27 Mar 2012

Haftasonu ve Bitenler

Haftasonu nihayet beklediğim film, The Hunger Games/Açlık Oyunları'na gittik.  Kitabı okumayanlar için film yarıda kalmış izlenimi verse de, ikinci seriden biliyoruz ki, son sahnedeki Başkan Snow'un hain bakışları, ileride yapacaklarının ipuçlarını veriyor aslında.

sinema

İlk kitabı okurken de filmi izlerken de dayanamadığım tek sahne vardı, o da Rue'nun ölümü ve sonrasında Catnip'in Rue'nun mıntıkasına veda ettiği sahneydi.

sinema

Bu nedenle efendim, şiddetle tavsiye ediyorum, kitabını okumadıysanız hemen okuyun, filmi izlemediyseniz hemen izleyin. 

Haftasonu yarım kalan birkaç şeyi de tamamladım. Panonun kuşları eksikti, feneri hamurla kabartırken o kadar çok oyalanmıştım ki, kuşları sonra yaparım diye bekletiyordum. Neyse ki bitti.


ahşap-boyama-pano

Evde yine yumurta birikmişti, sürahinin ağzında da  ufak bir kırık vardı, peçete dekupaj yaptım ama pek özenmedim. Gelişigüzel, hatta bazen üstüste gelecek şekilde yapıştırdım. Peçetenin deseni zaten karışıktı, ben de iyice karıştırmış oldum:)

dekoratif-dekupaj

İyi haftalar herkese:)

21 Mar 2012

Ahşap Çay Kutusu Boyama

Birkaç hafta önce BİM'e ahşap boyama malzemeleri gelmişti. Tesadüfen gördüm ama eli boş çıkmak olmaz deyip bir sürü boyanın yanında birkaç tane de ahşap obje aldım:)

Bu çay kutusu da onlardan biri. Sade olsun istedim, bu nedenle zemini beyaza boyadım. Yazıcıdan küçülterek çıkardığım resimleri de hamurla kabartarak üzerine yapıştırdım.  Yan kısımlarda kullandığım resim, daha önce yaptığım tepside kullandığım resimle aynı. Gözüme çok boş görününce, mavi ve pembe puantiyeler de ekledim. Mat sprey vernikle vernikledim.

ahşap-boyama-çay-kutusu

Aslında bu kutudan önce yine bir küp yapmıştım ve onu yayınlayacaktım. Tam bir hafta akşamları fırsat buldukça resimlerini kestim, hamur kabartmalarını hallettim.

Artık bitti, resimlerini çekeyim diye sehpayla birlikte önüme aldım, daha bir poz çekemeden bacağım sehpaya çarptı ve halıya düşmesine rağmen küpüm paramparça oldu. Bakakaldım, çok üzüldüm. Eşim yapıştırdı  ama aklınızda olsun, bir küp kırılıp da yapıştırmaya başladığınız zaman, son parça mümkün değil sığmıyor.

 Bizim küp de artık muhtemelen saksı vazifesi görecek balkonda, aşağıya sarkan bir çiçek ekersem o kırığı da bir şekilde kamufle ederim diye düşünüyorum. Gerçi annem; "Amaan boşver, şimdi kırıklar moda, daha dekoratif durur." dese de, bilemiyorum:))

dekoratif-küp-boyama

15 Mar 2012

Yapmalıyım Dediğim Pano

En kısa zamanda denemek istiyorum bu çalışmayı. Hem yapımı basit,hem de sonuç çok güzel.
dekoratif pano
Yazıcıdan zevkinize göre çıkaracağınız yazıları fon olarak kullanıyorsunuz. Bence müzik notaları da kullanabiliriz, farklı bir hava verir.
dekoratif pano
Yazıları kullanacağımız çerçevenin iç kısmına,yumurtaları ve yuvayı da onun üzerine silikon tabancası ya da güçlü bir yapıştırıcı yardımıyla monte ediyoruz.
dekoratif pano
Bu çalışmada da çuvalbezi kullanılmış, mantık yine aynı.İçinde kuş ve yuva olan her çalışmaya ayrı bir ilgim var. Bu pano da tam benlik. En kısa zamanda deneyeceklerim arasına girdi bu güzel çalışma.
dekoratif pano
Kaynak

14 Mar 2012

Petit St. Vincent

Hem sessiz - sakin, hem masmavi, hem lüks hem de konforlu... Tabii resimlerden gördüğüm kadarıyla.
Petit St. Vincent
Sitede de bahsedildiği üzere,stresten,gürültüden kaçıp buraya gelsek diyorum. Karayiplerde yer alan bu muhteşem tesiste mevcut 16 odanın hiçbirinde telefon, televizyon ya da internet yok. Sadece martı sesleri, dalga sesleri ve en sevdiğiniz(!) ya da en sevdiğiniz kitabınız var yanınızda:) Ben resimlere bakarken kendimden geçtim resmen. İçi-dışı, her yeri güzel.
Petit St. Vincent
Petit St. Vincent
Tesiste her türlü doğa ve su sporu imkanı var. Deniz ürünlerinin ise envai çeşidini bulmak mümkün.
Petit St. Vincent
Petit St. Vincent
Değerli Petit St. Vincent yetkilileri,duyun sesimi,sırf resimlerinden bu kadar anlattım, demek ki bir de görsem,kimbilir neler yazıcam:)) Zor olacak ama bir süre internetsiz, televizyonsuz yaşamaya katlanabilirim sanırım. Bence bir düşünün:)

13 Mar 2012

Çiftlik Evi Dekorasyonu

Mazisi çok eskilere dayanan ancak restore edilerek modern ve sade bir görünüme kavuşan bu güzel evi çok sevdim. Resimlerden de anlaşılacağı üzere, usta eli değmiş her yere...
banyo-dekorasyon

yatak-odasi-dekorasyon

bahce-dekorasyon

bahce-dekorasyon
Kaynak

9 Mar 2012

Dekoratif Kuş Kafesleri

Kuşları kafeslere hapsetmeyi sevmiyorum ama kafesleri dekorasyonda kullanmaya bayılıyorum. Benim de bir kafes maceram olmuştu hatırlarsanız.
dekoratif kafesdekoratif kafes
Dekorasyon konusunda öncü markaların mağazalarında artık boy boy,çeşit çeşit kafesler bulmak mümkün. Sade olarak kullanabileceğiniz gibi, kuru ya da yapay çiçeklerle yapacağınız aranjmanlarla,evinizde minik bahçeler yaratabilirsiniz. 
dekoratif kafes
dekoratif kafes
 Ya da ters çevirip içine sarkıtacağınız bir ampulle şık bir lamba sahibi olabilirsiniz.
dekoratif kafes
 Masa süslemelerinden mumluğa kadar pek çok alternatifiniz var. Seçim sizin...
dekoratif-masa-kafes
dekoratif-kafes
Kaynak

8 Mar 2012

Bir Yol Hikayesi

2008 kışıydı galiba, tam hatırlamıyorum, bir haciz işlemi için Sakarya'ya gitmem gerekiyordu. Kardeşime dedim ki, işim fazla uzun sürmeyecek, sen de gel, beraber gidelim.  Kabul etti, çıktık yola. Hafif bir kar yağışı eşliğinde gece Ankara'dan otobüse bindik. Otobüsün içi fırın gibi, biz tabi hemen uykuya daldık, ben zaten seyahat etmekten evde uyuyamaz hale gelmişim, otobüs koltuğu bana göre ikiz yataktan hallice. Motor çalıştı mı, ben direkt uyku modundayım. Neyse tam uykunun en güzel yerinde muavin seslendi; "Hanımefendi, Sakarya'ya geldik."
Hani olur ya, uykudan aniden kalktığımız zamanlarda ilk birkaç dakika farkında olmadan yaptığımız şeyleri pek hatırlamayız. İşte biz de ne zaman kabanları giydik, ne ara otobüsten aşağı indik hatırlamıyorum. Daha kötüsü hava hala zifiri karanlık ve indiğimiz yer de yol kenarı. Ne otogar görebildik ilk başta, ne de bekleyecek bir yer. Kardeşim bana bakıyor, ben ona. Buz gibi bir rüzgar esti, yağmur damlaları üzerimize düşmeye başlayınca kendimize geldik.
Etraf o kadar karanlık ki, yol kenarında bekleyen minibüsü bile ancak şoför bize seslenince farkedebildik. Buyrun otogara götüreyim dedi. Saniyeler içinde tüm türk filmlerindeki kötü adam karakterleri gözümün önünden geçti, kardeşimle gözgöze geldik ve hemen "Hayır, biz gideriz." diye yapıştırdık. Adam güldü, "Bu servis zaten, bununla gideceksiniz." dedi. O sırada duran başka bir otobüsten yeni yolcular indi ve direkt minibüse yöneldiler. Baktık herkes biniyor, biz de bindik. Neyse kısa bir süre sonra otogara vardık. Allahım in cin top oynuyor, kardeşim oflamaya başladı, benim canım sıkıldı. Sabaha daha saatler var, masanın birine oturduk ve acı zulüm beklemeye başladık. Beklerken sabah olması ne kadar uzun sürüyormuş meğer.
Nihayet gün aydınlandı, biz de kalktık yerlerimizden, sabahın 7'sinde açık olan tek kafeden çayımızı, poğaçamızı aldık, kahvaltımızı yaptık ve dışarı çıktık. Saat erken, adliye daha açılmamıştır, daha ne kadar bekleyeceğiz endişeleri arasında gördüğüm ilk adamı durdurdum ve adliyeye nasıl gideceğimizi sordum. Adam da otogarın hemen çaprazında minibüs durakları olduğunu, 15-20 dk. içinde de adliyeye varacağımız söyledi. Kalan zamanı adliye bahçesinde öldürmek daha cazip geldiğinden, hemen durağa yöneldik, adliyeye gittiğini teyit ettik ve minibüse bindik. Bindik binmesine ama, minibüs yol aldıkça, etraftaki evler azalmaya, ağaçlar seyrekleşmeye başladı. Adliyeyi şehir dışına mı taşımışlar diye düşünürken şoföre tekrar sordum, biraz daha var dedi.
Sorun şu ki, minibüsün içinde avukata benzer kimse yok, daha çok işçi ya da köylü amcalar var. Orada da uyanmadık tabii. Nihayet dağ başında bir yol kenarında, şoför geldik diyerek bizi indirdi. Biz aynen ilk otobüsten indiğimiz andaki şaşkınlıkla birbirimize bakıyoruz. Yok artık, bu şaka falan olmalı, ya da rüya görüyoruz diye düşündük, çünkü etrafta görebileceğimiz tek yapı, yolun karşısındaki benzin istayonu!!! Vızır vızır işleyen arabaların arasından koşarak karşıya geçip istasyona daldık ve içerdeki adama resmen bağırarak "Allah aşkına söyler misiniz, biz nerdeyiz?" dedim. Adam gayet sakin, adliyedesiniz, dedi. "Neresi adliye kardeşim, herkes tutturmuş bir adliye de adliye, ben mi göremiyorum bir tek!!" diye isyan ettim artık. Adam gülmeye başladı, benim sinirler iyice zıpladı, "Haaa siz adliye binasını arıyorsunuz, burası Adliye Köyü, adliye binası otogarın hemen karşısında!!!!"
yol-hikayesi
Geçersin karşıya, binersin yeni bir minibüse, bir taraftan yol sorduğun adama, bir taraftan köy kelimesini kullanmadığın halde seni  uyarmayan şoföre saydırırsın, adliyeye varırsın. Adliyede müdür, önceden randevu alınmadığı için sana çemkirir, önceden randevu alamayacağını, çünkü tevziinin hangi icra dairesine düşeceğini bilemeyeceğini anlatsan da dinlemez, Ankara'dan geldiğini öğrenince kompleks yapıp işler burda böyle yürümüyor havasına girer, en nihayetinde müdür yardımcısının araya girmesiyle hacze çıkılır. Haciz yeri sanayidedir ve adres ancak yarım saat sonra bulunur. Bu arada yağan sağanak yağmur ve adliyede bank üzerinde unutulan ancak dönüp bakıldığında yerinde yeller esen şemsiyenin yokluğunda sudan çıkmış balığa dönülür.
Hacizden sonra bişeyler atıştırdık ve hemen meşhur otogara gitiik, Ankara'ya ilk otobüse bilet aldık ve yola çıktık. Ama o da ne, Ankara'ya az bir mesafe kala yoğun kar yağışından yollar kapanmıştı ve biz yolda mahsur kalmıştık. Kardeşim zombiye dönmüş suratıyla bana bir daha ne Sakarya de ne de haciz, ölürüm de gelmem diye söyleniyordu. Akşam 8 gibi Ankara'ya vardık, eve varır varmaz kendmiz önce duşa sonra yatağa attık ki bu kabus gibi yolculuğun izleri silinsin üzerimizden.
Hayır ben normalde küçücük bir çantaya 4 çeşit elbise, makyaj ve tamizlik malzemeleri sığdırabilen, 12 saatlik yolda bile hiç sıkılmadan kendini eğlendirebilen bir insanken, yukarıda anlattığım olay, seyahat tarihimin yüz karasıdır efendim:)) Umarım çıktığınız her yolculuk size mutluluk getirir:)

Ahşap Tepsiye Peçete Dekupaj Nasıl Uygulanır?

Herkese merhaba! Nasılsınız? Bugün sizlerle peçete dekupaj tekniği uyguladığım ve el boyamasıyla tamamladığım ahşap tepsimi paylaşmak istiy...