Benden Haberler

Bu aralar işler çok yoğun, şehir dışı seyahatlerimiz arttı. Haliyle bloguma gereken vakti ayıramıyorum. Bu da beni rahatsız ediyor açıkçası. Bir ay içerisinde Bursa, İzmir, Mersin ve Eskişehir'e gittik. Hem ziyaret hem ticaret oldu bizim için. Yalnız biz Ankara'da son yağmurlarla titrerken, İzmir ve Mersin'e çoktan yaz gelmişti. Neyse ki son günlerde yüzünü gösteren güneş içimizi ısıttı.

Bu koşuşturmanın arasında güzel birşey oldu. Kendin Yap Dergisi'nden Ayşe Hanım, derginin Mayıs sayısı için benimle röportaj yapmak istediklerini iletti. Büyük bir mutlulukla kabul ettim. Yaptığım araştırmalar neticesinde bulduğum yağlı kağıtla dekupajın ayrıntılarını öğrenmek isterseniz, derginin Mayıs sayısını kaçırmayın derim:)

Tamam yoğun çalışıyoruz ama akşamları hala bana ait ve ben de hobilerime devam ediyorum. Bu aralar pano ve tepsi çalıştım daha çok. Onlar da bir sonraki yayına artık.

Bu da Sıhhiye Katlı Otoparkı'nın yılmaz bekçisi Rocky:) O kadar tatlı, o kadar sevimli ki anlatamam. Mıncıklamaktan bir hal oluyoruz:) Kendince havlıyor ama sesi fısıltı gibi, bir de kendini seveni o da çok seviyor ama ciddiyetini bozmadan:)

Ahşap Tepsiye Dekupaj

Ahşap tepsiyi önce beyaza ardından antiquinle karıştırdığım krem rengine boyadım. Dekupaj resmini ise A4 kağıdı yerine yağlı kağıda çıktı aldım ve yapıştırdıktan sonra zaten ince olan resmin kenarlarını nazikçe zımparaladım. Son olarak yine aynı renklerle kağıdın kenar kısımlarını boyayarak resmin başlangıç yerlerini gizledim. Önce sprey vernikle 4 kat, ardından yat verniği ile 2 kat korumaya aldım. 

Sipariş için tık tık.

Çarpı İşi Yel Değirmenleri ve Şablonu-2

Bir önceki yayında paylaştığım çarpı işi yel değirmenli panoların devamı. 18 count etamine DMC muline ipleriyle işledim.

İşlemek isteyenler için şablonu da şu şekilde. İplerin numaralarını bir önceki yazıda yayınladığım şablondan alabilirsiniz.

Çarpı İşi Yel Değirmenleri ve Şablonu

Bu çarpı işi yeldeğirmenlerini epeydir işlemek istiyordum. Nihayet bitirdim. Toplamda 4 tane olan bu panoların ilk ikisi şu şekilde:

18 count etamine DMC muline ipleriyle işledim. Normalde bu kadar büyük çerçeveler istememiştim ama çerçevecimiz şimdiye kadar işlediğim tüm panoları aynı boyutta yapmaya kararlı sanırım:) İşlemek isteyenler olabilir, bu nedenle şablonu da paylaşıyorum. Güle güle kullanın.

 

Pekingese Zeytin ve Sefil Civciv

Evde klasörler, albümler dolusu fotoğrafı olmasına rağmen Zeytin ile ilgili pek yayın yapmadığımı fark ettim. Oysa makineyi elime alır almaz ilk çektiğim odur.

Zeytin'in yaklaşık 10-15 tane minik oyuncağı vardır. Hepsinin de ayrı ayrı ismini bilir. Civciv, kurbi, uçak gibi... Dönem dönem bazı oyuncaklarına karşı özel bir ilgi besler. İşte birazdan göreceğiniz sefil civciv de bunlardan biri. Oyunumuz daima bizim oyuncağı ileriye atmamız, koşarak oyuncağı getiren Zeytin'in onu bize vermemesiyle başlar. Hemen başka şeylerle ilgilenmeye başlarız, Zeytin de ağzında tuttuğu oyuncağı elimize sürterek devam etmemizi ister. Sonrasında ise ayağa kalkıp oyuncağı cebimize sokarız ki, minik Zeytin'in bir metre havaya nasıl zıpladığını görebilelim:) Zıplamaktan yorulan Zeytin görünüşte pes eder ve oyuncağı geri almak için bizim dilimizden konuşmaya başlar:)

Jest ve mimikleriyle, pörtlek gözleriyle bildiğiniz konuşur işte:)

 Baktı çırpınınca olmuyor, hemen taktik değiştirir ama zıplama neticesinde yorgun düştüğünden en yakın kucakta uyumayı tercih eder:)

Ahşap Boyamada Efekt

Kardeşim bitirdiği çift üniversitenin, girdiği sınavların ve bugüne kadar yaptığı çalışmaların meyvesini nihayet aldı. Artık çalışma hayatına bankacı olarak devam edecek. Şu anda da İstanbul'da eğitimde. Buket İstanbul'dan dönene kadar annem büyük bir koşuşturma içerisinde sıfırdan kurulacak ev için hazırlıklarını tamamlamaya çalışıyor. Ahşaplardan sorumlu abla olarak ben de çalışmalara başladım haliyle:) Ama Buket için hazırladığım bu tepsinin üzerinden sizinle paylaşmak istediğim şeyler var.

Bu gördüğünüz ahşap tepsinin arkası. Aslında hem içinde hem dışında aynı uygulamayı yaptım ama iç kısmında dekupaj olduğu için seçemeyebilirsiniz. Yapım aşamalarını fotoğraflamam mümkün değildi, çünkü yaparken elleriniz su ve boya içinde kalıyor. Ama ben sonucu gerçekten çok sevdim ve bir kaç panoda da aynı efekti çalıştım. Bu görüntüyü elde etmek için önce zemini beyaza boyadım. Kuruduktan sonra mouse gray renginde (Buketin rengi- ölü lağım faresinin ahşapla müthiş armonisi) akrilik boyayı birkaç damla suyla karıştırdım ve cıvık bir şekilde, tepsiye yukarıdan aşağı sürdüm. Burada boyayı ne kadar kesintisiz sürerseniz, tepsi kuruduğunda desenlerin rengi birbirine o denli yakın oluyor. Ama açıklı-koyulu çalışmak da hoş sonuçlar veriyor elbette. 

Daha sonra küçük bir penye parçasını suda iyice ıslatıp avucunuzun içinde top gibi katlıyor ve var gücünüzle sıkıyorsunuz. Avucunuzu tekrar açtığınızda büklüm büklüm, kırışık bir top elde etmiş oluyorsunuz. Şimdi yapmanız gereken o topu, griye boyadığınız zeminin üzerinde yuvarlamak. Yavaş yavaş, hafif de bastırarak çalışırsanız, penyedeki kırışıklıkların birer birer tepsiye geçtiğini görürsünüz. İşin en zevkli yanı, hata yapma gibi bir derdiniz yok. Ben bir ara kendimi o kadar kaptırdım ki, efekt verdiğim yeri tekrar boyayıp, bezle üzerinden geçmeye devam ettim. Bu arada bezi her defasında suya sokarak aynı şekilde sıkıp işleme devam edebilirsiniz. Boyasını akıtmak için uğraşmayın, sadece ıslatın ki, renk yoğunluğu kaybolmasın.

Tepsinin iç kısmını da aynı şekilde boyadıktan sonra dekupaj uyguladım. Yalnız bildiğimiz dekupaj kağıtları ya da A4 kullanmadım. Bu konuyla ilgili başka bir yayın hazırlayacağım. A4 kağıdının kalınlığından şikayet edenler için güzel bir sürprizim var. Aslında bardak altlıklarımı da aynı yöntemle yapmıştım ama yeterli sayıda deneme yapmadan paylaşmak istemedim. Dekupaj resminin kenarındaki kırışıklıklar tamamen kağıdın yapısı ile ilgili. Ama dokunduğunuzda, özellikle vernikten sonra pürüzsüz bir yüzey haline geliyor. Elbette zımparayla da düzeltebilirsiniz ama ben böyle kalmasını tercih ettim.  

Dekupajdan sonra, resmin kenarlarına efekt işlemini yeni bir katman olarak tekrar uyguladım ve böylece çerçeve şeklinde bir görüntü elde ettim. Son olarak da eski bir diş fırçasını bebek pembesi renginde boyaya batırıp tepsiye baş parmağımla sıçrattım. Bu işlemi balkonda ya da banyoda yapmanızı tavsiye ederim. Çok zevkli olmasının yanında pis bir iş:) Son olarak iki kat su bazlı, 3 kat sprey vernikle vernikledim.

 

Sipariş için tık tık.

Alçı Kalıpla Kutu Süsleme

İlkokulda alçıyla doldurup sonrasında sulu boya ile boyadığımız Mickey Mouse, Donald Duck kalıplarını hatırlar mısınız? Bu güzel çalışma bana o günleri anımsattı. 

Bu kalıplardan bulmak lazım, olmadı silikon kek kalıpları da bir alternatif olabilir aslında. 

Kalıpları alçıyla doldurup kurumasını bekliyoruz. Kuruduktan sonra dikkatlice kalıptan ayırıyoruz.

Kalıptan çıkan alçı  ahşap kutuya yapıştırılmış ve eskitme yapılmış. Hem sade hem de şık bir çalışma olmuş. 

 Kaynak