4 Eki 2012

Fall In Love Pano Yapımı

10 Marifet Sergisi'nden ilk haberdar olduğumda birkaç tane pano yapıp göndermeyi düşünmüştüm, ancak ben hazırlayıp gönderene kadar sonbahar yarışma projesi ortaya çıktı. O halde madem bir hazırlık yapacaktım, her zamankinden farklı ve tamamen benim tasarımım olan bir şey yapmalıydım. Bu düşünceyle çalışmaya başladım, önce internetten kelebek ve yaprak şablonlarını çıkardım, ardından ince suntayı bu şablonlara göre kıl testereyle kestim.
duvar-süsü-yapımı
duvar-süsü-yapımı
Daha sonra bu olsun, yok bu daha güzel olur diyerek tam bir gün boyunca seçemediğim resimlerin arasından nihayet ikisini beğendim ve suntaların üzerine dekupaj yaptım. Ardından dekupaj dünyasının şu meşhur tarla güzeli kızlarından 3 tanesini ve çok sevdiğim kelebekleri hamurla kabartarak yapıştırdım.
duvar-süsü-yapımı
Aslında dekupaj kağıtlarının desenlerini çok beğenmiştim ama bütünlük olması açısından eskitme yapmaya karar verdim ve oldukça yoğun bir antiquin eskitme uyguladım.  Bu işlem de tamamlandıktan sonra, daha önce bir projemde de kullandığım-hani şu 30 yıl önce örülen-kenar oyalarıyla askı yaptım ve askıları da silikon ve doğal rafyayla suntalara sabitledim. Birkaç küçük boncuk ve aksesuarı da ekledikten ve mat vernikle vernikledikten sonra duvar süsümü tamamladım. Sonra karşısına geçip baktım ve madem sonbahar yarışmasına gidiyorsun, senin adın olsa olsa Fall In Love olur dedim:) Beğenilerinize sunulur.

duvar-süsü-yapımı

duvar-süsü-yapımı

duvar-süsü-yapımı

1 Eki 2012

Kristin Hannah-Gece Yolu

Kristin Hannah kitaplarını okurken içimde hep aynı düşünce hasıl oluyor: "Bak şimdi başlıyorum, salya sümük ağlatacak, boğazıma yumruları dizecek ama sonu eninde sonunda mutlu bitecek!!!"

Kristin Hannah-Gece Yolu


Gece Yolu da bunlardan biri. Baştan söyleyeyim, çok etkileyici. Konusuna gelirsek; tam bir helikopter anne olan Jude Farraday, ikizleri Mia ve Zach'ın tüm hayatlarını planlamakta, her anlarını kontrol etmekte ve onların sağlam bir üniversite eğitimi alacaklarına dair hayaller kurmaktadır. 

Mia ve Zach, son derece zeki ve başarılı öğrencilerdir ve ikiz olmalarının getirdiği derin bağlılıkla her an birbirlerinin düşüncelerini, acılarını ya da sevinçlerini hissetmektedirler. Mia olağanüstü güzelliğine rağmen çekingen ve zor arkadaş edinen bir genç kızken, Zach tüm okulun hayran olduğu, girişken, göz kamaştıran bir delikanlıdır.

Mia ve Zach'ın okuluna bir gün Lexi adında bir kız öğrenci gelir. Zor bir çocukluk geçiren, alkol bağımlısı bir anneden arta kalanlarla idare eden ve annesinin ölümünden sonra hayatta olduğunu öğrendiği yoksul teyzesiyle karavanda yaşamaya başlayan Lexi, ne gariptir ki zengin bir hayat süren Mia gibi çekingen ve aşağılanma korkusuyla zor arkadaş edinen bir genç kızdır. 

Mia, Zach ve Lexi'nin yolları bir şekilde kesişir ve zamanla sağlam bir dostluk oluşur aralarında. Zach ve Lexinin birbirlerine aşık olmaları ise geri dönülmez olayların başlangıcı olacaktır. Jude Farraday'ın kurduğu muhteşem aile tablosu gün gün yıkılacak, bir yaz gecesi yaşanan feci kaza, aileyi paramparça edecektir.

Kitabın bundan sonrası, okuyucuyu düğüm düğüm eden ve bazı şeylerin farkına vardıran satırlardan ibaret. Beni en çok etkileyen ise küçük Mia'nın hayali arkadaşıyla olan ilişkisi ve arkadaşının ona vedasıydı. Hayali arkadaşın kim olduğu ise kitabın sürprizi olarak kalsın:) Kristin Hannah severler için son derece doyurucu bir kitap.Yazdığı her kitapta bu kadar yoğun duyguları sayfalara sığdırabilmesi ise takdire şayan.

19 Eyl 2012

S.J Bolton - Zehir

Tatil için yanıma dört kitap almıştım ama ancak ikisini okuyabildim. Bunlardan ilki S.J. Bolton'ın Zehir isimli kitabıydı. Benim ilgi alanım gerilim, zeka yüklü kitaplar daha çok. Kitapçıya giderken de her zaman listem hazır olur, ona göre alışveriş yaparım. Ama bu kitabı, kitapçı ısrarla önerince ve son günlerde çok talep olduğunu söyleyince aldım. İyi ki de almışım.
Zehir

Orijinal ismi Awakening-Uyanış olan kitabın konusuna gelirsek... Hikaye küçük bir kasabada vahşi hayvan veterinerliği yapan Clara'nın, düzenli olarak kontrol ettiği yaşlı bir kadının evinde, kadını ve köpeğini ölü bulmasıyla başlıyor. İlginç olan ise; çok eski zamanlara ait bir cezalandırma yöntemini hatırlatır şekilde, köpeğin bir yılanla birlikte çuvala koyularak boğulmuş olması. (Roma Hukuku'nda parricidium-ebeveyni öldürme suçu; mahkumun bir yılan, bir köpek, bir maymun ve bir horozla birlikte çuvala koyularak ağzının bağlanması ve denize atılarak öldürülmesi şeklinde cezalandırılıyordu. Kitap da bu konuya gönderme yapmıştır.)

Esas kız Clara, aslında oldukça yetenekli, vahşi hayvanlarla, özellikle son derece zehirli yılanlarla başa çıkabilecek kadar cesur bir veteriner. Ancak yetenekleriyle ünlü olmak varken neredeyse görünmez olmayı seçiyor ve küçük bir kasabada çalışmaya başlıyor. 1-2 istisna dışında hiçbir komşusuyla yakın ilişkiye girmiyor, konuşurken hiçbir şekilde yüzünü kaldırmıyor ve insanların gözlerine bakamıyor. Çünkü yüzünün bir tarafı son derece güzelken, diğer tarafı çocukluğunda geçirdiği ve annesini suçladığı çok hüzünlü bir kazanın izlerini taşıyor.

taipan
Kasabada yılan zehrine maruz kalarak ölen bir adamın ardından olayı araştırmaya başlayan Clara, ölen adamdaki zehir miktarının normalden çok daha fazla olduğunu fark ediyor. Gün geçtikçe yeni yılan vakalarının ortaya çıkması, eski ve sapık bir tarikatın kasabadan silinmeyen izleri ve tüm bunlar olurken olaylara bir şekilde müdahil olan Clara'nın, saklanan sırları ortaya çıkarma mücadelesi çok akıcı bir dille anlatılmış. Kitabın, taşıdığı gerilim yanında verdiği bilgiler de enteresan. Mesela şu an bir damla zehrinin onlarca insanı öldürebileceğini öğrendiğim taipanlara karşı ayrı bir saygı duyuyorum:) Bu kitap benim yılanlara bakış açımı değiştirdi. Özetle; Sharon Teyze iyi iş çıkarmış, ellerine sağlık:) 

10 Eyl 2012

Side Tatili Bitti

Birkaç gün oldu döneli ama, tatil fotolarına ancak vakit ayırabildim. Biz her sene olduğu gibi bu sene de Side'ye gittik. Aynı yerleri, aynı resimleri tekrar tekrar yüklemek istemediğimden, sizi şuraya, şuraya ve şuraya yönlendireyim:) Tek fark geçen sene gidemediğimiz Dim Çayı ve Dim Mağarası'ydı. Orayı da görmüş olduk.
antalya-dim-cayi
Daha sonra rotamızı Muğla'ya çevirdik. İlk durağımız Fethiye-Ölüdeniz'di. Göcek Tüneli,size de Cem Yılmaz'ın tünelin ucundaki ışık esprisini hatırlattı mı:))
fethiye-ölüdeniz
 Ölüdeniz'den sonra Dalyan'a geçtik. Çok güzeldi, hayran kaldım. Rengarenk taşlar topladım denizinden...

 Son durak Marmaris'ti. Green Nature Resort da hoşumuza gitti, tavsiye ederim.
Unutmadan İztuzu Paljı'na da gittik. Ben Antalya'nın tuzlu suyunu o kadar benimsemişim ki, İztuzunda yüzerken su yuttuğumu ancak farkedebildim. Tuz muz yok, bal gibi su yani:) Eşsiz bir manzaraya, altın gibi bir kumsala sahip, yolunuz düşerse sakın kaçırmayın derim. Denizkabuğu stoğumun çoğunluğunu da burdan topladım:)
 Sevgiler...

15 Ağu 2012

Carpı İsi Pano ve Sablonu

İlk defa 14 count etamine çarpı işi yaptım. Daha önce yaptıklarım seccadelik etamine ve monocolor olarak işlenmişti. Başlarda biraz zorlandım ama sonra çok keyif aldım.
carpi-isi-pano
carpi-isi-pano

 Beğendiyseniz bu da şablonu.

carpi-isi-sablon

Ahşap Tepsiye Peçete Dekupaj Nasıl Uygulanır?

Herkese merhaba! Nasılsınız? Bugün sizlerle peçete dekupaj tekniği uyguladığım ve el boyamasıyla tamamladığım ahşap tepsimi paylaşmak istiy...