Dekupaj yapacağımda, bilgisayarımda ilk açtığım klasör kuşlu dekupaj resimleridir. Burada aradığımı bulamazsam ancak, diğer klasörlere geçerim. Kuş temalı dekupaj resimlerini severim ama yanına mühür, zarf, Paris gibi detaylar da eklenmişse tadından yenmez benim için:) Bu resimleri de görür görmez çok sevdim, hemen paylaşayım dedim. Güle güle kullanın:)
25 Şub 2013
22 Şub 2013
Efes Pilsen'e Muhteşem Şaka
Klasik müzik konserine gittiklerini zanneden Anadolu Efes Pilsen oyuncuları, uykularının en tatlı yerinde bakın nasıl uyanmışlar? 15 gizli kamera ve tamamı taraftarlardan oluşan bir salon dolusu insanla çekilen reklam filmi çok başarılı olmuş gerçekten. Keyifli seyirler:)
19 Şub 2013
Bir Reklam
Evde eşimle tv izlerken denk geldiğimiz, sonrasında denk gelsin diye beklemeyi bırakıp doğrudan aradığımız reklamlar vardır. Birazdan anlatacağım reklamı çok sevdiğimiz falan zannedilmesin. Tam tersine nefret ediyoruz, iğreniyoruz, insanları aptal yerine koyduğu için kıyasıya eleştiriyoruz. Ama bir taraftan da reklam son derece komik olduğundan-ya da bize komik geldiğinden- sırf gülmek için izliyoruz.

Kendi aramızda ürün tanıtımı yapan kişiye taktığımız lakaplar da var elbette. Eşimin tabiriyle "şellem dudak", benim tabirimle "mor dudak amca" lı reklam şöyle:
Reklamı sunan kadın bir koltuğa, reklam konusu ürünü tanıtacak olan mor dudak amca karşısındaki koltuğa kurulmuş, başlıyorlar programa. Sağ kaş ve gözüyle sol kaş ve gözü arasında müthiş bir orantısızlık olduğundan ve gözleri hiç durmaksızın sağa-sola oynadığından, mor dudaklı amcayı ilk seferde dört dörtlük takip etmeniz mümkün değil. Önce bizim gibi uykuya yakın saatlerde izleyip bir süre alıştırma yapmanız lazım, tabii sonuna kadar dayanabilirseniz. Takriben bir hafta sonra, bünyeniz bu monoton sese alışacak ve uyumadan önce gözleriniz bu reklamı arayacak, ciddiyim!
Şimdi bu mor dudak var ya, kendini ağzı laf yapan, girişimci, sırf çene gücüyle dünya kadar malı satabilen, kocaman şirketlerin peşinde koştuğu bir satış dahisi gibi tanıtıyor. Firmalarla belli bir prim karşılığında anlaştığını, kendisine tanınan kotayı da indirimli olarak biz sevgili müşterilere ulaştırdığını ifade ediyor. Siz hiç tablet görünümlü oyun konsolu, müzik çalar, dividi ve bilgisayarı bir arada gördünüz mü? Görmediyseniz işte mor dudak amca makineli tüfek gibi anlatıyor. Bundan sonraki cümleleri tek tek yazdım ki izleyiciye ne muamelesi yaptığını siz de görün istedim. Diyor ki:
Bu tablet bir bilgisayar olduğundan; film izleyebilir, müzik dinleyebilir, internette gezinebilirsiniz. ( Vay beeee!)
Ürünün içinde yüklü olarak Kur'an uygulaması, çocuklar için Arapça alfabe ve bayanlar için dünya mutfaklarından tarifler bulunuyor. Ayrıca internet bankacılığı uygulamaları ve bütün sosyal ağlar da mevcut. (Eh, bizim gibi cahiller internetten bihaber olduğundan, bu tarz uygulamaların yüklü gelmesi nimet elbette, yoksa nereden buluruz yemek tarifini, alfabeyi? İçinde cüz olan evlerde büyümedik sonuçta hiç birimiz.)
Bu tablet, aynı zamanda oyun konsolu oluyor. Çocuklarınız artık telefonunuzu alıp kaçmayacak, çünkü bu tabletle hediye olarak çocuklar için oyunlarınız da yüklü olarak geliyor. (Allahım, ne olur içinde küp küp olsun, yılan olsun, bir de Mario olsun, ne olur!)
Bu ürünün muadilleri piyasada 2500-3000 TL iken, ben şellem dudak olarak ve şellem dudak kotasıyla bu ürünü size çok daha uygun fiyata sunuyorum. O ürünlerin pahalı olmasının tek sebebi markaları. (Bu durumda senin sattığın ürünün marka değeri ne??? Milyonlarca satış yapan markaları niye aşağıladın ki şimdi, anlamadım!)
Pahalı tabletlerde word, excel gibi programları açamıyorsunuz, ancak biz son teknolojiyiz ve hatta onlardan daha iyiyiz. Bizde povır point, word ve exceli açmakla kalmıyor, üzerlerinde değişiklik de yapabiliyorsunuz. (Vallahi billahi aynen bu cümleyi kuruyor, word ve excel üzerinde ne gibi değişiklikler yapabiliriz araştırıyorum, ama her şekilde önce bir word ya da excel dosyası oluşturmam yönünde uyarılarla karşılaşıyorum ,evet sanırım önce bir dosya lazım, çok emin değilim ama!)
Bu tablet öğrencilerin, iş kadınlarının ve iş adamlarının çok işine yarayacak. Şu anda herkesin dabıl yu ve dabıl yu ve dabıl yu ve nokta bilmem ne nokta com adresini açmasını istiyorum. İster cep telefonlarınızdan girin ister evinizdeki bilgisayarlardan. Bu adres firmanın resmi sitesidir.
(Bak nasıl yol gösteriyor, söylemese nerden girecektik internete? Yalnız adreste bir sorun var, dediğine göre adres şu şekilde oluyor: "wvwvwv.bilmemne.com" Dabıl yu tamam ama sonradan gelen "v" harfi işi bozuyor. Sunucu bulunamadı dedi google. Niye acaba?)
(Bak nasıl yol gösteriyor, söylemese nerden girecektik internete? Yalnız adreste bir sorun var, dediğine göre adres şu şekilde oluyor: "wvwvwv.bilmemne.com" Dabıl yu tamam ama sonradan gelen "v" harfi işi bozuyor. Sunucu bulunamadı dedi google. Niye acaba?)
Açın bakın internet sitesine, 1129 TL normal fiyatı. Şu anda kampanyada olduğundan 829 TL'ye satılıyor. Bu fiyatları unutun. Ben kısa süreli bir kampanya başlatıyorum. Altta gördüğünüz numarayı arayın ya da sadece çağrı bırakın. Bir kişinin yalnız bir kez çaldırma hakkı var. Çünkü ilk arayan 500 kişi bu ürünü KDV dahil 289 TL'ye alacak. Ama bir kişi bir kez aradığında dilediği kadar ürün alabilir. (Kulağa tuhaf geldiğini biliyorum ama durum bu. Bir kere çaldırabiliyorsunuz, ilk çaldıran 500 kişi gibi saçma bir sınırlama var, sanki firma bir günde o kadar ürün satabilirmiş gibi. Üstüne üstlük bir kez arayınca dilediğin kadar alabiliyorsun. O zaman bu sınırlama neyin nesi diye sorasım var, tutmayın beni!)
Kapıda bu ürünü alınca çığlık atın sevincinizden ve beni anın. Ön yargılarınızdan kurtulun. Firma televizyonda reklam verecekti, benimle masaya oturdu, ben de onlara dedim ki; "reklama harcayacağınız parayı bana verin, ben en iyi şekilde tanıtayım, bana vereceğiniz kotadan reklam parasını düşün, kalanını bana verin." ( Eh ürünü alanlar çığlık atmayı unutmasın o halde. Firma da amma büyükmüş, şellem dudakla masaya oturduğuna göre büyük olmalı, sandalyeye sığamamışlar, belli!)
Ödemelerinizi vade farksız ama MAİL ORDER sistemiyle ve taksitle yapabilirsiniz. Sizi firmanın finans bölümünden (muhasebe çok sıradan şekerim, finans kulağa büyük bir holding gibi geliyor değil mi?) arıyorlar, telefonda kart bilgilerinizi (validenizin nikahıyla birlikte) veriyorsunuz, 5 taksitle ürünü alıyorsunuz. Kart bilgilerinizi verirken şüpheye düşmeyin, çünkü sizi firmanın FİNNNANSSS bölümü arıyor. ( Hah şöylee, sadede gelelim. Apple falan mail order dese şaşırmam da mor dudak amca şüphelenmeyin deyince bir şüphe kapladı içimi ne yalan söyleyeyim. Finans kelimesini bastıra bastıra söylemesi bile işe yaramıyor maalesef. )
Açıkçası ben alıyor olsaydım kredi kartıyla işi bitirirdim, olur ya bu kota, belki kota bitti derler, belki vermezler, o yüzden ben hemen kredi kartıyla ucuz ucuz alırdım, kota bitse bile benim ürünümü vermek zorundalar. ( Yani kapıda peşin ödeyeceğiz dersek bize ürün yok mu, anlamadım?)
Ürünün yanında ürüne özel 100 TL değerinde kılıf gönderiyoruz. Bunun yanında ethernet kablosu, araç şarjı, ekrana parmak bastırmak istemeyenler için plastik uçlu kalem, ara kablosu, usb kablosu, stereo ses kulaklığı ve şarj aleti hediye. ( Ohhh çok şükür, kara kara düşünüyordum, ya şarj aleti hediye olmasaydı, şarjı bitince ne yapacaktım ha ne yapacaktım!!!)
Firma o kadar büyük ki, bugün tüm gsm operatörleri firmayla anlaşma yapmaya çalışıyor, öyle büyük bir firma. ( Eeee, pekiii, bu büyük firmanın zoru ne o halde, neden anlaşmaya yanaşmıyor? Gsm firmaları mı küçük geldi, derdi ne anlamadım ki?)
Ürün niye bu kadar ucuz, çünkü tamamen Türk yapımı. Garanti belgesi ve kullanım kılavuzu var. Aldığınız çin malları için ikinci gün Çin'e gidip Çinliyi bulmanız lazım. Ama biz 2 yıl garanti sunuyoruz. (Kanunen zaten 2 yıl garanti sunmak zorundasın, ne Çinlisi, ne Çini yahu!)
Kotamız doldu, evet şu an kota bitti maalesef. Ama ben şellem dudak olarak hemen 50 kişilik bir kota daha açıyorum. (Bence firma dükkanı kapatsın, tüm ürünleri de mor dudak amcaya versin, arkasına yaslanıp paracıklarını saysın. Her gün 20 dakikada en az 500 ürün, 289 TL'den 144.500 TL ediyor. Yarısı reklama gitse iyi yani, iyiiii:)
Hafta sonu carrefour'da benzer tabletler gördük. En pahalısı 150 TL falandı. Bu reklamı izlerken bunlara inanan var mıdır diyorum ama eşimin de dediği gibi cahil ve bu tür cihazlara meraklı kişiler kolaylıkla kanabilir. Gözünüzü açın, tek tek yazdım işte. İzleyicinin zekasıyla alay ederken kendi beyin kapasitesini açığa vurduğundan habersiz insanların yaptığı bir reklam, bu kadar olabiliyor demek ki. Neyse işte biz bazı geceler izleyip, eleştirip, gülüyoruz bu reklamlara. Uykunuz falan kaçarsa tavsiye ederim.
14 Şub 2013
Ahşap Boyama Bardak Altlığı
Bu ahşap bardak altlıklarını Eminönü'nden almıştım. Diğer işlerden kendisine ancak sıra geldi ve nihayet bitirdim:) Kalp formundaki altlıkları önce bir kat beyaza boyadım. Daha sonra altlıkların bir yüzüne çok sevdiğim ev resimlerinden, diğer yüzüne ise farklı desenlerdeki çiçek resimlerinden dekupaj yaptım ve sprey vernikle iki kat vernikledim.
Hafta içi yayın yaptığımda fotoğrafları ancak akşam çekebiliyorum, bu nedenle özür:)
Bardak altlıklarının askı kısmını ise önce krem rengine boyadım. Ardından kuru bir fırçayı antiquine daldırıp boyuna düz çizgiler çektim. Hem yapması çok eğlenceliydi hem de sonuç hoşuma gitti. Parlak vernikten sonra ahşap mobilyaya benzer bir görünüme kavuştu.
Günün son yarım saatine girmiş olsak da Sevgililer Günü'nüzü kutlar, sevdiklerinizle birlikte geçireceğiniz uzun ve mutlu bir ömür dilerim hepinize.
11 Şub 2013
Kitap Okuma Şekilleri
Konu kitap olunca mimlere hayır demek imkansız:) Benim kitap okumamı sınırlandırabileceğim herhangi bir zaman ya da mekan yok açıkçası. Çantamdan kağıt mendil nasıl eksik olmuyorsa, kitap da eksik olmaz. Her yere istisnasız kitapla giderim. Çantam nereye, kitabım oraya:) Aslında çantada taşıma açısından cep boylar çok ideal ama onları da okurken, sayfalarını ayırmakta zorlanıyorum.
Geçen günlerde Grange'in Şeytan Yemini'ni bitirdim. Okuyanlar kitabın ebatlarını bilir, çantada taşımam nedeniyle bir hafta boyun ağrısı çektim. Ama bir şey itiraf etmeliyim, benim en sevdiğim kitaplar genelde bu şekildedir; yani diğer kitaplara göre daha uzun ve çok sayfalı:)
Kitap taşımanın faydalarını saymakla bitiremem. Bekleme durumuna geçeceğim her yerde kitap okurum. Arabada, metroda, kuyrukta, postanede ve isminde hane eki olan her mecrada:) Hele hele unuttuğunuz bir anda hatırlayıp "Yaa, benim kitabım vardı." deyip çantaya uzanırsınız ya, işte o anki mutluluğun değeri hiç bir şeyle ölçülemez.
Kardeşim arabada başını öne dahi eğemez, midesi bulanır, tansiyonu düşer. Aslında çocukken ben de öyleydim, ama uzun seyahatlerimden bana kalan en güzel miras; hareket halindeki araçta evdeymiş gibi okuyabilmemdir.
Çocukken kitaplarımı genelde elimde fenerle, yatakta yorganı kafama çekip okurdum. Ara sıra hala bu şekilde okurum. Ama çoğunlukla belimin üzerine kaykılır ve ayaklarımı sehpaya uzatarak okurum. Ayaklarımı uzatabilmek çok önemli benim için:) Uzanmak istersem mutlaka yan dönerim, kitabı da göz hizama yatırıp o şekilde okurum.
Ya da pofuduk bir mindere sırt üstü yatar, ayaklarımı kalorifere dayarım, kitabı da kollarım yorulana dek havada tutarım. Okuduğum kitaplarda iz bırakmayı sevmem, yazıların altını çizme huyum olmadığı gibi, çizilmiş kitaplar da çok itici gelir. Çok sevdiğim bölümleri ya da sözleri ise ayrı bir yere not etmeyi tercih ederim.
Buraya kadarki sözlerim romanlarım için geçerliydi. Mesleki konularla ilgili kitapları ve dosyaları çoğunlukla ofisimdeki masamda okurum. Elimin altında mutlaka bir ajanda ve kalem vardır. Okumaktan ziyade o kitaba çalışırım. Dava dosyalarını incelerken de dosyanın en arka sayfasından not almaya başlar ve ilk sayfasına kadar devam ederim. (Bilmeyenler için not: Dava dosyalarının en son sayfası, aslında dosyanın ilk sayfasıdır.)
Bu arada ajandama yazdığım önemli hususları dosyadaki evrakların kenarlarına da minicik minicik yazarım ki, duruşmaya kim girerse okusun ve o noktalara dikkat etsin diye:) Kitaplarda değil ama dosyalarda fosforlu kalemle altını çizdiğim yerler olur. Bu da genelde karşı tarafın verdiği dilekçede aleyhine ya da aleyhimize olabilecek hususlardır:)
Kitap okumak, kitaplarla uğraşmak benim için bir bağımlılık açıkçası. Her gün hangi kitaplar çıkmış diye kitap sitelerinde gezinmek, listeler yapmak, alıp okuduklarımın üzerini çizmek beni mutlu eden, heyecanlandıran detaylar. Biraz mim dışına çıktım ama olacak o kadar. Okuyan herkesi mimledim. Bol kitaplı, bol okumalı bir hafta dilerim herkese:)
Kardeşim arabada başını öne dahi eğemez, midesi bulanır, tansiyonu düşer. Aslında çocukken ben de öyleydim, ama uzun seyahatlerimden bana kalan en güzel miras; hareket halindeki araçta evdeymiş gibi okuyabilmemdir.
Çocukken kitaplarımı genelde elimde fenerle, yatakta yorganı kafama çekip okurdum. Ara sıra hala bu şekilde okurum. Ama çoğunlukla belimin üzerine kaykılır ve ayaklarımı sehpaya uzatarak okurum. Ayaklarımı uzatabilmek çok önemli benim için:) Uzanmak istersem mutlaka yan dönerim, kitabı da göz hizama yatırıp o şekilde okurum.
Ya da pofuduk bir mindere sırt üstü yatar, ayaklarımı kalorifere dayarım, kitabı da kollarım yorulana dek havada tutarım. Okuduğum kitaplarda iz bırakmayı sevmem, yazıların altını çizme huyum olmadığı gibi, çizilmiş kitaplar da çok itici gelir. Çok sevdiğim bölümleri ya da sözleri ise ayrı bir yere not etmeyi tercih ederim.
Buraya kadarki sözlerim romanlarım için geçerliydi. Mesleki konularla ilgili kitapları ve dosyaları çoğunlukla ofisimdeki masamda okurum. Elimin altında mutlaka bir ajanda ve kalem vardır. Okumaktan ziyade o kitaba çalışırım. Dava dosyalarını incelerken de dosyanın en arka sayfasından not almaya başlar ve ilk sayfasına kadar devam ederim. (Bilmeyenler için not: Dava dosyalarının en son sayfası, aslında dosyanın ilk sayfasıdır.)
Bu arada ajandama yazdığım önemli hususları dosyadaki evrakların kenarlarına da minicik minicik yazarım ki, duruşmaya kim girerse okusun ve o noktalara dikkat etsin diye:) Kitaplarda değil ama dosyalarda fosforlu kalemle altını çizdiğim yerler olur. Bu da genelde karşı tarafın verdiği dilekçede aleyhine ya da aleyhimize olabilecek hususlardır:)
Kitap okumak, kitaplarla uğraşmak benim için bir bağımlılık açıkçası. Her gün hangi kitaplar çıkmış diye kitap sitelerinde gezinmek, listeler yapmak, alıp okuduklarımın üzerini çizmek beni mutlu eden, heyecanlandıran detaylar. Biraz mim dışına çıktım ama olacak o kadar. Okuyan herkesi mimledim. Bol kitaplı, bol okumalı bir hafta dilerim herkese:)
10 Şub 2013
Dekupaj Kabartmalı Eskitme Panolar
Çok sevdiğim bir arkadaşımın isteği üzerine hazırladım bu panoları. Aynı çalışmayı ikinci kez yapmak pek bana göre değil sanırım, sıkılıyorum:) Ayıcıklı panodan daha önce de çalışmıştım. Mutfak panosunun ise bir benzerini yapmıştım. Dekupaj, hamur kabartma ve antiquin eskitme uyguladım. Sprey vernikle vernikledim.
Sipariş için tık tık.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Ahşap Tepsiye Peçete Dekupaj Nasıl Uygulanır?
Herkese merhaba! Nasılsınız? Bugün sizlerle peçete dekupaj tekniği uyguladığım ve el boyamasıyla tamamladığım ahşap tepsimi paylaşmak istiy...
.jpg)
-
Bu yazıyı yazmak için tam 13 ay geç kaldım. Hep aklımdaydı, yazmam lazım, belki benim durumuma düşen biri olur, benim gibi interneti talan...
-
Uzun bir aradan sonra yine bir yenileme projesiyle buradayım. Normalde varakla hiç işim olmaz ama ilham veren kıvrımlar hangi objede olurs...
-
Garajda unutulmuş, nereden baksanız 20 yıllık bir dolabı yeniden kullanıma soktum. Hem nasıl yaptığımı anlatmak, hem de küçük ipuçları pay...