Minimalizm'le Sadeleşmenin 7 Yolu 💙

Açıkçası uzun zamandır eşyalarımı azaltıp daha sade ve minimalist bir yaşama geçmeyi düşünüyordum. Çünkü kitaplar, giysiler, hobi malzemeleri, oyuncaklar derken artık hiç bir şeye yer bulamadığımı fark ettim. Nereden başlasam, nasıl yapsam derken, bir kaç ay önce Youtube'da gezinirken The Whole Happy Life kanalına denk geldim. Kanalın sevimli sahibesi Ria, daha sağlıklı, daha mutlu ve minimal tarzda bir yaşam için neler yapılması gerektiğini o kadar güzel anlatıyordu ki resmen ekrana kilitlendim. İzlediğim videolar ihtiyacım olan ilham ve cesareti fazlasıyla verdi. Ben de evdeki tüm bu fazlalıklardan kurtulma sürecini 7 başlıkta toplamaya ve hala düşünenler varsa onlara birazcık "hadi" demeye karar verdim:)
1- GİYSİLER/TEKSTİL ÜRÜNLERİ 👗👕👖
Eskiyen, eskimeyen ancak modası geçen, en az 1 yıldır askısından ayrılmamış, büyük gelen ya da daralan ne kadar giysi varsa hepsini gruplayarak poşetlere yerleştirdim. Çorap ve çamaşır çekmecelerini aynı şekilde temizleyip düzenledim. Bu çekmeceler için uzun süredir İkea'da satılan organizerları kullanıyorum ve çabuk dağılan yerleri hızlıca düzeltmek için son derece kullanışlı olduklarını düşünüyorum. Ela'nın eşyalarını ve oyuncaklarını da hızlıca elden geçirip fazlalıkları ayırdım. Çocuklar gerçekten çok hızlı büyüyorlar ve giysiler eskimekten ziyade küçük geldiği için dolap ve çekmeceleri sık sık taramak lazım ki işler çığrından çıkmasın. Oyuncaklarda ise kırık- dökük olanlar atıldıktan sonra yaşına ve gelişimine uygun olmayanların ayrılması işleri büyük ölçüde kolaylaştırıyor.

Evdeki havlu ve çarşaflar her gün değiştiğinden, koca bir dolabı bu tarz tekstil ürünlerine ayırmıştım. Ancak yeniler alındıkça eskilere sıra gelmediğinden ve görece yıpranmış olanlar dolabın en altında biriktiğinden, giysilerden sonra bu konuda da titiz bir ayıklama yaptığımı itiraf etmeliyim.  Rengi atmış yastık yüzleri, lastiği gevşemiş çarşaflar ya da delinen havlular. Hepsinden kurtuldum.

Ben bunları yaparken eşim de kendi giysilerini ayıkladı ve sadece onun dolabından iki çanta kravat, bir o kadar gömlek ve pantolon çıktı. Burda deneyimlediğim bir noktayı da paylaşayım. Evden göndereceğiniz poşeti kapıya yakın bir yere bırakın ve en kısa zamanda gideceği yere - çöp, kumbara vs.- ulaştırın. Poşetin evde kaldığı süre uzadıkça, gidip gelip poşeti karıştırma ve bazılarını tekrar depolama riski artıyor. Bu nedenle ben de vakit kaybetmeden ayırdığım tüm eşyaları evden ve kapsama alanımdan uzaklaştırdım. 

2-HOBİ MALZEMELERİ 📌✂🎨
Giysiler bitince derin bir nefes alıp hobi odasına daldım. Minicik kutulardan devasa kolilere kadar her şeyi sırayla boşalttım, eledim ve büyük çoğunluğunu çöpe gönderdim. Eğer giysiler konusunda o kritik adımı atmayı başarır ve çok sevmenize rağmen giysileririnizle vedalaşırsanız, sonra karşınıza çıkacak olan diğer çok sevdiklerinizle ayrılmanız daha kolay oluyor. Mesela koca bir kutu kolye, küpe saklamışım, bunlar günlük kullandıklarımdan farklı olarak ayırdığım, belki boncuk ya da aksesuarlarını kullanırım diye sakladığım takılar. Kutuyu öylece attım. Kemerler yine aynı şekilde. Kağıt, karton, boya, yapıştırıcı...30 senelik kalem koleksiyonumdan bile iki düzine kalem attım. Annem görse benimle gurur duyardı, çünkü bu benim için öylesine yeni bir duygu ki:) Hobi anlamında klasik cümlem hep şu olmuştu: "Onu atma, ben onu şurada kullanırım." İşte biriktirmeye giden yolun başlangıcı bu cümle arkadaşlar. Bunu kafamdan silince gerisi çorap söküğü gibi geldi. Yani şimdiye kadar kullanmamışsam ve varlığını dahi unutmuşsam, artık o eşyayla işim kalmamış demektir. Çöpe attıktan sonra da değişen bir şey olmuyor, çünkü o eşyanın günlük hayatınızda zaten yeri yok ve eksikliği kesinlikle hissedilmiyor, rahat olun. Dolaplar boşaldı, raflar düzene girdi. Burada ikinci bir uyarım olacak; kendimden biliyorum, lazım olur diye saklanan boş kutular da çok tehlikeli, çünkü er ya da geç o kutuyu dolduracak bir malzemeniz mutlaka çıkıyor. Bu nedenle fazla kutuları da attım.

3- KİTAP-DERGİ 📚
Hobi malzemelerinden sonra sıra dergi ve kitap ayıklama kısmına geldi ki, evde eşimin hiç durmadan şikayet ettiği bir konu bu. Şöyle ki ben her ay en az 5-6 kitap ve birkaç tane de aylık dergi alıyorum. Ela için ise her ay 5 dergi, en az 3 tane hikaye kitabı ve eğer elimizdeki stok azalmışsa 1 tane de boyama kitabı alıyoruz. Her şeyden kısabilirim ama kitaplar konusunda ciddi bir zaafım var maalesef.
Derken mucizevi bir şey oldu ve ben pdf kitapları ücretsiz olarak telefona indirmeme olanak sağlayan çok hoş programlar keşfettim. Daha önce neden aklıma gelmediğiyle ilgili en ufak bir fikrim yok! Siz de play store uygulamasından bu programlara kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Programları ilk kullanmaya başladığımda burun kıvırıp bunun asla gerçek bir kitabın yerini tutmayacağını düşünsem de şu an fikirlerim tamamen zıt yönde. İlk olarak; pdf kitap uygulamaları oldukça işlevsel. Zira telefon sürekli elimin altında olduğundan, en ufak bir boş anımda dahi hemen kitabımı açıp kaldığım yerden devam edebiliyorum ki bu durum benim çok kısa sürede bir sürü kitabı bitirmemi sağladı. İkincisi; çok pratik ve hızlı! Çünkü bu programlar, aynı anda birden fazla kitap okumamı kolaylaştırdı. Okuduğum kitapları çantamda her yere taşırdım ve bu da hem omuzlarımda ekstra bir yüke hem de kitapların çabuk yıpranmalarına sebep olurdu, artık böyle bir derdim yok. Üçüncü olarak; son derece ekonomik! Programda yer alan tüm kitaplar ücretsiz olduğundan, param cebimde kaldı. Ve en önemlisi, fiziki olarak herhangi bir yer kaplamadıkları için, bu kitapları nereye koysam problemi de otomatikman son buldu. Para ve depolama açısından düşününce kütüphaneler de bir seçenek olabilir belki ama pdf kitap uygulaması ben ve ailem için süper şahane bir çözüm oldu.👪

Evdeki kitaplara gelince. Aynı kitaptan birden fazlaysa, fazla olanların hepsini kitap kutularına bağışladım. Yabancı dilde olup da daha önce okuduğum kitaplardan da aynı şekilde vazgeçtim. Aylık olarak aldığım tüm dergileri attım. Geri kalan kitaplarımı şu an için muhafaza ediyorum ama her an bir delilik yapabilirim:) Elanın biten boyama ve aktivite kitaplarının tamamını attım. Ela geçmiş zamanlı dergilerini koltuğa yığıp saatlerce sayfa çevirmeyi çok seviyor. Bu nedenle ilgisini çeken dergileri ayırıp kalanını attım. Masal kitaplarına dokunmadım. En eskisi 1993 tarihli olan önemli olayların yer aldığı bir gazete koleksiyonum vardı. Sadece Milli bayramlarda  Atatürk ile ilgili olanları ayırdım, gerisini attım. Böylece 3 kitaplığımdan biri boşa çıktı ve yukarıdaki boş kutu bulundurmama prensibini burada da uygulayarak dolabı odadan çıkardım. Hobi odam gözle görülür ölçüde ferahladı.

4- AYAKKABI-ÇANTA 👠👞👜
Sonraki hedefim ayakkabı dolabıydı. Aslında ayakkabıları daha önce elden geçirmiştim ancak kutusundan hiç çıkmamış ya da bir kez giyilip unutulmuş ayakkabılara son bir şans vermiştim. Bu defa hepsini bağışladım. Benden daha beter durumda olan eşim de benzer bir temizlik yapınca dolap yarı yarıya boşaldı.

Ve çantalar... Ela doğduktan sonra aralıksız 3 sene boyunca malum devasa bebek çantalarından kullandım ve normal çantalarıma elimi bile sürmedim. Şimdi ise çok pratik sırt çantalarım var ve hemen her yerde işimi rahatlıkla görüyor. Bu nedenle zamanında ufak bir servet ödediğim klasik bir çantayla günlük kullanım için birkaç spor çantayı kendime ayırdım, gerisini bağışladım.

5-AKSESUARLAR 🎕🏠
Ela doğduğunda güvenlik açısından evde kullandığım tüm aksesuarları kaldırmıştım. Ela büyüdü ancak aksesuarlar kaldırıldıkları yerden hiç çıkmadı. Bu aksesuarların nerdeyse tamamını dağıttım, yazlık bir eve çok daha fazla yakışacağını düşündüğüm, sayıları 50'yi bulan fenerleri ve bir dolap dolusu her boydan kokulu mumu ise kardeşlerim arasında kapış kapış yaptım:)

6- MUTFAK EŞYALARI 🍴
Mutfak bu detoks programında en rahat olduğum yerdi sanırım. Uzun zamandır mutfak eşyası almıyorum, çünkü evlenirken alınan ya da hediye gelen ve henüz paketi açılmamış çok fazla eşyam var. Komposto ve sürahi takımları, düzinelerce bardak, fincan takımı, kase setleri... Bunları almak isteyen tanıdıklarıma verdim. Eskiyen, yamulan çatal, kaşık ve bıçakları attım. Bir yılı dolduran tüm plastik kapları attım. Dondurma ve yoğurt kabı biriktirmiyorum ancak arada yine balkona istiflenen birkaç kaba denk geldim. Mutfakta baharat kullanmayı severim ve çeşit çeşit alırım. Ama baharatlar için genelde evde biriken ve üzerine etiket yapıştırdığım cam kavanozları kullanmayı tercih ederim. Bu nedenle birkaç çekmece dolusu irili ufaklı cam kavanoz biriktirmişim. Baharat dolabındaki kavanozları bu birikenlerden uygun olanlarla değiştirdim ve eskileri attım. Kavanozları yıkama derdinden de kurtulmuş oldum.

Mutfak önlükleri! Üşenmeyip kullandığım önlük sayısı bir elin parmağını geçmez ama tam 11 tane eşantiyon ya da satın alınan mutfak önlüğü, bir o kadar fırın eldiveni, tutacak,vs birikmiş. 2'şer tane ayırıp kalanını kumbaraya gönderdim.

Eskiyen, teflonu atan, sapı eriyen tava, tencere, cezvelerin hepsinden kurtuldum. Sayıları onları bulan ölçü kaplarının bir setini ayırıp kalanını attım. Çekmecede gereksiz yer tutan çok küçük ya da devasa büyüklükteki bardakları da kutulayıp gönderdim.

7-BALKON İSTİFLERİ 🔨🔧
Son olarak eşimle balkondaki boya ve hırdavat malzemelerini eledik. Kuruyan boya ve vernikler çöpe gitti, alet çantaları düzenlendi. Mağaza ve market poşetleri tek tek katlanıp çekmecelere yerleştirildi. Evdeki çiçeklerin değişen saksıları, eski ahşap çiçeklikler vs. gönderildi. Elanın eski bisikleti, beşiği, puseti ve arabası ise ihtiyacı olan bir aileye verildi. Hangi akla hizmet tuttuğumuzu anlamadığım bozulan küçük ev aletlerini, kabloları, telefonları, eski cd ve hatta kasetleri (!) ise olduğu gibi attık.

Evlerin ruhu olduğuna inananlardanım ve netice olarak hem evimiz hem de biz fazlalıklarımızdan kurtulduk ve hafifledik. Artık herhangi bir alışveriş yaparken iki kez düşündüğümü ve bu süreçte "Almasam ne kaybederim?" ya da "Bunu alırsam kaç gün kullanacağım, modası geçer mi, nereye koyacağım? gibi soruların çok ama çok işime yaradığını itiraf etmeliyim. Hem maddi hem de manevi anlamda huzura kavuşmak adına benim ve ailemin minimalizmle sadeleşme, arınma ve ferahlama serüveni bu şekilde. 2 aydır da aynı düzeni koruyoruz. Eşyalar azalınca, ev işlerine ayırdığımız zaman da doğal olarak azaldı. Çünkü düzenli olmak artık çok daha kolay.
İçinizde bu akımı benimseyen, ya da hayatımızı kolaylaştıracak önerileri olan varsa duymak isterim. Görüşmek dileğiyle, hoşçakalın.🙋

Yorumlar

Ogrenen Anne dedi ki…
Oh eline sağlık.. "Az çoktur" gerçekten..
Ben yıllardır (hatta arada yazıyordum da) bu şekilde yaşıyorum diyebilirim içtenlikle; sade, gerektiği kadarını alarak, sakin, yavaş.. İç huzurumu sanırım fazla tüketmemeye, yeniden üretmeye ve kullanmaya çalışmaya da borçluyum biraz. Çünkü gerçekten dediğin gibi, yaşam felsefesi oluyor ve sadece "arınmak" değil, daha bilinçli yaşamak, etrafına saygılı yaşamak.. Çok kapılar açıyor, ben çok sevindim senin adına. Sürdürülebilirlik tabii önemli. Bazen insan tüketmemek ve minimal yaşamak derken yaşam sevincini kaybedebiliyor yani bazı "almalar" psikolojik mutluluk veriyorsa onlardan fazla uzaklaşmamak, dengede tutmak da lazım ;)
Keyfini çıkar sade yaşamın..
Handan dedi ki…
Oh, üzerinizden bir yük kalkmış :)

Ben de kutu biriktirmişim, hepsini attım :) Ayakkabı falan zaten yok. Çanta da almam ama çok hediye gelmiş, onları ayırmam lâzım. Kıyafetim de çok yok, yine de belki giyerim diye el sürmediklerimi kıyafet kutularına atacağım.

Bir sürü test kitabımız vardı Metehan'dan ,hepsi gitti, en çok bunun için mutluyum :D
bücürükveben dedi ki…
Çok iyi yapmışsın Bahar'ım, ben lazım olmayacak şeyleri zaten tutmuyorum o yüzden rahatım, ne kadar az eşya o kadar huzur, o kadar az toz, o kadar hijyen diyorum. Kitap çok severim ama dediğin gibi elektronik kitap en güzeli galiba hem yer kaplamaz, hem toz alınması gerekmez....gerçi kitap kokusu da hoştur ama yaşlanıp o kitapların tozunu alamayacak günlerimizi de düşünmek lazım...eline sağlık, sevgiler:)
Okurken bile üzerime bir ferahlık çöktü, ellerinize kollarınıza sağlık. Bu yakınlarda bende giysi dolabında bir sadeleşme yapacağım onun dışında diğer kısımlarda zaten fazlalık birşey tutmuyorum. :)
bahar006 dedi ki…
Saol Ceren:)
bahar006 dedi ki…
Handan,sen de geçtin bu yollardan, en iyi sen anlarsın beni:)) Büyük rahatlık:)
bahar006 dedi ki…
Müjdem temizlik çok vaktimi alıyordu ama şu an neredeyse yarı yarıya azaldı. En çok içimi acıtan kitap konusuydu ama alıştım artık. Sevgiler:)
bahar006 dedi ki…
She is the man, çok teşekkür ederim, hoşgeldiniz:)
Dolunay -Alanayarts dedi ki…
okurken ben bile rahatladım:) son yıllarda bunu en az iki kere yapıyorum.şu "ben bunu bişeyde kullanırım" lafı adeta istifçiliğin kapısını ardına kadar açan bi cümleydi.en çok kitaplarımda zorlanıyordum.ama onuda farklı alanlarda değerlendirince inanılmaz keyifli oluyor.örnek:okul kitaplığı,şefkat evleri ve öğrencilere hediye etme okumanın kıymetinive devamını arttırdığından son derece isabetli bir eylem oldu.
bahar006 dedi ki…
Aslında sadeleşme eylemini yazıya dökmemin bir sebebi de bu Alanay'cım, arada okuyup rahatlamak ve rotadan sapacak olursam kendime çeki düzen vermek:) Kitaplara sen de çok düşkünsün biliyorum, insan zorlanıyor cidden. Ama dediğin gibi faydalı yerlerde kullandıktan sonra herşey mümkün, sevgiler:)
Ebru dedi ki…
Merhabalar,

Minimalist yaşam son yıllarda popülerleşmeye başlayan bir akım olsa da aslında azın çoktan fazla olduğu fikrine pek çoğumuz yabancı değiliz. Ancak minimalizm popülerleştiği andan beri minimalist yaşama geçiş yapan insanlar minimalizmin faydasını gördükçe bu yaşam biçimini benimsemeye başladılar. Çünkü insan azaldıkça çoğalıyor, paylaştıkça yaşam değer kazanıyor. Minimalist yaşamla beraber hem daha sade hem de tasarruflu bir yaşamımız oldu. Aynı zamanda bu çevremiz için de faydalı bir yaşam şekli. İzninizle ben de minimalist yaşamın faydalarını anlattığım yazımı okumanız için sizinle paylaşmak istiyorum: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/minimalist-yasam-size-ne-kazandirir/

Sadelikle ve sağlıkla kalın. 🙂