Herkese merhaba! Günler ne çabuk geçiyor. Son yazımı yazalı bir aydan fazla olmuş, tarihlere bakmasam farkında değilim. Hayatım hem varlığıyla beni rahatlatan hem de bazen cidden bunalmama yol açan şaşmaz bir rutine bağlı. Yani aslında gün içinde yaptığım şeyler hep aynı ama Ela Masal okula başlayınca, saat konusunda ciddi bir disipline soktum kendimi. Önceden sabahları yedi buçuk gibi uyanırdım ve hemen hemen aynı zamanlarda Ela da kalktığı için önceliğim onun ihtiyaçları olurdu. Ama şimdi Ela'nın en geç sekiz buçukta okulda olması gerekiyor. Dolayısıyla spor, duş, hazırlanma gibi olmazsa olmazlarıma çok kısıtlı bir zaman kalıyor.
Bunu aşmak için kalkma saatimi beş buçuğa çektim. Her sabah etrafta çıt yokken uyanmayı çok seviyorum. Hava hala zifiri karanlık oluyor ama uyandıktan 10 dakika sonra spora başladığım için uyku falan kalmıyor bende😂 Sonrasında bir duş, Ela'nın kahvaltısı (Çünkü okulda kahvaltı etmeyi sevmiyor😒), hazırlanması, kendimi hazırlamam falan derken neredeyse uçarak okula varıyoruz. Ela'yı bıraktıktan sonra adliye işlerini halledip büroya geçiyoruz. Varsa duruşmalara giriyoruz, yoksa kahvaltımızı yapıp günlük görüşmelere başlıyoruz. Gün içinde açılacak davalar, icra takipleri, müvekkil görüşmeleri falan derken dört-dört buçuk gibi bürodan çıkıp Ela'yı almaya gidiyoruz. Bu arada yolda market vs. alışverişini de yapıyoruz.
Ela'yı alıp eve geçiyoruz. Ev ve okul arası araçla 10 dk. Eve gelir gelmez yine elbette İlk işim Ela😊 Ben banyosunu yaptırırken eşim akşam yemeği hazırlıklarını yapıyor. Banyo faslından sonra yemek işini hallediyorum ve en geç altı buçukta akşam yemeğine oturmuş oluyoruz. Akşam 7-8 arası tekrar spor yapıyorum. Ela da bana eşlik ediyor. Yaklaşık 1 senedir jimnastiğe devam ediyor Ela, bu yüzden benimle takılmaktan epey hoşnut. Bu arada bir aylık çalışmam neticesinde amuda kalkmayı nihayet başardım, spagatta da az bir işim kaldı, yıl sonuna onu da bitirip kendime koyduğum son derece şahsi hedeflerimi tamamlamayı düşünüyorum😂😂😂
Sonrasında Ela yarım saat kadar tv izliyor, bazen etkinlik yapıyoruz, çokça saklambaç oynuyoruz derken yatma saati geliyor. Tuvalet, diş fırçalama, masal saati, yatak muhabbeti derken en geç onda uyumuş oluyor. Sonrasında eşimle çay faslı, belki bir film. Saat on bir gibi çalışma odasına geçiyoruz. Ben albümlerimle ilgilenirken eşim bilgisayarda oyun oynuyor ya da ertesi sabah için icra işlerini hazırlıyor. Saat bir buçuk gibi yatıyoruz.
Bir gün bu koşturmaca ile geçiyor ve bu kadar az uyumama ve bu denli düzenli yaşamama rağmen gün bana yetmiyor. Yetmiyor derken elimde iş kalıyor anlamında değil, "keşke fazladan birkaç saatim daha olsa, o zaman diliminde de başka bir şeyler yapardım." hayali kastettiğim. Bu arada Vatanım Sensin bitince yeni bir diziye başlamamıştım. Şimdi atv'de yayınlanan Şahin Tepesi'ni izliyorum.Yayından falan kalkmazsa, akşamları albüm yaparken bana eşlik etmesinde bir sakınca yok yani. (Bu arada Ebru Özkan benim her zaman çok çok beğendiğim bir isim, sanırım tüm projelerini izledim. Zerrin Tekindor'un ise havası yeter, 50 yaşında aynen böyle görünmek istiyorum😂)
Yazıya başlarken niyetim kısacık bu iki el dikişli defter ve folyolardan bahsedip kaçmaktı, konu ne ara günlük rutine geldi, izlediğim diziden bahsetmek de nereden çıktı, bu sizi niye ilgilendirsin, inanın fikrim yok. Gerçi buraya kadar okuyan olur mu, ondan da pek emin değilim. Neyse artık, olan oldu:)
Bu sevimli projeleri öğretmenler günü hediyesi olarak Ela'nın okulundaki psikoloğu Özge Hanım ve öğretmeni Leyla Hanım için hazırladım. Çok beğendiler saolsunlar, keşke o anki mutluluklarını da sizlerle paylaşabilseydim... Güle güle kullansınlar💙
Defter tamam da bu folyolar ne işe yarar derseniz, mesela kısa bir geziye çıktınız, folyonun sol tarafında fotoğraf kısmına o geziden seçtiğiniz fotoğrafları yapıştırıp, diğer cep kısımlarına ise aldığınız bilet vs. gibi hatıraları saklıyorsunuz. Ceplerdeki kart ve etiketleri ise bu el yapımı deftere yazdığınız gezi anılarınızı şenlendirmek için kullanıyorsunuz. Dikkatli bakarsanız, folyonun orta kısmında pembe bir lastik var. El yapımı defteri bu lastiğe takıyorsunuz ve böylece folyoları hem bir defter tutucu hem de mini bir gezi günlüğü/albümü olarak kullanabiliyorsunuz.
Albümlerin ve folyoların kısa bir videosunu ekledim aşağıya. İzlerseniz ve kanalıma abone olursanız sevinirim. Bu arada blogum ve kanalım hintliler arasında çok popüler, izleyicilerim arasında da en az sayıda olanlar Türkler maalesef. Bu müthiş milli destekle yürür giderim diyorum, beni kimse tutamaz.😉
Bir gün bu koşturmaca ile geçiyor ve bu kadar az uyumama ve bu denli düzenli yaşamama rağmen gün bana yetmiyor. Yetmiyor derken elimde iş kalıyor anlamında değil, "keşke fazladan birkaç saatim daha olsa, o zaman diliminde de başka bir şeyler yapardım." hayali kastettiğim. Bu arada Vatanım Sensin bitince yeni bir diziye başlamamıştım. Şimdi atv'de yayınlanan Şahin Tepesi'ni izliyorum.Yayından falan kalkmazsa, akşamları albüm yaparken bana eşlik etmesinde bir sakınca yok yani. (Bu arada Ebru Özkan benim her zaman çok çok beğendiğim bir isim, sanırım tüm projelerini izledim. Zerrin Tekindor'un ise havası yeter, 50 yaşında aynen böyle görünmek istiyorum😂)
Yazıya başlarken niyetim kısacık bu iki el dikişli defter ve folyolardan bahsedip kaçmaktı, konu ne ara günlük rutine geldi, izlediğim diziden bahsetmek de nereden çıktı, bu sizi niye ilgilendirsin, inanın fikrim yok. Gerçi buraya kadar okuyan olur mu, ondan da pek emin değilim. Neyse artık, olan oldu:)
Bu sevimli projeleri öğretmenler günü hediyesi olarak Ela'nın okulundaki psikoloğu Özge Hanım ve öğretmeni Leyla Hanım için hazırladım. Çok beğendiler saolsunlar, keşke o anki mutluluklarını da sizlerle paylaşabilseydim... Güle güle kullansınlar💙
Defter tamam da bu folyolar ne işe yarar derseniz, mesela kısa bir geziye çıktınız, folyonun sol tarafında fotoğraf kısmına o geziden seçtiğiniz fotoğrafları yapıştırıp, diğer cep kısımlarına ise aldığınız bilet vs. gibi hatıraları saklıyorsunuz. Ceplerdeki kart ve etiketleri ise bu el yapımı deftere yazdığınız gezi anılarınızı şenlendirmek için kullanıyorsunuz. Dikkatli bakarsanız, folyonun orta kısmında pembe bir lastik var. El yapımı defteri bu lastiğe takıyorsunuz ve böylece folyoları hem bir defter tutucu hem de mini bir gezi günlüğü/albümü olarak kullanabiliyorsunuz.
Albümlerin ve folyoların kısa bir videosunu ekledim aşağıya. İzlerseniz ve kanalıma abone olursanız sevinirim. Bu arada blogum ve kanalım hintliler arasında çok popüler, izleyicilerim arasında da en az sayıda olanlar Türkler maalesef. Bu müthiş milli destekle yürür giderim diyorum, beni kimse tutamaz.😉
Yorumlar
Beğenmene çok sevindim, sevgiler benden:)