8 Ağu 2012

Ahsap Vintage Kutu

Kardeşimin Marmaris'ten bir arkadaşının evi için toplu sipariş aldım. Bu kutu da o siparişin bir parçası.

Ahşap kutuyu toprak ve mavi renklerde üç kat boyadıktan sonra, yazıcıdan çıkardığım vintage görünümlü etiketlerin kenarlarını yaktım ve dekupaj tutkalıyla yapıştırdım. Hamurla kabarttığım kelebekleri kapak kısmına yapıştırdım, yağlı boyayla eskittim. Annemin teyzesinden aldığı, 1982 senesinde örülmüş -benimle yaşıt- kenar oyalarını da kutunun etrafına monte ettim. Mat sprey vernikle vernikledim.
ahsap-boyama-kutu

3 Ağu 2012

Sisle Gelen Yolcu

Çok fazla kitap okuyorum son günlerde. Ama son zamanlarda okuduğum en etkileyici, en sürükleyici romanlardan biriydi Sisle Gelen Yolcu. Kurgusu, dili tam kıvamındaydı. Roman okurken en sevmediğim şey; romanda gerekli gereksiz bir sürü karakterin ve karışık isimlerin yer alması ve karakteri unutunca "ya bu kimdi" deyip 10-20 sayfa geriden o kişinin kim olduğunu arama çalışmalarıdır.  Bu kitap oldukça uzun olmasına rağmen konular ve bölümler birbirini izliyor ve böylece sıkılmadan okuyabiliyorsunuz.

sisle-gelen-yolcu

Konusuna gelince...Psişik kaçışlar yaşayan bir bavulsuz yolcu. Farklı yerlerde işlenen mitolojik cinayetler ve her cinayetten sonra ortaya çıkan yeni kimlikler.

Cinayet mahallinde parmak izleri bulunan psikiyatr Mathias Freire, evsiz Victor Janusz, deli ressam Narcisse, kalpazan Nono, ve parlak psikiyatr François Kubiela ve babasının bir işkence uzmanı olduğunu öğrendikten sonra hayatı altüst olan komiser Anaïs Chatelet, kitabın okuyucuyu maceradan maceraya sürükleyecek kahramanları.  Kitabın tanıtım cümleleri ise gerilim sevenler için iştah uyandıracak cinsten.

Ben gölgeyim.
Ben avım.
Ben katilim.
Ben hedefim.
Kurtulmak için tek çarem var;diğerinden kaçmak.
Peki ya diğeri de bensem?
Grange'in  bugüne kadar en beğendiğim kitabı Koloni idi. Artık Sisle Gelen Yolcu ilk sırada, şiddetle tavsiye ediyorum.

Yazımın esas konusuna gelirsek; kitapta resimde pişmanlık olarak belirtilen bir durum var. Elbette ayrıntıları anlatıp sürprizi kaçırmayacağım. Nette biraz araştırdım ancak gerçekliğinden emin olamadığım için paylaşmak istedim. Belki de sadece kurgudur bilemiyorum. Kitaba göre;  Ressam Courbet'in "Yaralı Adam" portresi pişmanlığa en iyi örnekmiş.

courbet-yarali-adam

Bu tabloda Courbet kendisini resmetmiş, sevgilisi de omzunda yatıyormuş. Ancak tablo bittiğinde sevgilisi Courbet'i terketmiş ve Courbet de kızı silerek kızın yerine bir hançeri göğsüne ise yara ve kan eklemiş. Elbette yoruma gerek bırakmayacak derecede açık bir sonuç. Tablonun röntgeni çekilmiş ilerleyen yıllarda ve Courbet'in omuzunda bir kızın bulunduğu net bir şekilde görülüyormuş.

Bana çok ilginç geldi. Sırları saklamak için ideal bir yöntem gerçekten.

31 Tem 2012

Hayvanlar İçin Su Kabı

Hemen her sabah, evde biriken yoğurt kutularına su ve akşamdan kalan yemek artıklarını koyup caddenin başındaki elektrik direğinin dibine bırakıyorum. Akşam eve gelirken de kontrol ediyorum ne kadarı yenmiş, ne kadarı kalmış diye. Yemek kaplarının atılmasına bir şey demiyorum ama temizlik işçileri su kaplarını da toplayıp çöpe atıyorlar. Benim ev de sonuçta yoğurt ya da dondurma fabrikası olmadığından bu kutu stoğunun da bir sonu var neticede.

bir-kap-su

Ankara Batıkent'te, Gimsa Market'in önünde pek çok sokak köpeği görebilirsiniz. Geçen günlerde bir tanesi artık sıcaktan telef olmuş bir halde kendisine gölgelik bir yer arıyordu. Su vermeye çalıştım ama kaçtı. Kaçarken gördüm, bir ayağı da aksıyordu, yara bere içindeydi zavallı hayvan. Elimde değil, içime dert oluyor halleri, akşama kadar ne yapsam diye düşünmekten iflahım kesiliyor. En sonunda geçen hafta Yenimahalle Belediyesi'ne mail attım. Dedim ki, evlerimizde tüm hayvanlara yetecek sayıda ve büyüklükte kaplar bulunmadığı için şu anda susuzluk çeken pek çok hayvana yardım edemiyoruz. Büyük metal kaplar olursa ve bu kaplar belli yerlere, örneğin direklere monte edilirse, hayırsever vatandaşlar buraya su koyabilir. İmkanınız varsa, belediye de 2 güne bir sulama araçlarıyla bu kapları doldurabilir dedim. Neyse bugün cevap gelmiş. Aynen alıyorum buraya:

Sayın Bahar ; ilginize teşekkür ederiz. Yasa ve ilgili mevzuatlar çerçevesinde Belediyemiz imkanları göz önünde bulundurularak öneriniz dikkate alınacaktır. (Konu çözümle kapatıldı.)

Tamam o zaman sevgili Yenimahalle Belediyesi, ben bekliyorum. Umarım yaz bitmeden, o hayvanlar susuzluktan ölmeden bir şeyler yaparsınız. O zaman ben de size en içten dileklerimle teşekkür edeceğim. Yalnız konu beklemede falan yazarsanız daha iyi olur, yoksa sorun şu anda halen mevcut, çözüme kavuşmuş değil. Bir süre bekledikten sonra sizi tekrar rahatsız edeceğim sonuçta, şimdiden haber vereyim.

Beni okuyan arkadaşlarımdan da rica ediyorum, lütfen evinizde biriken kutuları çöpe atmadan bir kez daha düşünün. Akşamdan koyun bir poşete, sabah da bir şişe suyla birlikte yanınıza alın ve yolunuz üzerinde, hayvanların görebileceği bir yere doldurup koyun. Hiç zor değil, üşenmeyin nolur. Akşam dönerken o suyun içilmiş olduğunu gördüğünüzde alacağınız hazzın değeri hiçbir şeyle ölçülemez, emin olun.

16 Tem 2012

Ahşap Boyama Duvar Saati

Çaydanlık şeklindeki ahşabı önce beyaza ardından buz yeşiline boyadım. Dekupaj resmini yapıştırdıktan sonra sap ve uç kısımlarına doğal rafya sardım. Mat sprey vernikle vernikledim.

ahsap-boyama-duvar-saati

ahsap-boyama-duvar-saati

Ahşap boyamayla ilgilenen arkadaşlarıma tekrar hatırlatma fayda görüyorum. Dekupaj yapılacak resmi yapıştırmadan üzeri dekupaj tutkalıyla kaplanırsa, tutkal kuruduğunda plastik tarzı bir dokuya kavuşuyor ve böylece yapıştırırken hava kabarcığı ya da yırtılma gibi problemler yaşanmıyor.
Mutlu bir hafta dilerim.

13 Tem 2012

Avea-Telekom-Arcelik

Başlığı birlikte attım ama iki ayrı konudan bahsedeceğim. İlki baş belası Avea. Sene başında yine böyle bir cuma günü ofisimde otururken telefon çaldı. Açtım, bir bayan var hattın diğer ucunda. 10 küsür senedir telekom abonesi olmamdan dolayı özel müşteri kapsamında olduğumu, Telekomun Avea ile ortak bir proje başlattığını ve bu kapsamda  ayrıcalıklı (!) müşterilere Avea Jet Mobil Modem verileceğini, 3 ay boyunca taahhütsüz ve ücretsiz olacağını, 3 aydan sonra da dilersek kapatabileceğimizi söyledi. Biz de çok fazla şehir dışına çıkıyoruz, yolda internete telefondan bağlanacağımıza modemle gireriz, daha sonra da bu modemle devam ederiz diye düşündük ve büroya gelmeleri için randevu verdik.

avea-jet-modem
Akşama doğru bir eleman geldi Avea'dan. Telefondaki bayanın söylediklerini tekrar etti ve taahhüt olmadığının altını çizerek ve sadece vergilerden sorumlu olduğumuzu belirterek sözleşmeleri verdi. Okuduk, imzaladık. Ben 2 tane almıştım, biri büro diğeri  ev hattından. Modemleri teslim aldık ve açılmasını beklemeye başladık. 1-2 gün içersinde açılacağı söylenen hatlar tam bir hafta açılmadı. Bir haftadan sonra ise biri açıldı, diğerinden hala ses yok. 

Tabii bu arada müşteri hizmetleriyle defalarca konuştuk ama maalesef bir çözüm üretemediler. Biz de hiç açılmayan hatta ait aboneliğin kapatılmasını, diğerinin devam etmesini istedik ve hattı kapattırdık. Buraya kadar her şeye alışabilen bünyeye sahip bir Türk evladı olarak bu durumu normal kabul edip, açılan modemimizle internete bağlanmayı denedik. Şimdi modemin günahını almayayım, sağ olsun bağlanıyor ama sadece bağlanıyor! 

Yani ekranda bağlandınız yazıyor ama sayfayı açmıyor, hadi sayfayı açtı diyelim, bu sefer başka hiçbir işlem yapmıyor. Ömür törpüsü gibi bir şey kısaca. Biz daha o  gün, modemi kutusuna koyup çekmeceye attık, bir daha da çıkarmadık. 3 ay süresi var nasılsa, 3 aydan sonra arayıp iptal ettiririz dedik. Tabii bu 3 ay boyunca vergilerin taahhuk ettirildiği faturaları ödedik. Neyse 3 ay geçti ve biz tekrar müşteri hizmetlerini aradık. Modemden verim alamadığımızı, kapatmak istediğimizi ilettik ve hattı kapattırdık. Sonra bir Avea bayisine giderek görünen tüm borçlarını ödedik ve hattın sistemden de kapatıldığı bilgisini alarak bayiden ayrıldık.


Ben işim gereği e-imza kullanıyorum ve açtığım ya da tarafıma açılan tüm dava ve takipleri Uyap avukat portal üzerinden online olarak takip edebiliyorum. 2 hafta önce tarafıma bir icra takibi yapıldığını öğrendim ve adliyeye gittim. Dosyaya bakınca bu Avea şirketinin ödenmemiş 3 fatura için tarafıma takip başlattığını gördüm. Yalnız dosya içersinde sadece takip talebi ve fatura numaraları var. Yani herhangi bir fatura örneği vs. yok.

Aklınızda olsun, bu durum kanuna aykırı. Yani borcun dayanağı olan evrak neyse, onun onaylı bir örneğinin dosyaya, diğer onaylı örneğinin de borçluya gönderilmesi gerekir. Ben tabii dosyada fatura göremeyince tarafıma çıkarılan tebligatın içinde de fatura örneği olmayacağını tahmin ettim ve postacı hanımı beklemeye başladım.

Yine bir cuma günü postacı kapıyı çaldı, bir baktım benim nurtopu gibi tebligatım ışıl ışıl parlıyor uzaktan. Ben sırıtarak postacıyı içeriye davet ettim. Şimdi niye bu kadar sevindin diyeceksiniz. Şöyle ki, hemen bir tutanak hazırladım. Tarafıma gönderilen tebligat zarfının içerisinden sadece ödeme emri çıkmıştır, takibe dayanak belgeler bulunmamaktadır diye. Bunu da hem postacıya imzalattım, hem de kendim imzaladım.

Böylece Avea'nın bu takibinin köküne ilk kibrit suyunu dökmüş oldum. Ardından hemen adliyeye giderek dosyaya itiraz dilekçemi sundum ve böylece takibi durdurdum. Son olarak ise tarafıma kanuna aykırı olarak gönderilen ödeme emrinin iptali için dava açtım. Ekim ayında duruşması var ve sonucun ne olacağı malum. Ödeme emri iptal edilecek ve mahkeme bana 200-300 TL vekalet ücreti ödenmesine hükmedecek. Ben mahkeme kararını icraya koyacağım için de bu bedel 400-450 TL'ye kadar çıkacak. Yani Avea evdeki bulgurdan olacak. Bu da onlara ders olsun. Telekomu da böyle dandik bir işbirliğinden dolayı en içten dileklerimle kınıyorum.

arcelik-buharika

Arçelik'e gelince. Dün Buharika Buharlı Temizleyiciden aldım ve eve gelir gelmez denedim. Gerçekten bu harika yahu:)) Neymiş mop paspaslarla çektiğim eziyet benim:) 10 dakikada bir odayı pırıl pırıl sildi, ne su lekesi, ne de bir iz, bayıldım gerçekten, tavsiye ederim. Bu arada buharikada kampanya var, 249 TL'den 199 TL'ye düşmüş, almak isteyenler kaçırmasın. Herkese iyi tatiller:)

3 Tem 2012

Ahşap Boyama Fikirleri

Bu ahşap boyama örneklerinde el boyama, dekupaj ve stencil gibi pek çok teknik birarada kullanılmış ve harika çalışmalar çıkmış ortaya. Kullanılan objelerin formlarını da çok beğendim.

ahsap-boyama

ahsap-boyama

ahsap-boyama

ahsap-boyama

ahsap-boyama

ahsap-boyama

ahsap-boyama

ahsap-boyama

ahsap-boyama

ahsap-boyama

Kaynak

22 Haz 2012

Avukat Ne İse Yarar-2

Avukat ne işe yarar konulu yazıma devam ediyorum.


avukat-ne-ise-yarar

1-Dava harçlarının yüksek olması durumunda, bilirkişi ücretini fahiş bulduğunuzda yine bize kızıp söylenebilirsiniz. Çünkü Yasama organındakiler işi bize bıraktığından ve hakimler de bu işe hiç karışmadığından, bunları biz belirliyoruz.

Örnek: Müvekkil gelir.
-...Bey, kanun değişti, artık kısmi dava açamıyoruz, yani 100 TL ile dava açtığımız günler geride kaldı.
-Nasıl yani?
-Yani, artık tam olarak alacağınız ne kadarsa, harç, bilirkişi ve keşif masrafını peşin peşin yatırıyorsunuz.
  Dava sonunda artan olursa iade ediliyor.
-Yavvv, öyle şey olur mu, daha geçen gün bizim bir tanıdık açtı, beş kuruş vermedi cebinden, bir yanlışınız    
  olmasın?
-Yok yanlışlık falan, artık tüm harçlar peşin alınıyor.
- Olmaz avukatım, sen yanlış biliyorsun, ben gidiyim de o dava açan arkadaşa bir danışayım. O kadar parayı
  bilirkişilere yediremem.
Fazla sürmez, birkaç gün sonra gelir mecburen, ama yine de tam parayı getirmez, üstünü size tamamlatmaya çalışır.

2- Dava aşamasında biz avukatınız olsak bile, mutlaka bildiğiniz tüm avukat, emekli hâkim-savcı, yazı işleri müdürü, zabıt katibi, mübaşir ve hatta başından buna benzer bir dava geçmiş olan tüm dostlarınıza ve mahalle bakkalına danışıp bize iletin. Onların fikirleri bizim için çok önemli. Nasıl olsa işinizi bedava yaptığımız için hiç olmazsa hukuki bilgileri ve gerekli talimatları alalım sizden.

Örnek: Müvekkil şirketin 3-4 trilyonluk alacağı bulunmakta ancak harcının yüksekliğinden dolayı davayı adli yardım vasıtasıyla açmak istemektedir. Oysa adli yardım yalnız gerçek kişilere hizmet eden bir kurumdur.Laftan anlamayan müvekkil ısrarla, başka bir arkadaşının şirketi adına dava açarken adli yardımdan faydalandığını iddia etmektedir.
-Mümkün değil, adli yardım yoksul insanlar için getirilmiş bir kurumdur.
-Sen yanlış biliyorsun, arkadaşım açtı, hiç para vermedi. Hatta bilmem kim de aynı şeyi söyledi. İnanmazsan ona sor, bence yanılıyorsun, sen bu konuyu bir araştırıver.
Bu esnada avukat şüpheye düşer ve nihai çözüm olarak gidip durumu yetkilisine sorar ve aldığı cevap pek tabii olumsuzdur.
-Yok, olmuyormuş, şirketin o kadar alacağı varsa, parası da vardır diyorlar.
-Bu işte kesin bir yanlışlık var, o dediğim kişinin numarasını vermiş miydim sana? Sen onunla bir görüş.
-????

3-İşin başlangıcında, size davanızın kazanılmasının çok zor olduğunu, hatta haksız olduğunuzu söylemiş olsak bile, dava kaybedildiğinde bu gene de sadece bizim suçumuzdur.Siz adam öldürmüş olabilirsiniz, ama beraat kararı alamayan avukat her zaman hatalıdır.

Örnek: Müvekkil, maaşını ödemeyen lokanta sahibini takip etmiş ve bir hastanenin önünde usturayla yüzünü parçalamıştır. Lokanta sahibinin yüzünde sabit iz kalması kuvvetle muhtemeldir. Lokanta sahibi ise müvekkilin kasadan para çaldığını, bu nedenle işten attığını ileri sürmektedir. Avukat karakola çağrılır ve görüşme başlar.
-Neden yaptın?
-Paramı vermedi, onun yüzünden para cezamı ödeyemedin, hapse gireceğim, ben akıl hastayım, ağır tahrik var vs...
-Doğruyu söyle, adamı takip ettin mi?
-Hayır tesadüfen gördüm.
-Usturayı nereden buldun?
-Benim o, hep yanımda taşırım.
-Bu iş için özel olarak almadın yani?
-Hayır.
Sonuçta müvekkilin usturayı satın alarak lokanta sahibini takip ettiği ve suratını bile isteye parçaladığı ortaya çıkar. Dava sonucunda alacağı ceza gününe varıncaya kadar müvekkil ve ailesine bildirilir. Karar açıklanır ve tam da avukatın söylediği cezayı alır müvekkil. Annesi feryat figan avukata bağırmaktadır, hep senin yüzünden oldu diye...

4-Boşanma davanıza bakıyorsak eğer, bizi saat başı arayıp konu ile ilgili veya ilgisiz son gelişmeleri lütfen bildirin. Kayınvalidenizin görümcenize dedikleri, sabahı beklemeyecek kadar acildir bizim için.


Örnek: Boşanma davaları her avukat için ailenin özeline girmek, en bilinmeyen sırlarını öğrenmek anlamına gelir. Bu nedenle bir süre sonra, yatak odası sorunlarını ayrıntılı olarak bildiğiniz müvekkil size aileden biri gibi davranmaya başlar. Bu nedenle gece-gündüz demeden, mahallenin bakkalından kasabına, dayısının torunundan halasının kızına kadar bu konuda master degree seviyesinde tahsil görmüş tüm tanıdıklarının fikir ve deneyimlerini size canlı yayınla iletir. Aslında kötü niyet yoktur çoğunda, ilk kez davalarla haşır neşir olmuş bir bünyenin telaşıdır sadece ama, bu durum çok bilmişlik ya da akıl verme seviyesine ulaştığı an, çizgiyi çekmeli, müvekkile yer ve konumu nazikçe bildirilmeli ve davadan çekilme uyarısıyla da konu kapatılmalıdır.

5-Davanızın uzaması, hâkim değişikliği, bilirkişinin raporunu geç vermesi, duruşma tarihinin uzun aralarla verilmesinden kaynaklansa da iktidarı ele geçirip bunları düzeltmediğimiz için yine bizim suçumuzdur. Davanıza bakan hâkimi veya savcıyı tanıyan bir yakınınız var ise mutlaka onu devreye sokun, böylece probleminizi avukatsız çözebilirsiniz. Zaten hâkim ve savcılar da sizden bunu beklerler ve bu çok hoşlarına giden bir yoldur.


Örnek: Hangi mahkemede açılmış olursa olsun, müvekkilin adliyeden mutlaka bir tanıdığı vardır. Tanıdığı kişi mübaşir dahi olsa, onun gözünde avukatından çok daha üst mertebededir ve her fırsatta sizi o kişiye yönlendirmeye çalışır. Davanın görüldüğü mahkeme ile o tanıdığın çalıştığı kalem arasında muhtemelen 4 kat ve sayısız koridor vardır. Ama yine de "sen onu bir gör, o bizim işleri hızlandırır" inadından vazgeçiremezsiniz. En iyisi hiç bulaşmamaktır. Zira her kalemin bir horozu vardır ve hiçbir kalem başka bir kalemin işlerine karışmasından hoşlanmaz. Aynısı ve daha fazlası hakimler ve savcılar için de geçerlidir.

6-Bir borcunuz dolayısıyla hakkınızda icra takibi yapılmışsa bunun tek sorumlusu alacaklınızın avukatıdır. Bu avukat evinize veya iş yerinize hacze geldiğinde ona dilediğinizi yapma hakkınız vardır. Küfür edin tehdit edin, dövün hatta öldürün… İşte bu konuda özgürlüklerin en genişine sahipsinizdir. Bu özgürlüğünüzü kullanmadan, durum hakkında bizden görüş almanıza gerek yoktur, biz gereğini sizden iyi bilecek değiliz ya. Karşı tarafın avukatı, artık meslektaşımız değil bizim düşmanımızdır. Adliye koridorunda onunla sohbet ediyorsak, bu aslında iki yakın arkadaş (belki de sınıf arkadaşı) olmamızın değil, sizi satmış olduğumuzu bir göstergesidir.

Örnek: Meslektaşlarımıza yapılan saldırılar diğer pek çok meslek gurubu gibi son derece üzücü ve can sıkıcıdır. Bugüne kadar pek çok avukat öldürülmüş, saldırıya ve hatta tecavüze uğramıştır. Avukatı kendi sorunlarında bir taraf ya da hasım olarak görmek bir insanın düşebileceği en büyük yanılgıdır. Avukat sadece bir aracı ve hakkın kazanılmasında yardımcıdır.  Bir davada karşı tarafın avukatıyla fakülteden arkadaş olmanız çok büyük bir tesadüf değildir çoğu zaman. Ama bazı kıt akıllar, sizin arkadaşınızla yapacağınız beş dakikalık bir sohbeti dahi bir pazarlama girişimi olarak görmeye meyillidir.

7-Türkiye'de davalara Amerikan filmlerinde görüldüğü gibi bakılabilir. Avukatınız uzun uzun savunma yapmıyorsa, tanıklara kendisi sorular sorup onların yalanlarını ortaya çıkartamıyorsa bunu onun beceriksizliğine verin. Hatta bu avukat duruşmaya tam olarak saat kaçta girileceğini bile bilmez, sizi duruşma kapısında bekletirse onu azledip tazminat isteyin.
 Yemin ederken filmlerde gördüğünüz gibi sağ elinizi kaldırmayı sakın unutmayın. Biz de bunu Hukuk Fakültesinde öğrenemedik, Amerikan filmlerinden öğrendik zaten. 

Örnek: Çapraz sorgu sistemi daha yeni yeni ceza mahkemelerinde görülmeye başlanan bir durumdur. Amaç sanıkların birbirlerini suçlaması neticesinde ortalığın karışması ve bazı gerçeklerin bu yolla ortaya çıkarılmasıdır. Türkiye'de hiçbir avukat sorusunu doğrudan tanığa soramaz. Soru hakime yöneltilir, hakim de soruyu tanığa iletir.  Ayrıca yemin edilirken ayağa kalkmanın zorunlu olduğundan bihaber pek çok kişi, neredeyse tüm yargılama aşamasında size ders verecek kadar engin bilgiye sahiptir.

8-Sizin işinizi yaparken tek amacımız adalet, daha doğrusu sizin için adalettir; Bize para teklif etmenize gerek yoktur; Biz başka işlerden kazanırız nasıl olsa… Hatta bizi size tavsiye eden ortak dostumuz, şüphesiz size bizim ücretsiz avukatlık yaptığımızı söylemiştir. Hatta isterseniz öğlene doğru gelin de size yemek ısmarlayalım. Tahsil edilmiş parayı bizden almaya geldiğinizde makbuz imzalama zahmetine hiç katlanmayın. Hafızanız ve mertliğiniz bizim için yeterlidir, inkar edecek, hatta dava açıp bir kere daha isteyecek değilsiniz ya.

Örnek: Kulakları çınlasın,  staj esnasında dersimize giren hocamız, en büyük düşmanınız müvekkiliniz derdi. Sakın ola, müvekkilden aldığınız parayı özel işlerinize harcamayın ve alıp-verdiğiniz her para için müvekkilinizden imza alın diye eklerdi. Yalnız para değil tabii, işini yaptığınız her müvekkilden sizden ne talep ettiğini ayrıntılı olarak yazdırıp imzalatmak ileride yaşanacak sorunların önüne geçer. Bir müvekkilim, feragat ederek haklarından vazgeçtiği belgeyi, büromu 10 kez basarak benden almaya çalışmıştı, en sonunda kağıdı gözlerinin önünde parçalayarak avucuna koydum, adamı da kapı dışarı ettim.

Okurken güldüğümüz ancak avukat-müvekkil ilişkisinde gelinen noktayı anlatması bakımından düşündürücü mevzular bunlar. Elbette çok kıymetli, istisnai insanlar var, sizi anlayan, davayı kaybettiğinizde dahi emeğinize saygı gösterip sizi teselli eden, işini masrafıyla getiren, sizi yormayan  insanlar yok değil. Ama sayıları öyle az ki... Her ne kadar son düzenlemelerle yargının sac ayaklarından biri olan avukat saf dışı edilmeye çalışılsa da, işimizi güvenli ve huzurlu bir şekilde yaptığımız günleri de görürüz umarım.

Ahşap Tepsiye Peçete Dekupaj Nasıl Uygulanır?

Herkese merhaba! Nasılsınız? Bugün sizlerle peçete dekupaj tekniği uyguladığım ve el boyamasıyla tamamladığım ahşap tepsimi paylaşmak istiy...