ankara'ya gelmiş tüm tiyatrolarını izledi, pandemiden önce sinemada son izlediği filmlerden biri de buydu. Birkaç gün önce televizyonda da yayınlanınca elbette bir kez daha izleyip anılarını tazeledi.😀Biz ailecek bu filmi, ilkinden daha çok sevdik. Yanlış hatırlamıyorsam ben ilkinde sinemada uyuyakalmıştım ama bu filmde son sahneye kadar cin gibiydim maşallah😆
Herşey yolunda gitseydi, geçtiğimiz Nisan ayında Göbeklitepe'yi yerinde görecektik ama kısmet işte! O güne kadar Rafadan senin Atiye benim idare edicez.😂
6-ARI MAYA:BAL OYUNLARI (2018)
Arı Maya Kraliçe'ye karşı gelince kovanını kurtarmak için Bal Oyunları'na katılmak zorunda kalır. Ancak takımı uyumsuz böceklerden oluşmaktadır ve kaybetmeleri halinde kışlık ballarının tamamını Kraliçe'ye vermek zorunda kalacaklardır. Arı Maya, arkadaşı Willy ile birlikte Violet ve takımına karşı oyunu kazanmak için amansız bir mücadeleye girişir.
***Biz bu filmi sinemada izlemiştik. Evde kaldığımızda tekrar izledik. Bu filmin benim için en dikkat çekici özelliği; giriş gelişme ve sonuç kısımlarının inanılmaz bir uyum içerisinde, olabilecek en makul uzunlukta ve kesinlikle çocukların dikkatini hep üzerinde tutacak şekilde yapılmış olması. Yani eksik ya da fazla, şu kısımda çok sıkıldık, şu kısım gereksizdi diyebileceğim hiç bir bölüm yok. Müzikleri zaten çok çok güzel ve film bittiğinde tadı damağınızda kalıyor desem abartmış olmam inanın. İzleyin, izlettirin.😊
Herkese merhaba, nasılsınız? Bilgisayarın başına yayın paylaşmak için ne zaman otursam, konu dönüp dolaşıp covide geldiğinden pek de yaratıcı olamıyorum maalesef. Siz de farkındasınızdır, ilk zamanlar televizyondan takip ederken konu bize uzaktı bir şekilde, çünkü çevremizde ya da ailemizde virüse yakalanan kimse yoktu. Ama aylar geçti ve çember giderek daraldı. Şimdi komşumuzun babası, iş arkadaşımızın annesi, müvekkilimizin amcası derken artık virüs her yerde ve herkese şimdiye kadar olduğundan çok daha yakın.
Ofiste mümkün mertebe görüşme yapmıyoruz, bütün işlerimizi online platformlar üzerinden yürütmeye çalışıyoruz. Kalabalıklara girmiyoruz, vakit geçirmek için bisikletlerimizi alıp kendimizi Eymir'in kuytularına atıyoruz. Bugün geldiğimiz noktadan sonra maske takmayan ya da takmış gibi yapan insanların cidden problemli olduklarını düşünüyorum. Geçenlerde bir duvar yazısı gördüm ve aynen katılıyorum. "Maskeyi donunuz gibi düşünün, nasıl ki herkesin içinde donunuzu indirmiyorsanız, maskenizi de indirmeyin."😂 Daha etkili nasıl anlatılır, bilemiyorum.
Dün Kızılay'a gitmemiz gerekti. Yürüyüşümüzü görseniz, gerçekten gülmekten yerlere yatarsınız. Maske kullanmayan bir kaç cengaver haricinde genel olarak herkes maskeli. Sorun maske takmaya sigara molası verip yolun ortasından aheste aheste yürüyen ayaklı bacalar! Sislerin içinde başımı ne tarafa çevireceğimi şaşırmışken maskemin içinde resmen duman tadı aldım! Bence sigara dumanı da virüsü yaymak için ciddi bir araç, keşke caddelerde, sokaklarda, özellikle hareket halindeki kişilerin sigara içmesi yasaklansa...
Bu arada bizim online dersler ilk etapta 4 ders olarak başladı. Şimdiden iptal olmuş durumdayız. Çünkü ders süresince evdeyiz, derslerden kalan zamanda işleri yetiştirmek için resmen koşuyoruz. Sekiz saat olursa, okullar hiç açılmazsa -ki bu gidişle çok zor-o zaman halimizi düşünemiyorum.
Bu sene tatile çıkmama kararı almıştık ancak neredeyse dört ay evden dışarı çıkmayınca geçen senelerde yaptığımız gibi yine Kaş'tan bir villa kiraladık. Biz normalde de insanlarla içiçe, kalabalık tatillere çıkan, otel seven bir aile değiliz. Yıllardır da izole tatil fikri bize çok uygun olduğu için tercihimizi bu yönde kullanıyoruz. Sonra düşündük, neden olmasın dedik ve nihayet iki gün sonra bizi Ankara'da kimsecikler bulamaz.😁
Bu tatlış vintage scrapbook albümü Sevgili Sümeyye için hazırlamıştım. Kullandığım serideki renkler inanılmaz uyumluydu ve ortaya çıkan sonuç da beni memnun etmeye yetti. Albümün videosu hemen aşağıda. İzler ve hazır oraya kadar gelmişken kanalıma da abone olursanız, beni çok mutlu edersiniz. Herkese sağlıklı ve mutlu günler dilerim.