En küçük halam benden sadece 4 yaş büyük, dolayısıyla tüm çocukluğumuz birlikte geçti.
Çocukken babaannemlerin bahçeli bir evi vardı. Ben de yaşımın hakkını
vererek ağaçlardan aşağı inmez, daldan dala, çatıdan çatıya koştururdum.
Tırmanma güdüsünü engellemek için tüm aile büyüklerim sıraya girdi, ama bu durum beni azdırmaktan başka bir işe yaramadı.
Annem evden çıkar çıkmaz odaların kapısına tırmanıyordum ve bu benim en ama en büyük zevkimdi. Siz kapıya nasıl tırmanılır, bilir misiniz? Bir kere ayaklarınız çıplak olacak ki kaymayasınız. Elleriniz hafif nemli olursa daha iyi tutunursunuz. Pijamaların paçasını da topladığımıza göre artık başlayabiliriz.
İlk hamle ellerinizi yan sövelere dayayıp kollarınıza tüm ağırlığınızı veriyorsunuz ve iki ayağınız omuz genişliğinde açıkken havaya zıplıyorsunuz. İşte oldu, karşıdan bakan biri sizi kurbağaya benzetirse, ilk adımı başardınız demektir. Bundan sonrası da aynı. Havada zıplıyorsunuz, saliseden daha kısa bir an el ve ayaklarınızın kapıyla irtibatı kesiliyor ama sonrasında bir kaç santim daha yukarıya çıkmış oluyorsunuz.
Bu durum ne zaman sona eriyor? Elbette el ve ayaklarınızın birbirine en yaklaştığı yer olan üst sövede. Zaten bu aşamada tavan size çok yakın, yer ise fersah fersah uzak görünecek ve kendinizi 8000 feet yükseklikte uçuyor hissedeceksiniz. Unutmayın, daha 5 yaşında, dünyada pek çok şeyin sizden ebat olarak çok büyük olduğu küçücük bir çocuksunuz:)
Annem evden çıkar çıkmaz odaların kapısına tırmanıyordum ve bu benim en ama en büyük zevkimdi. Siz kapıya nasıl tırmanılır, bilir misiniz? Bir kere ayaklarınız çıplak olacak ki kaymayasınız. Elleriniz hafif nemli olursa daha iyi tutunursunuz. Pijamaların paçasını da topladığımıza göre artık başlayabiliriz.
İlk hamle ellerinizi yan sövelere dayayıp kollarınıza tüm ağırlığınızı veriyorsunuz ve iki ayağınız omuz genişliğinde açıkken havaya zıplıyorsunuz. İşte oldu, karşıdan bakan biri sizi kurbağaya benzetirse, ilk adımı başardınız demektir. Bundan sonrası da aynı. Havada zıplıyorsunuz, saliseden daha kısa bir an el ve ayaklarınızın kapıyla irtibatı kesiliyor ama sonrasında bir kaç santim daha yukarıya çıkmış oluyorsunuz.
Bu durum ne zaman sona eriyor? Elbette el ve ayaklarınızın birbirine en yaklaştığı yer olan üst sövede. Zaten bu aşamada tavan size çok yakın, yer ise fersah fersah uzak görünecek ve kendinizi 8000 feet yükseklikte uçuyor hissedeceksiniz. Unutmayın, daha 5 yaşında, dünyada pek çok şeyin sizden ebat olarak çok büyük olduğu küçücük bir çocuksunuz:)
İlk oruç tuttuğumda 7 yaşındaydım ve akşama kadar dayanabilmek için tüm günü babaannemlerin bahçe girişinde bulunan, 15 yıl sonrasında acı bir yangınla yanıp küle dönüşecek güzelim söğüt ağacının üzerinde geçirmiştim. Çünkü söğüt ağacı yere paraleldi ve üzeri de bana göre yatak genişliğindeydi. Ezan okunurken inmiştim üzerinden.
Halen en sevdiğim ağaçların ilk sırasında gelir salkım söğütler. Bir de dalları yere değiyorsa, altındaki kuytuluk gündüzleri saklambaç oynarken en favori yer, geceleri ise altında cinlerin perilerin saklandığı söylenerek kardeşi korkutmanın yegane yoludur.
Halen en sevdiğim ağaçların ilk sırasında gelir salkım söğütler. Bir de dalları yere değiyorsa, altındaki kuytuluk gündüzleri saklambaç oynarken en favori yer, geceleri ise altında cinlerin perilerin saklandığı söylenerek kardeşi korkutmanın yegane yoludur.
Bahçeli evde büyüyen her çocuğun hayali; bir ağaç ev sahibi olmaktır, emin olun:) Eh, halam ve ben de bu gruba dahildik. Elimizde ağaç ev yapacak malzeme yoktu ama eski bir kömürlük ile çatısı ve bu çatıya uzanan bol dallı bir dut ağacı halihazırda bizimdi. Merdiven yok muydu diyebilirsiniz, evet vardı, ama tarzımız değildi:)
Biz de halamla dallara tutturduğumuz kumaşlarla bir ev yapmıştık kömürlüğün çatısına. İçine bir iki tane minder koyup epey vakit geçirdik. Bir zaman sonra, yine büyüklerden yediğimiz vetoyla bozmak zorunda kaldık evimizi.
Gelelim bu ağaç evler konusuna nereden geldiğime... Geçen günlerde Batıkent Atlantis'in arkasında bir ev gördüm. Bahçesindeki ağaca ev yapmışlar. Küçük ama şirin bir ev. En azından bir çocuk keyifle vakit geçirebilir içinde. "Seni gidi şanslı velet!" dedim kendi kendime. Tam olarak velet dememiş de olabilirim:) Neyse, ahdim var, bahçesinde müsait ağacı olan bir eve taşınır taşınmaz ilk iş ev yaptıracağım. Sonra da sevgilimle karşılıklı bir keyif çayı içeceğim geçmişe inat, ağaç tepelerinde geçen çocukluğumun anısına...
Gelelim bu ağaç evler konusuna nereden geldiğime... Geçen günlerde Batıkent Atlantis'in arkasında bir ev gördüm. Bahçesindeki ağaca ev yapmışlar. Küçük ama şirin bir ev. En azından bir çocuk keyifle vakit geçirebilir içinde. "Seni gidi şanslı velet!" dedim kendi kendime. Tam olarak velet dememiş de olabilirim:) Neyse, ahdim var, bahçesinde müsait ağacı olan bir eve taşınır taşınmaz ilk iş ev yaptıracağım. Sonra da sevgilimle karşılıklı bir keyif çayı içeceğim geçmişe inat, ağaç tepelerinde geçen çocukluğumun anısına...