14 Oca 2016

Vintage Kutu Albüm

kisiye-özel-vintage-anı-albümü
Herkese merhaba! İskenderun'dan Nisa Hanım'ın müstakbel eşine doğum günü hediyesi bu albüm. Bitireli epey oldu ama kadraja sığdırmakta zorlandığım bu devasa albümün hazırlanması ve yayın aşamasına gelmesi 4 ayı buldu.

Nisa Hanım bana ilk ulaştığında, nişanlısıyla yaptıkları her şeyi kayıt altına aldığını, sinema biletinden kola kapağına kadar her şeyi biriktirdiğini anlattı. Ancak nişanlısının bu durumdan haberi yoktu ve albüm onun çoktan unuttuğu pek çok anı ve o ana ilişkin detayları barındıracağından büyük, kapsamlı, bakınca gülümseten, mutlu eden bir çalışma olmalıydı:)
scrapbook-vintage-album

Nisa Hanım aslında ilk etapta benden 60 sayfalık bir albüm rica etti ama şahsen o kadar sayfayı bir arada tutabilecek bir ciltleme sistemi bilmediğimden kendisini 15 yaprak 30 sayfaya ikna ettim. İkna ettim etmesine ama bu kez de bu 15 yaprağı nasıl bir araya getirebileceğimi düşünmeye başladım.

Scrapbook adına sanal alemde ne varsa talan ettim ve nihayetinde Paper Hoarder Disorder blogunun sahibesi sevgili Cristi ile tanıştım. Tam bir scrapbook uzmanı olan Cristi'den ilham alarak ( çünkü albümleri bu albüme göre oldukça ufak), toplamda bir ayı bulan hesap kitap ve sayfalarca çizimden sonra ortaya bu 45 cm uzunluğunda, 16 yaprak 32 sayfa, kapak içinde ilk kez denediğim subway art çalışması olan ve yine tamamen el dikişiyle hazırladığım defterin de bulunduğu bir bölmeye sahip, kapanınca kendiliğinden kutuya dönüşen bu albüm çıktı.
scrapbook-vintage-album
Albüm ağzına kadar interaktif sayfalar, cepler ve fotoğraf kartlarıyla dolu ve sayamayacağım kadar çok fotoğraf alıyor. Bu tarz detayları önceki albümlerimden bildiğiniz ve en alttaki videoda da albümü ayrıntılı olarak gösterdiğim için tekrarlamayacağım. 
scrapbook-anı-albüm
kisiye-ozel-album
Biraz subway art konusundan bahsedeyim. Subway art, belli bir konuya yönelik anahtar kelimelerin kullanılarak çağrışım yaratmasının ya da bir mesaj iletilmesinin amaçlandığı tipografi sanatı olarak özetlenebilir.

Oldukça büyük bir subway art arşivim vardı ancak Nisa Hanım benden sevdikleri yerlere ya da aralarındaki özel dile gönderme yapan bir bölümün de olmasını isteyince çoktandır yapmak istediğim çalışma da ayağıma gelmiş oldu açıkçası. Bunun için en uygun bölüm kapak içiydi. Ben de hazırladığım parçayı oraya yerleştirdim.
subway-art
Nisa Hanım edebiyat yönü oldukça kuvvetli, hafıza açısından ise bildiğiniz zehir olarak tanımlayabileceğim,  bunun yanında son derece pozitif, kibar, esprili ve kafa bir insan:) Diğer albümlerde birlikte çalıştığım tüm insanlar ayrı ayrı çok kıymetli ama dediğim gibi bu albümün yapımı uzun sürdüğü için Nisa Hanım'la gece gündüz iletişim halindeydik. 

Bu süreçte kendisini çok sevdiğimi özellikle belirtmek istiyorum. Dediğim gibi edebiyatı, şiirleri, yazmayı, çizmeyi çok seven Nisa Hanım, albümün yanında bir de defter istemişti benden. Ben de A5 boyutunda, bol eskitmeli, simli, metal aksesuar ve kurdele detaylı, mühür ve vintage grafiklerle süslediğim bir defter hazırladım kendisine. Bu arada defter dikmeye ba-yıl-dım:)
coptic-stitched-notebook
el-yapımı-vintage-defter

Benim için oldukça keyifli bir tecrübe olan bu güzel scrapbook albümün sahibi Nisa Hanım, mayıs ayında, tam da kendisinin doğumgününde evlenecekleri müjdesini verdi. Genç çifte ömür boyu mutluluklar diliyorum. Epey uzun bir yayın oldu ancak çok büyük ve kapsamlı bir albüm olduğundan ben iki bölümden oluşan videoyu da izlemenizi öneririm. Keyifli seyirler:)



8 Oca 2016

Dip Köşe Temizlik

Hafta içi elimi bile sürmediğim ancak hafta sonları resmen giriştiğim ev kırklama işlemine çamaşır makinesine çamaşırları atarak başlar, balkon yıkama faslıyla devam ederim. Hayatta en sevdiğim iki ev işi vardır; birincisi balkon yıkamak, ikincisi yeni yıkanmış bu balkona yeni yıkanmış çamaşırları asmak.

Önce yatak odasının balkonunu yıkarım. Hem de kovanın içine yüzey temizleyici, yumuşatıcı ve çamaşır suyu katarak. Ben severim balkonun güzel kokmasını. Üstelik bunu sadece kendim için değil, yoldan geçen insanlar için de yaparım. Benim bir evin önünden geçerken yeni asılmış çamaşır kokusuna içimi çektiğim, oh mis gibi diyerek başımı çevirdiğim çoktur, sizin olmaz mı hiç? Neyse, balkonun su sıçrayan kapısını ve yatak odasının camlarını da silerim elim değmişken ve diğer balkona geçerim.

İkinci balkon daha büyük, teras şeklinde. Musluk da var Allah'tan da banyodan kova kova su taşıma derdi olmaz. Burayı da bir güzel temizledikten sonra işi biten makineden çamaşırları alır, balkona asar ve içeri girerim. Artık gönül rahatlığıyla ikinci aşama olan tuvalet ve banyo temizliğine geçebilirim.
En üst kattan başlayarak üç banyo ve tuvalete çamaşır suyu, sprey temizleyici, artık elimde ne varsa döke döke aşağıya inerim. Sonra eldivenlerimi takıp gerekli sünger, bez, fırça gibi yardımcılarımı toplayıp tekrar en üst kata çıkarım. Tamam, ayrıntılara girmicem ama bir tüyo vermeliyim. Duşakabini temizlerken, kapı sürgüsünün altında biriken kirler için en etkili yöntem çamaşır suyu ve kaynar derecede ve son sürat akan duş başlığı.
Çamaşır suyunu döküp beklediniz, ardından fırça, sünger vs iyice ovdunuz. Sonra duş başlığını elinize alıyorsunuz ve sürgünün altına duş başlığını size bakacak şekilde sokup sıcak suyu tüm tazyikiyle tutuyorsunuz. Böylece tüm kirler akıp gidiyor. İki banyo ve üç tuvaleti bu şekilde temizledikten ve hafif derecede zehirlendikten sonra her yeri kurulayıp parlatıp çıkarım.
Sonrasında elektrik süpürgesiyle yine en üst kattan başlayıp tavanları, cam önlerini, kalorifer peteği arkalarını,dolap üstlerini, merdiven basamaklarının köşelerini atlamadan, hobi odasını, çatı içine açılan depoları, oturma odasını, giyinme odasını ve yatak odasını, salonu, mutfağı, kış bahçesini ve evin giriş kısmını süpürürüm. Evet artık nur topu gibi tutulmuş bir belim var. Şaka şaka, alışkınım ben bu eziyete, hala zımba gibiyim:) Süpürme faslı da bittiğine göre silme işlemine geçebiliriz.
house-cleaning

Tamam, küçük bir evde annemin dediği gibi bezi elinize alıp, dizlerinizin üzerinde her yeri kaymak gibi silmek en ideal yol olabilir ama maalesef bu bizim evde zor, hatta imkansız. Come oooon, 300 metrekareden bahsediyorum dostum:) Viledanın, parexin falan gözünü seveyim. Zaten deli gibi süpürmüşüm, temizlik aşkı da bir yere kadar:) Neyse, aslında kolay gibi görünen ve kısa sürmesi beklenen yer silme benim elimde sakız gibi uzar. Neden? Çünkü normalde evi zevkle kirleten, dağıtan ben; evi temizlerken obsesif bir hale bürünüp bezin değmediği yer bizden değildir mantığında her yeri ve hatta her şeyi silmeye başlarım.

Yer silmeyi bırakıp cam önlerine dadanırım, önünü sildim camın günahı ne deyip cama girişirim. Eh cam temiz, şimdi bu perdeyi yıkamak lazım deyip soluğu makinenin önünde alırım. Kapılardı, kitaplıktı, kitaplıktaki bilmem kaç yüz kitaptı, hobi malzemeleriydi -ki takriben bir kamyona ancak sığar- derken nihayet orta kata inerim. Oturma odasının yerini silip, tv dolabını bir güzel boşaltıp çerçevelerin tozunu alırım. Kapısını, cam önlerini ve petekleri de sildikten sonra kapısını çeker çıkarım. Giyinme odasında spor aletleri var, onların tozunu alıp kenara çekerim, sonra altlarını silip tekrar yerlerine yerleştiririm. Zeytin'in kaldığı kapalı balkon da bu odada ama neyse ki zeytinin temizliğini eşim hallediyor. Sırada yatak odası ile Ela'nın odası var. Aynı sırayı takip ederek, yer, etejer, komodin, cam önleri, çerçeve ve objeleri ve son olarak kapıyı silip çıkıyorum. İçiniz şişti mi? Şişmeyenler için devam ediyorum:)

Merdivenleri silip aşağı iniyorum. Oh, nihayet kara göründü. Mutfaktan başlıyorum.Başladığımdan beri 5-6 kova oldu sanırım. Yeni suyumu hazırlıyorum. Mutfak sonuçta, hijyenik olmalı, daha çok çamaşır suyu, daha çok asit! Şaka be, sadece çamaşır suyu ve yüzey temizleyici:) Dolapların dışı biraz kirlenmiş sanki, bir bez de raflardan geçeyim, tamamdır. Salonu silip, dolapların, masanın, sehpanın ve objelerin tozunu alıyorum. Çiçekleri sulayıp kış bahçesini şöyle bir elden geçiriyorum. Evin girişindeki küçük yeri de silip ayakkabılığın ve tüm ayakkabıların tozunu alıyorum. Dış kapıyı sildikten sonra içerdeyim.

Vakit akşam olmuş, hava kararmış. Gün içinde kahvaltı harici yemek yememişim. Vakit mi vardı yemek yemeye, gördün işte! Kullandığım malzemeleri yıkayıp dolaba kaldırıyorum, bezler makineye. Çamaşır makinesinde en sık kullandığım program 39dk. sürüyor. Akşama kadar 4-5 defa çalıştırıyorum sanırım. Hele perde olayına girmişsem, bu iş geceyi bulabiliyor. Allah çamaşır makinesini bulan muhteremden razı olsun, yattığı yer nurla dolsun. (Google'dan baktım sen yorulma diye, Alva John Fisher imiş mucidi) İlk staja başladığımda bekar evimde çamaşırlarımı elimde yıkıyordum. Evim küçüktü ve ben temizlik yaparken yine aynı şekilde psikopattım.

Çamaşırları toplayıp anneme götürmek yerine o kıç kadar-gerçekten kıç kadardı, 1,5 metrekare falan-bildiğiniz leğende çamaşır yıkardım. Bir gün kafama esti, annemin kullanmam için verdiği, eşek ölüsünden hallice koca bir halıyı o banyoda yıkadım. Akşam 8 de başlamıştım, gece 12 de çıktım. Halıyı yıkarken nasıl bir transa geçtiysem artık, telefonumu falan duymamışım, epey merak etmişler. Tabi altını özenle çizdiğim o kıç kadar banyoda ıslak halıyı belimden bükülü halde çekme gafletinde bulunmuş ve çok ciddi bel ve kalça ağrılarıyla geçecek bir haftayı da böylece başlatmıştım. Hala çok abarttığımda aynı ağrılar ve yaptığım salaklık kendini hatırlatıverir. İşte aşağı yukarı bir seneye yakın süründükten sonra, doğum günümde gidip son model bir çamaşır makinesini kendime hediye etmiştim de çamaşır çilem sona ermişti.

Şimdi buraya kadar okuduysanız, anlattığım tüm bu temizlik ritüelinin gebelikle birlikte 2 seneyi aşkın bir süre önce son bulduğunu belirtmeliyim. Gerçekte şöyle oluyor. Balkon ve banyolar bitiyor. Çamaşırlar makinede. Sonra eşim aşağıdan sesleniyor, "Aşkııım Ela meme diyor, baksana biiii!" , "Tamam, geldim!" Ela'yı emzirip tekrar yukarı çıkıyorum, yerleri falan biraz süpürüp, kel kör toz almaya başlıyorum ki, eşim tekrar sesleniyor: "Aşkııım, sanırım Ela'nın sana bir sürprizi var, çabuk gel, kokudan bayılıcam", aşağı in, Ela'nın altını temizle, sonra tekrar yukarı. Tam üst kat bitti, aşağı inicem, hop Ela'nın uyku saati. En sessizinden süpürge aldık ama yok, uykusu çok hafif. Eh napalım, kuzu uyurken bekliyorum mecbur. Uyandı, maması, altı, üstü, anne diye tutturması, bu arada benim temizlikten soğumam, kısa bir mola, akşama ne yiyelim muhabbeti derken vakit akşam oluyor ve bizim temizlik nanay.

Cumartesi geç vakitte biten yarım yamalak bir temizlik, hatta Pazara sarkan bir ton iş. Şunu kesin anladım, evet büyük evi çok seviyorum ve her yerini aynı keyifle kullanıyorum. Ancak ev büyüdükçe eşya artıyor. Eşya arttıkça temizlenecek şey sayısı da artıyor. Eskiden vaktim bol, elim boşmuş demek ki, tüm temizliği yarım günde bitirip kalan yarısında gezerdim. Yok şekerim, artık kazın ayağı öyle değil. Artık çok kıymetli vaktimi temizlikle harcamak istemiyorum. Ela'dan ya da eşimden çalmak da istemiyorum. Yardımcı tut diyenler vardır ama söyler misiniz, kim benim evimi benim kadar iyi temizleyebilir ki? Ben kimseye hayatta şurayı şöyle burayı böyle temizle diyemem, içim içimi yer ve sonrasında ben aynı temizliği bir kez daha yaparım. Ne gerek var fazladan stres ve yorgunluğa? Eşimle yeni yıl hedefimiz daha küçük bir ev ve daha az eşya. Eşim düz bir ev istiyor, "aslında merdiven seni diri tutuyor farkında değilsin" diyorum ama ı-ıhh:) Sanırım bir apartman hayatı görünüyor bize yaza doğru. Ela'nın bahçeli evde büyümesini istiyordum benim gibi ama bakalım, kısmet!

Bu vesileyle yılın ilk yazısını da yazmış oldum. Aslında gündemimde yine çocuklar vardı ama ilk yazımda acı olsun istemedim.  Taslakta bekleyen bir dolu albüm var ama araya girip yazmak istiyorum eskisi gibi. Son olarak; kendim, sevdiklerim ve buraya kadar sabırla okuyan güzel okuyucum için sağlık, mutluluk ve hem maddi hem manevi doyum sağlayacak başarılarla dolu, kayıpsız bir yıl  diliyorum. Büyüğünden küçüğüne tüm savaşların son bulduğu, çocukların ölmediği, çocukların acı çekmediği, çocukların ruhuna ve bedenine hiç bir elin uzanmadığı, tüm kötülüklerin sahipleriyle birlikte tarihe karıştığı bir yıl olsun 2016. Görüşmek dileğiyle:)

26 Ara 2015

Cici Anne

Nefes alamıyorum. Kayseri'deki o iki minik bedenin çektiği işkenceyi, acıyı, uğradığı zulmü, dayanabileceklerinden çok daha fazla, artık ağlamaktan bile vazgeçip sadece en uç noktada seslerini çıkarmalarına sebep olan vahşeti izledim. Dayanabildiğim kadarını.

Ellerim, tüm vücudum titriyor ama yazmazsam deliricem. Kalbim yerinden fırlayacak acıdan. Eşim sözüne bile dayanamadığı için benim içimdekileri bir yere dökmem lazım. Bir ananın doğurduğu, az ya da çok evlenilecek kadar sevilmiş, ağzı dili olup derdini istese hayvan gibi değil de insan gibi anlatabilecek bir şerefsizin o iki minicik cana nasıl kıyabildiğini, ne yapmış olabilir ki lanet olası hırsının bir türlü sönmediğini, hiç itirazsız tereddüt etmeden ayağını uzatan, pantolonunu indiren, muhtemelen büyük bir insanın nefesinin kesileceği acıya gık bile demeyen ve o şerefsizin keyfiyetip işi bitince oklavayı kuzu kuzu yerine götüren o çocukları bu hale getirmek için ortalama ne kadar süre bu işkencelere maruz kaldıklarını düşünmek canımı yakıyor, yansın...Çocukları yere fırlatmak, sürüklemek, kafası defalarca yere vurulduğu için ayakta duramayan çocuua ayağa kalkamadı diye tekmelemek hangi akıl hastalığıyla izah edilir...

O şerefsiz ki inanın çok daha fazlasını söyleyebilirim, ama yetmeyecek biliyorum. Değil 46, 146 yıl hapis yatsa neye yarar. Nasıl düzelecekler, o kısacık yaşamlarına sığan, sızan bu kocaman yarayı nasıl iyileştirecekler? İstismar edilen çocuğun şiddete eğilimli, potansiyel tacizci, tecavüzcü olmasının önüne kim geçecek? Nolur çıksın biri ve aradan geçen bunca zamanda çocukların ilgiye, sevgiye boğulduğunu, hem fiziki hem ruhi mükemmel derecede yardım aldığını açıklasın, nolur. Kuru kuru o ağır durumu atlattılar denmesin. İnanmam.

Ben hayatım boyunca işkenceye karşı oldum. Gerçekten, adam öldüren, tecavüz eden, terörist kim olursa olsun. İşkence kadar yapanı da maruz kalanı da insanlığından çıkaran bir şey yok gözümde. Yok-tu. Bugün o şerefsiz yüzünden, aldığım tüm hukuki eğitimi, hukukçu kimliğimi, terbiyemi, seviyemi, herşeyi bir kenara bırakıyorum. Bu mahlukatla aynı koğuşta yatacak kader mahkumu güzel ablalarıma sesleniyorum. Bir zahmet sorar mısınız kendisine, ağıza yanlışlıkla fazla sokulan bir kaşık bile damağımızı 3 gün ağrıtırken, oklavanın acısından haberi var mıymış? Yok mu? Eh, öğretin size zahmet, duacınız olucam!

14 Ara 2015

Vintage Fotoğraf Albümü

vintage-anı-albumu

Herkese merhaba! Bloga albümler dışında pek uğrayamıyorum artık. Aslında yazmak istediğim bir ton konu var. Ela Masal'dan bahsetmek istiyorum mesela, onu soran, merak eden arkadaşlarım var. Ela Masal büyüdü, artık bir buçuk yaşında ve aynı yerde bir saniyeden fazla zaman harcamayan bir bıcırığa dönüştü kendisi:) Sonra geçen yazdan bahsetmek istiyorum, gelen kıştan...

Gün içerisinde bir şey oluyor ve bunu mutlaka bloga eklemeliyim diyorum, cümleler kafama doluşuyor ama bu aralar vaktim gerçekten çok az. Yeni yılda bu durumu bir düzene sokup eskisi gibi gündelik hayattan paylaşımlar yapmak için vakit yaratacağımı umut ediyorum:)
scrapbook-vintage-album
scrapbook-vintage-album
İzmir'den Emel Hanım, erkek arkadaşına hediye etmek için vintage tarzda bir albüm istediğini belirtti. Ben de prima ve Tim Holtz marka enfes kağıtları kullanarak bu albümü hazırladım. Başından sonuna çok keyif aldığım, çok eğlenceli bir albüm oldu gerçekten. 

scrapbook-vintage-album
scrapbook-vintage-album

Albüm, teknik açıdan diğer albümlerimle aynı. 25cm*25cm ebatlarında, 6 yaprak, 12 sayfa. Ortalama 60-65 adet fotoğraf kapasiteli. Albümün yapımında; mukavva, ağır gramajlı fon kartonları, scrapbook kağıtları, metal zincir ve aksesuarlar, eva süngeri, mumlu ip, kurdele, mıknatıs, çeşitli delgeçler, eskitme mürekkebi gibi pek çok malzeme kullandım. 

vintage-fotograf-albumu

vintage-fotograf-albumu

Albümün bir tarafını interaktif sayfalara, bir yanını ceplere ayırdım. Her sayfa ayrıca yanlara doğru açılan cep şeklinde olduğundan ekstra fotoğraf depolamaya da müsait bir albüm oldu.

vintage-fotograf-albumu
scrapbook-anı-albumu

Albümün tüm detaylarını en ince ayrıntısına kadar görmek isterseniz hemen aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz. Benden şimdilik bu kadar. Kendinize çok iyi bakın, malum mevsim kış:) Hoşçakalın.


26 Kas 2015

Kutulu Vintage Anı Albümü

scrapbook-mini-album

scrapbook-vintage-album

Herkese merhaba! Yeni bir vintage albümle karşınızdayım. Bitireli epey oldu ama günlerim öyle yoğun geçiyor ki, yazısını hazırlamaya ancak vakit bulabildim.

scrapbook-album-page

scrapbook-ani-albumu
İstanbul'dan Funda Hanım, erkek arkadaşına birinci yıldönümleri için sürpriz yapmak istediğini ve vintage bir albüm istediğini belirtti. Aslında albüm programım çok doluydu. Ama kendisi hem çok tatlı dilli hem de çok ısrarcı. Böylece sıkı bir pazarlık neticesinde ortak bir tarihte anlaştık ve ortaya bu albüm çıktı.

vintage-mini-album

scrapbook-mini-album
Albümün ismi, Funda Hanım'ın çok sevdiği bir şarkıdan. Fotoğraf kartlarından birine şarkının sözlerini yazdım ve bu da kendisinden saklayabildiğim birkaç minik sürprizden biri oldu. Normalde müşterilerime birkaç fotoğraf gönderiyorum yapım aşamasında ve kalan kısmın sürpriz olmasını istiyorum. Ancak Funda Hanım albüm konusunda çok heyecanlı olduğundan ve sayfaların ayrıntılarını çok merak ettiğinden, albüm ilerledikçe kendisine bol bol fotoğraf gönderdim, o da sağ olsun motive edici yorumlarını esirgemedi benden:)

scrapbook-mini-album

scrapbook-mini-album

Albüm 20cm*20cm ebatlarında. 6 yaprak 12 sayfadan oluşan albümde bazı sayfalar interaktif sayfa şeklindeyken, bazıları cep şeklinde. Vintage olmasına rağmen içinde hemen her rengi barındıran bu eğlenceli albüm, 60'tan fazla fotoğraf alıyor. Albümün yapımında mukavva, ağır gramajlı fon kartonları, scrapbook kağıtları, metal aksesuarlar, eskitme mürekkebi, kurdele vs. gibi pek çok malzeme kullandım. Funda Hanım'ın isteği üzerine albümle aynı temaya sahip bir de kutu hazırladım.

scrapbook-fotograf-albumu

kutulu-fotograf-albumu
Takip edenler bilir, bir youtube kanalım olduğundan bahsetmiştim. Son iki albümümün videoları da kanalımda mevcut. Tıpkı o yayınlarımda olduğu gibi, artık sayfaların ayrıntılarına blogda yer vermiyorum. Amacım hem blogun hızını fotoğraflarla yormamak hem de scrapbook konusunu gerçekten merak edenleri youtube kanalıma yönlendirmek. Şimdiden iyi seyirler. Hoşçakalın.

13 Kas 2015

Mariposa Scrapbook Mini Album

scrapbook-pocket-page-mini-album

Herkese merhaba:) Hazırlarken inanılmaz keyif aldığım, bol ışıltılı, bol pırıltılı, dokulu, kabartmalı, deluxe bir albümle karşınızdayım. Bursa'dan Elif Hanım için hazırladım bu albümü. Sık sık yurt dışı seyahati yapan ve eşiyle fotoğraf çekmeye meraklı olan Elif Hanım, eşine sürpriz yapmak istediğini belirtti ve  bu albüm için sıranın kendisine gelmesini gerçekten büyük bir sabırla bekledi. Ama ümit ediyorum beklediğine değdi.

fotograf-album

Scrapbook albümlerimde Bo Bunny ve Prima Marketing markaları olmazsa olmazlarımdan. Mutlaka ya sayfa alt temellerinde ya da interaktif sayfalarda bu markalara ait vazgeçemediğim seriler var. Ama bunun dışında ben tam anlamıyla bir DCWV fanıyım. Bu markanın Mariposa serisine ait desenleriyle ise uzun bir zamandır resmen aşk yaşıyorum:) Eh, kağıda bu kadar methiyeler düzdüğüme göre, yaparken ne denli eğlendiğimi az çok tahmin edersiniz sanırım:)

scrapbook-pocket-page-mini-album

Albümün yapımında her zamanki gibi Canson Mi Teintes marka 160 gr. ağırlığında fon kartonları, mukavva, DCWV Mariposa serisine ait scrapbook kağıtları, metal ve ahşap aksesuarlar, zincirler, mıknatıs,  kurdele, ataş ve sayfa süslemeleri için çeşitli delgeçler kullandım. 

scrapbook-album

mariposa-stack-mini-album

Albüm 25cm*25cm*10cm ebatlarında oldukça büyük bir albüm. Yani aslında mini falan değil. Bu nedenle albümde hem büyük hem de küçük fotolar için bol bol yer var. Her sayfayı ayrıca yanlara doğru açılan birer cep şeklinde tasarladığımdan ve her bir cep neredeyse sayfa ebadında fotoğraf kartları içerdiğinden, yine bu alanlara da ekstra fotoğraf depolamak mümkün. 

scrapbook-mini-album

scrapbook-mini-album

scrapbook-mini-album

Fark ettiyseniz interaktif sayfaların açık haline ilişkin görsel  paylaşmadım. Hem blog sayfama bin tane resim ekleyip hızını düşürmemek (sanki şimdi çok az resim eklemişim gibi!), )hem de albümleri gerçekten merak eden takipçilerimi videolarıma yönlendirmek için, bundan sonra planım bu şekilde yayın yapmak.

scrapbook-mini-album

scrapbook-mini-album


Video çekmek çok eğlenceli ama albümün büyük ve ağır olması, kameraya bir elimle detayları yaklaştırmaya çalışmak diğer elimle fokus yapmak oldukça zorladı beni. Aslında videonun fonunda canımın içi Ela Masal'ımın "annemmmm annemmm" naraları var ama siz bunları duymayacaksınız elbette:)) Benden şimdilik bu kadar, size de keyifli seyirler! Görüşmek dileğiyle, hoşçakalın.


26 Eki 2015

My Best Friend-Scrapbook Anı Albümü

scrapbook-mini-album

Öncelikle Youtube kanalım artık yayında. En altta bu albüme ililşkin videoyu izleyebilirsiniz. Videonun sağ alt köşesindeki çarka tıklayarak HD seçeneğini işaretlemeyi ve kanalıma abone olmayı unutmazsanız çok sevinirim:)

İstanbul'dan Semiha Hanım, mor rengi ve çiçekleri çok seven çocukluk arkadaşı için anı albümü rica etti. Ben de mor, lila, eflatun ve pembe tonlarındaki scrapbook kağıtlarını yine aynı tonlarda organze kurdeleler ve aksesuarlarla birleştirdim ve ortaya cıvıl cıvıl, neşeli bir albüm çıktı.

scrapbook-mini-album

anı-albümü

Albüm 21cm*21cm*5cm ebatlarında. Albüm yapımında tıpkı diğer albümlerimde olduğu gibi mukavva kapaklar, scrapbook kağıtları, ağır gramajlı fon kartonları, delgeçler, eskitme mürekkepleri, aksesuarlar, kurdele ve danteller kullandım.

fotoğraf-albümü

scrapbook-anı-albümü

scrapbook-anı-albümü

Sayfalara hem hareket katmak hem de fotoğrafları sabitlemek için farklı delgeçlerle şekil verdiğim detaylar ve üzerlerine biraz simle ışıltı kattığım çiçekler ekledim.

scrapbook-mini-album

fotograf-albümü
Yine bazı sayfalarda zincirler, boncuklar ve çeşitli metal aksesuarlar kullandım. Albümde fotoğraf kartları haricinde fotoğrafa ilişkin detayların not alınabileceği etiketler de hazırladım.


fotograf-albümüscrapbook-anı-albümü
Bol miktarda interaktif sayfa ve farklı formlarda cepler içeren albümde hem büyük hem küçük ebatlı fotoğraflar için bolca yer var. Ayrıca yanlara doğru açılan sayfa ceplerinde de sayfayla hemen hemen aynı ebatta birer fotoğraf kartı ve ekstra depolama alanı mevcut.

scrapbook-anı-albümü

scrapbook-anı-albümü

Şimdiye kadar hazırladığım albümlerin bir çoğu erkekler içindi. Ama itiraf etmem gerekirse bir bayan için albüm hazırlamak çok daha keyifli. Bir kere çok özgürsünüz ve kullanabileceğiniz yığınla malzeme var. Aman çok mu feminen oldu, bunu eklesem fazla mı kaçar diye gerilmenize de gerek yok üstelik:)

scrapbook-anı-albümü

scrapbook-mini-album
Buraya kadar okuyan herkese teşekkürler. Bir sonraki albümde görüşmek dileğiyle, hoşçakalın.

Ahşap Tepsiye Peçete Dekupaj Nasıl Uygulanır?

Herkese merhaba! Nasılsınız? Bugün sizlerle peçete dekupaj tekniği uyguladığım ve el boyamasıyla tamamladığım ahşap tepsimi paylaşmak istiy...