French Grey Dresser

Herkese merhaba. Uzun zamandır yaptıklarımı paylaşamıyordum. Nihayet sabahki yağmura inat fotoğrafları çektim, düzenledim ve karşınızdayım:)

Bu çekmeceli komidini alalı epey olmuştu. Daha alırken renginin Fransız grisi olacağına ve üzerine el boyama çalışacağıma karar vermiştim. Ama kendisine sıra ancak gelebildi. Tabii sıra geldikten sonra da iş bitmedi. Aklımdaki griyi tutturmak için bir sürü ton denedim. En sonunda elimdeki tüm grileri, siyahı ve beyazı karıştırarak gördüğünüz tonu elde ettim. Yalnız bir daha bu kadar büyük bir objeyi karışım renklerle boyamayacağıma eminim:)

Objeyi önce zımparaladım. Sonra da sayısını hatırlamadığım kadar griye boyadım. Boyama işlemi bitince, Graphics Fairy'den ve kendi arşivimden seçtiğim çıktıları karbon kağıdıyla objeye geçirdim. Ardından bej renkli akrilik boya ile birkaç kat yazıları belirginleştirdim. Çekmece içlerine ise dışındaki kuşlara arkadaş olsun diye yine bej renginde minik mühürler bastım.

Vernik aşaması hala tamamlanmadı ama güneşi gördüğüm ilk gün sağlam bir yat vernikle objeyi korumaya alacağım. Herkese mutlu bir hafta dilerim:)

Balkon Dekorasyonu Fikirleri

Şu aralar acayip derecede kendimi açık havalara atasım, bahçe-balkon ve bilumum yeşillikte yayılasım, kuş cıvıltıları ve güneş eşliğinde saatler süren kahvaltı ve çay keyifleri yapasım var.

Farkındayım, iki hafta yayın yapmayıp sonra da çimlere yayılasım var diye feryat etmek biraz haksızlık ama azıcık güneş bile bende bahar havası estirmeye yetiyor. Eh adım Bahar, Nisan'da doğmuşum, ilkbahar çocuğuyum, olacak o kadar:)

Çoğunlukla bahçeli evde büyüdüm, devamında da eşimle tercihimiz hep bahçeli evden yana oldu. Zaten sprey boyaların, kokulu verniklerin dahil olduğu hobilere, bir spor salonundan biraz daha az gürültü yapan aletlere ve yuvasının altına kaçan tek bir mama tanesi için bile ortalığı yıkan bir köpeğe sahipseniz, bahçeli ev en doğru seçim:) Hem apartmanda ağaçların altında kahvaltı keyfi, çimlere serilip kitap okuma seansları, hamakta fiesta falan hayal sonuçta:) (Kesinlikle imrendirmek gibi bir düşüncem yok!)

Madem bahçeli ev bu kadar güzel, görsellerde niye apartman balkonlarından kullandın derseniz, yahu o resimler ayağı çime değmeyen, iş ve ev denilen betonarmeler arasında sıkışmış garibanların biraz gözü gönlü açılsın, eğer isterse, 1 metrekarelik balkonunu bile küçük, yeşil bir cennete dönüştürebileceğini görsün diye:)

Hem öyle çok masrafa gerek yok. Birkaç saksı çiçek, bir iki dekoratif fener, mumluk, sandalye ya da koltuklarınız için birkaç tane de renkli minder koydunuz mu, alın size mis gibi minyatür bahçe. Ha bir de meraklı gözlerden korumak için paravan. Üzerine de sarmaşık sararsanız doğal ve yeşil bir duvara kavuşmuş olursunuz. Aman kim uğraşacak bunlarla, ben halimden memnunum derseniz de, karşı apartmandaki komşunun astığı çamaşırların sırasının düzgün olup olmadığını, beyazların morarıp morarmadığını izlemeye, bu eşsiz manzaranın keyfini çıkarmaya devam edebilirsiniz:)

Bünyem sıcak iklime bir an önce kavuşmak isterken boş oturuyorum sanılmasın lütfen. Bu aralar birden fazla ahşap boyama çalışmasını aynı anda yürütüyorum. Çok dehşet fikirlerim var ama tamamlayabilmek için benim dışımda bazı şartların biraz daha olgunlaşması gerekiyor:) Hayatımızda birkaç ay sonra köklü bir değişiklik yapmaya hazırlanıyoruz. Muhtemelen hikayesini, hayallerini kurduğum çalışmayla beraber blogumda paylaşacağım. Şimdilik benden bu kadar. Havalar hala birazcık serin ama ben yeşillikler, su şırıltıları ve kuş sesleri arasında geçecek mis gibi bir hafta sonu dilerim size:) Hoşçakalın!