30 Kas 2011

Hareket Eden Tabutlar

İlginç olaylar serimize hareket eden tabutlar konumuzla devam... Bu seferki bana biraz fazla fantastik geldi. Hatta ilk okuduğumda pek çok korku filminde işlenen sahneler bir bir gözümün önünden geçti. Zaten bu tarz hikayeler, gerçekten yaşanmış olsa dahi, asla ilk haliyle kalmaz. İnsanoğlu abartmayı ve kendi korktuğu şeyi daha da korkutucu hale büründürerek başkalarını korkutmayı çok sever. Okuyun bakalım, siz ne düşüneceksiniz..
ilginc-olaylar

Olay Barbados'ta geçiyor. 1807 Temmuz'unda Bayan Thomasina Goddard'ın cesedi basit ahşap bir tabutla mezar odasının en üst katına konuldu. Daha sonra ise delilik, intihar ve cinayet gibi kötü şöhrete sahip Chase ailesinden ölenler aynı odaya konulmaya başlandı.  Ailenin reisi son derece kötü, kölelerine karşı acımasız bir insandı.

22 Şubat 1808'de bebek Mary öldü; iddiaya göre babası bebeği kızgın bir anında öldürmüştü. Bu bebek de ağır, metal bir tabutla mezar odasına kondu.

Birkaç ay sonra ailenin tuhaflığıyla bilinen delikanlısı Dorcas, kendini bahçedeki bir dolaba kilitleyip havasızlıktan öldü. Mezar odasına tabutu koymak için, iki zenci kapıyı açtı. Ağıtlar yakarak tabutu taşayanlar onları takip ettiler ve taş basamaklara yöneldiler. Sadece el fenerinin ışığı vardı. Mezarın iç kapısı açıldı ve herkes korkuyla bağırdı. Bebek Chase'in tabutu, konulduğu yerin tam karşısında ve baş kısmı yukarıda olarak dik duruyordu. Ağıt yakanlar tabutu düzelttiler ve Dorcas'ı kızkardeşinin yanına koydular. Bu olaydan
bir ay sonra Albay Chase, kendini öldürdü. O da aynı mezarlığa kondu.

8 yıl sonra Chase'lerden olan bir çocuk daha öldü ve mezarlığa getirildi. Bu süre içinde menteşeler paslanmıştı. Kapı güçlükle açıldı. Ancak içeri girenler korkudan donakaldılar. Bayan Goddard'ın tabutu normal yerindeydi ama Chase ailesinin tabutları ortalığa saçılmıştı! Bu durum son derece tuhaftı, zira ağır metal tabutlar ancak 4 kişinin yardımıyla kaldırılabiliyordu.

Bir ay sonra mezarlığa çiçek koyan bir kadın 'çatırtı' sesleri ve 'inliyen birinin sesi'ni duyduğunu iddia etti. Kadının atı da kendisi gibi korkmuş, ağzından köpükler gelmişti. Ertesi Pazar kilisenin dışında bağlı duran atlar korkuyla dörtnala tepeler kaçmaya başladılar ve oradan da denize ölüme atladılar.

Mezarlığın adı gittikçe kötüye çıkıyordu. Sırada Samuel Brewster'in cenazesi vardı. Kimi Küba, kimi Haiti'den gelen 1000 kişilik kalabalık bir cenazeydi. Şiddetli bir fırtına vardı ve dört zenci köle kurşun tabutu taşıyorlardı ki yine insanın kanını donduran aynı manzarayla karşılaştılar; tabutlar yine ortalığa saçılmıştı.

Bu noktada işe, adanın valisi Lord Combermere karıştı. Sonraki cenazeye bizzat katıldı. Bu seferki, tabutunun yeri hiç bozulmayan Thomasino Goddard'ın kızı Thomasino Clarke'ın cenazesiydi. Vali mezarlıkta bir yeraltı dehlizi olup olmadığına baktı, ancak böyle bir dehliz yoktu. Adamlara tabutu getirmeden önce ters çevrilmiş tabutları düzeltmelerini emretti. Sonra zemini ince kumla kaplattı ve kapıya yeni kilit taktırdı.Son olarak kapı alçıyla mühürlendi. Vali ve adamları alçı ıslakken yüzüklerini iz bırakacak şekilde bastırdılar.

18 Nisan 1820'de güneşli bir günde vali son kez mezarı açtı. Kapıdaki mühür bozulmamıştı. Ustalar alçıyı kırdılar ama kapıyı ancak bir iki santim açabildiler; çünkü kapıya bir şey dayanıyordu. Zorlayınca kapı açıldı, ağır bir cisim basamaklara çarparak düştü. Tabii ki bu bir tabuttu. Mezara girdiklerinde Dorcas Chase'e ait bir kol kemiği gördüler, tabutun kenarından dışarı sarkmıştı. Bu defa Bayan Goddard'ın tabutu dahil bütün tabutlar rastgele yerdeydi. Vali pes etti. Cenazeyi başka bir yere gömdürdü.

Londra Bilim Müzesi ve Fizik Araştırmaları Derneği'nden araştırmacılar olayı araştırdılar ama hiçbir cevap bulunamadı. Tabutlar, yer hareketlerinden dolayı devriliyor olamazdı, çünkü mezar bir mercan yatağına yaslanıyordu. Giriş kapısından başka hiçbir yeraltı dehlizi yoktu. Kapıdaki mühür bozulmadığına göre birinin gizlice içeri girmesi imkansızdı. Mezara konulan mücevherlere dokunulmamıştı, dolayısıyla mezar hırsızlarının işi de değildi. Mezarlık bir daha asla kullanılmadı.
Kaynak


26 Kas 2011

Vintage Küp Boyama

Zamanında kardeşimin ayakkabı boyasıyla boyadığı bir sürü küp vardı annemlerde. Son gittiğimde getirdim hepsini.
dekoratif-küp-boyama

Küpü önce enamels butter pecan rengi ile 3 kat boyadım.Ardından yazıcıdan çıktısını aldığım vintage dekupaj resimlerini şeritler halinde kestim ve rastgele dekupaj tutkalı ile yapıştırdım. Anahtar ve tavuskuşu resimlerini de yine farklı resimlerden keserek kiremit rengi hamurla kabarttım.  Kulp kısmına kınnap tarzı bir ipi silikonla yapıştırdım, üzerine deniz kabukları ekledim.

dekoratif-küp-boyama
Aynı iple tutkallayarak balona sardım ve şu meşhur dekoratif  toplardan yaptım.

tutkalli-ipten-dekoratif top

24 Kas 2011

Rüyanızda Bu Adamı Gördünüz Mü?

Çözülmemiş, saklı kalmış olaylara karşı epey ilgim vardır. Hem bu tarz şeyleri araştırmayı hem de çevreme anlatmayı severim. Bu nedenle blogumda artık bana ilginç gelen tuhaf olaylara dair hikayeleri de paylaşmaya karar verdim. İşte bunlardan ilki:

ilginc-olaylar

2006 yılında New York'ta tanınmış bir psikiyatr, kabul ettiği hastasının garip bir rüyasını dinledi. Bu rüyada hasta, bir adamın kendisine hayatıyla ilgili tavsiyeler verdiğini görmüştü. Üstelik bu yüzü rüyasında ilk kez görmüyordu. Aynı adam daha önce de sıklıkla rüyalarında ortaya çıkıyordu.

Kadın hasta, bu adamı hayatı boyunca hiç görmediğine ve kesinlikle tanımadığına yemin ediyordu. Haliyle neden sürekli rüyasında gördüğünü de bilmiyordu. Psikiyatristin isteği üzerine hastanın rüyasında gördüğü bu adamın bir robot resmi çizildi.

Ancak resmin kime ait olduğu elbette bir sır olarak kaldı. Birkaç gün sonra bir başka hasta, psikiyatristin masasında duran bu resmi gördü ve psikiyatriste şu soruyu sordu: Bu adamı tanıyor musunuz? Ve devam etti "Onu sürekli rüyamda görüyorum ama kim olduğunu bilmiyorum!"

Doktor bu olay üzerine başka doktor arkadaşlarına da bu resmi gönderdi ve hastalarına bu resimdeki adamı rüyalarında görüp görmediklerini sormalarını istedi. Birkaç ay için arkadaşlarından cevap geldi. Dört hasta daha, resimdeki adamı rüyalarında gördüklerine dair yemin ediyordu. Robot resimden "Bu adam!" diye ürkerek bahsediyorlardı! Bu iddiaların ortaya atıldığı tarih olan 2006'dan günümüze kadar birbirini daha önce görmemiş tam 2000 kişi bu adamı rüyasında gördüğünü iddia etti. Üstelik bu insanlar aynı ülkede bile değildi. Los Angeles, Berlin, San Paulo, Tehran, Beijing, Rome, Barcelona, Stockholm, Paris, Yeni Delhi, Moskova gibi birçok ülke merkezinden insan bu adamı arıyordu. Şehir efsanesine dönen bu adam hakkında ortaya çeşitli teoriler atıldı. Buna göre; toplumda birbirine benzer travmalar ve dramlar yaşayan insanların birbirine benzeyen rüyalar görmesi mümkün olabilirdi.

Dindar kişilerin olaya getirdiği yaklaşımsa daha fakrlıydı. Onlara göre bu resim, kişinin büyük yaratıcı yerine kafasında konumlandırdığı imajdı. Bu görüşe göre tanrı kendisini insanlara bu şekilde gösteriyordu. Bu nedenle onun rüya görenlerin zihninde yer ettiğine inananlar vardı.

Bu adam hakkında en ilgi gören teori ise rüya sörfü teorisi.Teoriye göre bu adam, insanların rüyalarına görmeyi başaran, gerçek hayattan bir insan. Psikolojik özel yetenekleri sayesinde buna muktedir biri!

Garip değil mi? Neyse, şimdi siz de dikkatlice bakın resme. Belki zamanın birinde siz de görmüşsünüzdür bu adamı rüyanızda:)

22 Kas 2011

Çok Ferah Bir Ev

Resimlere bakarken şöyle derin bir nefes alma ihtiyacı hissettim çünkü;bu ev bende öyle bir etki yaptı. Her ayrıntıda zevkli seçimlere ağırlık verilmiş. Çok ferah,içaçıcı,beyaz,deniz manzaralı,daha ne olsun:)
ferah-dekorasyon

beyaz-dekorasyon

mutfak-dekorasyon

yatak-odasi-dekorasyon
dekorasyon
Kaynak

20 Kas 2011

Ahşap Poşetlik Boyama

Ahşap poşetliğin sağına soluna bir şeyler daha yapmaktı planım ama maalesef hamurum bitti. Kapıyı,tutkalla yapıştırdığım çöp şişlerden yaptım,ağaç ve çitler ise kırık bir yelpazeden. Kalanı da kes-kabart-yapıştır taktiği:)

ahsap-boyama-posetlik

ahsap-posetlik

Haritalar...Yeniden...

Dekorasyonda haritaları çok sevdiğimi söylemiştim. Bu defa duvar kağıdı formunda olanlarına rastladım ve paylaşayım dedim. Favorim banyoda kullanılan harita:)

haritali-dekorasyon

dekorasyonda-harita

harita-dekorasyon

banyo-dekorasyon

Kaynak

16 Kas 2011

Örgü Mevsimi Başladı

Kış geldi mi, herkes gibi ben de iplerimi, örgü şişlerimi çıkarır kafama göre takılırım. Modeller bildik şeyler ama ben mutlaka uyduruk bir şeyler yaparım. Mesela beden kısmına bir model uygulamışsam, kollara kesin başka bir model uygularım, çünkü sıkılırım:)

İlkokulda falandım galiba, her Türk kızı gibi, okulların tatile girdiğinin ertesi günü annem elimize tığ, şiş ne varsa tutuşturur ve öğretmeye başlardı. İlk başta babaannemde gördüğüm gibi boynumda örüyordum. Annem yaşlı nineler gibi boynunda örme, alışır öyle kalırsın dedi. Bu sefer tığ tutar gibi örmeyi denedim ama o kadar sıkı oluyordu ki, ikinci sırayı örmek için şişlerle amansız bir savaşa giriyordum. Oysa annem gıcırt gıcırt sesleriyle şiir gibi örüyordu. Annem örmüyordu da,  şişler kendiliğinden kayıyordu sanki. Uzuun uğraşlardan sonra annem ipi  şu parmağın üstünden geçir şu parmağın altından sok diye diye  " kibar kızlara yakışan" örgü örme şeklini öğretti. O kadar da zor değilmiş:)) Neyse bu kısa örgü tarihi dersimizden sonra üstadım annemden ve benden bir çeşni sunayım. Benimkilere gülmek yok ama:)

Bunlar annemden, şekilde görüldüğü üzere.

orgu-şal
Bu şalı annem yirmili yaşlarının başında örmüş, yani en az 30 senelik, ne sağlammış, ben kullanıyorum şimdi.

orgu-sal
Bu hırkayı da bayramda hediye etti annem. Sanki yanındaymışım gibi, cuk oturdu üstüme.
orgu-hırka

Evet benimkiler. Lütfen annesine bak kızını al durumları beklemeyiniz. Tamam yaka konusunda biraz çalışmalıyım:) Ama gördünüz değil mi, bedendeki model ile kollar tamamen ayrı telden çalıyor:)

orgu-kazak

Bu süveter fi tarihinden, 7-8 sen oldu sanırım.

orgu-suveter

Vee işte örgü dünyasına bomba gibi düşecek, çığır açacak tasarımım. Hayır uzay kıyafeti değil, ördüğüm sene moda olan yarasa kolların kendimce yorumu sadece. Komik evet ama giyince güzel duruyor. Hiç giydim mi, hayır:)
orgu-kazak
Bu da ilk şapkamsı, kepimsi şeyim. On seneye yaklaşmıştır. Hiç taktım mı, hayır:)

orgu-sapka

Bu lifi de bayramda ördüm. Çok kolay, bir saatte bitiyor, hem de zevkli.

orgu-lif

Maşallah ne bereketli ipmiş, şimdi de süveter gibi ama aslında tam süveter olmayan bir şey başladım. Sonuçta insan evladına yakışan bir şeye benzerse gösteririm:)

Ahşap Tepsiye Peçete Dekupaj Nasıl Uygulanır?

Herkese merhaba! Nasılsınız? Bugün sizlerle peçete dekupaj tekniği uyguladığım ve el boyamasıyla tamamladığım ahşap tepsimi paylaşmak istiy...