26 Ağu 2012
15 Ağu 2012
Carpı İsi Pano ve Sablonu
İlk defa 14 count etamine çarpı işi yaptım. Daha önce yaptıklarım seccadelik etamine ve monocolor olarak işlenmişti. Başlarda biraz zorlandım ama sonra çok keyif aldım.
Beğendiyseniz bu da şablonu.

13 Ağu 2012
Ahsap Boyama Pano
Dekupaj ve hamur kabartma uyguladığım panonun kenarına hazır dantel yapıştırdım. Mat sprey vernikle 4 kat vernikledim.
8 Ağu 2012
Ahsap Vintage Kutu
Kardeşimin Marmaris'ten bir arkadaşının evi için toplu sipariş aldım. Bu kutu da o siparişin bir parçası.
Ahşap kutuyu toprak ve mavi renklerde üç kat boyadıktan sonra, yazıcıdan çıkardığım vintage görünümlü etiketlerin kenarlarını yaktım ve dekupaj tutkalıyla yapıştırdım. Hamurla kabarttığım kelebekleri kapak kısmına yapıştırdım, yağlı boyayla eskittim. Annemin teyzesinden aldığı, 1982 senesinde örülmüş -benimle yaşıt- kenar oyalarını da kutunun etrafına monte ettim. Mat sprey vernikle vernikledim.
3 Ağu 2012
Sisle Gelen Yolcu
Çok fazla kitap okuyorum son günlerde. Ama son zamanlarda okuduğum en etkileyici, en sürükleyici romanlardan biriydi Sisle Gelen Yolcu. Kurgusu, dili tam kıvamındaydı. Roman okurken en sevmediğim şey; romanda gerekli gereksiz bir sürü karakterin ve karışık isimlerin yer alması ve karakteri unutunca "ya bu kimdi" deyip 10-20 sayfa geriden o kişinin kim olduğunu arama çalışmalarıdır. Bu kitap oldukça uzun olmasına rağmen konular ve bölümler birbirini izliyor ve böylece sıkılmadan okuyabiliyorsunuz.
Konusuna gelince...Psişik kaçışlar yaşayan bir bavulsuz yolcu. Farklı yerlerde işlenen mitolojik cinayetler ve her cinayetten sonra ortaya çıkan yeni kimlikler.
Konusuna gelince...Psişik kaçışlar yaşayan bir bavulsuz yolcu. Farklı yerlerde işlenen mitolojik cinayetler ve her cinayetten sonra ortaya çıkan yeni kimlikler.
Cinayet mahallinde parmak izleri bulunan psikiyatr Mathias Freire, evsiz Victor Janusz, deli ressam Narcisse, kalpazan Nono, ve parlak psikiyatr François Kubiela ve babasının bir işkence uzmanı olduğunu öğrendikten sonra hayatı altüst olan komiser Anaïs Chatelet, kitabın okuyucuyu maceradan maceraya sürükleyecek kahramanları. Kitabın tanıtım cümleleri ise gerilim sevenler için iştah uyandıracak cinsten.
Ben gölgeyim.
Ben avım.
Ben katilim.
Ben hedefim.
Kurtulmak için tek çarem var;diğerinden kaçmak.
Peki ya diğeri de bensem?
Grange'in bugüne kadar en beğendiğim kitabı Koloni idi. Artık Sisle Gelen Yolcu ilk sırada, şiddetle tavsiye ediyorum.
Ben gölgeyim.
Ben avım.
Ben katilim.
Ben hedefim.
Kurtulmak için tek çarem var;diğerinden kaçmak.
Peki ya diğeri de bensem?
Grange'in bugüne kadar en beğendiğim kitabı Koloni idi. Artık Sisle Gelen Yolcu ilk sırada, şiddetle tavsiye ediyorum.
Yazımın esas konusuna gelirsek; kitapta resimde pişmanlık olarak belirtilen bir durum var. Elbette ayrıntıları anlatıp sürprizi kaçırmayacağım. Nette biraz araştırdım ancak gerçekliğinden emin olamadığım için paylaşmak istedim. Belki de sadece kurgudur bilemiyorum. Kitaba göre; Ressam Courbet'in "Yaralı Adam" portresi pişmanlığa en iyi örnekmiş.
Bu tabloda Courbet kendisini resmetmiş, sevgilisi de omzunda yatıyormuş. Ancak tablo bittiğinde sevgilisi Courbet'i terketmiş ve Courbet de kızı silerek kızın yerine bir hançeri göğsüne ise yara ve kan eklemiş. Elbette yoruma gerek bırakmayacak derecede açık bir sonuç. Tablonun röntgeni çekilmiş ilerleyen yıllarda ve Courbet'in omuzunda bir kızın bulunduğu net bir şekilde görülüyormuş.
Bana çok ilginç geldi. Sırları saklamak için ideal bir yöntem gerçekten.
Bana çok ilginç geldi. Sırları saklamak için ideal bir yöntem gerçekten.
31 Tem 2012
Hayvanlar İçin Su Kabı
Hemen her sabah, evde biriken yoğurt kutularına su ve akşamdan kalan yemek artıklarını koyup caddenin başındaki elektrik direğinin dibine bırakıyorum. Akşam eve gelirken de kontrol ediyorum ne kadarı yenmiş, ne kadarı kalmış diye. Yemek kaplarının atılmasına bir şey demiyorum ama temizlik işçileri su kaplarını da toplayıp çöpe atıyorlar. Benim ev de sonuçta yoğurt ya da dondurma fabrikası olmadığından bu kutu stoğunun da bir sonu var neticede.

Ankara Batıkent'te, Gimsa Market'in önünde pek çok sokak köpeği görebilirsiniz. Geçen günlerde bir tanesi artık sıcaktan telef olmuş bir halde kendisine gölgelik bir yer arıyordu. Su vermeye çalıştım ama kaçtı. Kaçarken gördüm, bir ayağı da aksıyordu, yara bere içindeydi zavallı hayvan. Elimde değil, içime dert oluyor halleri, akşama kadar ne yapsam diye düşünmekten iflahım kesiliyor. En sonunda geçen hafta Yenimahalle Belediyesi'ne mail attım. Dedim ki, evlerimizde tüm hayvanlara yetecek sayıda ve büyüklükte kaplar bulunmadığı için şu anda susuzluk çeken pek çok hayvana yardım edemiyoruz. Büyük metal kaplar olursa ve bu kaplar belli yerlere, örneğin direklere monte edilirse, hayırsever vatandaşlar buraya su koyabilir. İmkanınız varsa, belediye de 2 güne bir sulama araçlarıyla bu kapları doldurabilir dedim. Neyse bugün cevap gelmiş. Aynen alıyorum buraya:
Sayın Bahar ; ilginize teşekkür ederiz. Yasa ve ilgili mevzuatlar çerçevesinde Belediyemiz imkanları göz önünde bulundurularak öneriniz dikkate alınacaktır. (Konu çözümle kapatıldı.)
Tamam o zaman sevgili Yenimahalle Belediyesi, ben bekliyorum. Umarım yaz bitmeden, o hayvanlar susuzluktan ölmeden bir şeyler yaparsınız. O zaman ben de size en içten dileklerimle teşekkür edeceğim. Yalnız konu beklemede falan yazarsanız daha iyi olur, yoksa sorun şu anda halen mevcut, çözüme kavuşmuş değil. Bir süre bekledikten sonra sizi tekrar rahatsız edeceğim sonuçta, şimdiden haber vereyim.
Beni okuyan arkadaşlarımdan da rica ediyorum, lütfen evinizde biriken kutuları çöpe atmadan bir kez daha düşünün. Akşamdan koyun bir poşete, sabah da bir şişe suyla birlikte yanınıza alın ve yolunuz üzerinde, hayvanların görebileceği bir yere doldurup koyun. Hiç zor değil, üşenmeyin nolur. Akşam dönerken o suyun içilmiş olduğunu gördüğünüzde alacağınız hazzın değeri hiçbir şeyle ölçülemez, emin olun.
Beni okuyan arkadaşlarımdan da rica ediyorum, lütfen evinizde biriken kutuları çöpe atmadan bir kez daha düşünün. Akşamdan koyun bir poşete, sabah da bir şişe suyla birlikte yanınıza alın ve yolunuz üzerinde, hayvanların görebileceği bir yere doldurup koyun. Hiç zor değil, üşenmeyin nolur. Akşam dönerken o suyun içilmiş olduğunu gördüğünüzde alacağınız hazzın değeri hiçbir şeyle ölçülemez, emin olun.
16 Tem 2012
Ahşap Boyama Duvar Saati
Çaydanlık şeklindeki ahşabı önce beyaza ardından buz yeşiline boyadım. Dekupaj resmini yapıştırdıktan sonra sap ve uç kısımlarına doğal rafya sardım. Mat sprey vernikle vernikledim.
Ahşap boyamayla ilgilenen arkadaşlarıma tekrar hatırlatma fayda görüyorum. Dekupaj yapılacak resmi yapıştırmadan üzeri dekupaj tutkalıyla kaplanırsa, tutkal kuruduğunda plastik tarzı bir dokuya kavuşuyor ve böylece yapıştırırken hava kabarcığı ya da yırtılma gibi problemler yaşanmıyor.
Ahşap boyamayla ilgilenen arkadaşlarıma tekrar hatırlatma fayda görüyorum. Dekupaj yapılacak resmi yapıştırmadan üzeri dekupaj tutkalıyla kaplanırsa, tutkal kuruduğunda plastik tarzı bir dokuya kavuşuyor ve böylece yapıştırırken hava kabarcığı ya da yırtılma gibi problemler yaşanmıyor.
Mutlu bir hafta dilerim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Ahşap Tepsiye Peçete Dekupaj Nasıl Uygulanır?
Herkese merhaba! Nasılsınız? Bugün sizlerle peçete dekupaj tekniği uyguladığım ve el boyamasıyla tamamladığım ahşap tepsimi paylaşmak istiy...
.jpg)
-
Bu yazıyı yazmak için tam 13 ay geç kaldım. Hep aklımdaydı, yazmam lazım, belki benim durumuma düşen biri olur, benim gibi interneti talan...
-
Uzun bir aradan sonra yine bir yenileme projesiyle buradayım. Normalde varakla hiç işim olmaz ama ilham veren kıvrımlar hangi objede olurs...
-
Garajda unutulmuş, nereden baksanız 20 yıllık bir dolabı yeniden kullanıma soktum. Hem nasıl yaptığımı anlatmak, hem de küçük ipuçları pay...