Nefes alamıyorum. Kayseri'deki o iki minik bedenin çektiği işkenceyi, acıyı, uğradığı zulmü, dayanabileceklerinden çok daha fazla, artık ağlamaktan bile vazgeçip sadece en uç noktada seslerini çıkarmalarına sebep olan vahşeti izledim. Dayanabildiğim kadarını.
Ellerim, tüm vücudum titriyor ama yazmazsam deliricem. Kalbim yerinden fırlayacak acıdan. Eşim sözüne bile dayanamadığı için benim içimdekileri bir yere dökmem lazım. Bir ananın doğurduğu, az ya da çok evlenilecek kadar sevilmiş, ağzı dili olup derdini istese hayvan gibi değil de insan gibi anlatabilecek bir şerefsizin o iki minicik cana nasıl kıyabildiğini, ne yapmış olabilir ki lanet olası hırsının bir türlü sönmediğini, hiç itirazsız tereddüt etmeden ayağını uzatan, pantolonunu indiren, muhtemelen büyük bir insanın nefesinin kesileceği acıya gık bile demeyen ve o şerefsizin keyfiyetip işi bitince oklavayı kuzu kuzu yerine götüren o çocukları bu hale getirmek için ortalama ne kadar süre bu işkencelere maruz kaldıklarını düşünmek canımı yakıyor, yansın...Çocukları yere fırlatmak, sürüklemek, kafası defalarca yere vurulduğu için ayakta duramayan çocuua ayağa kalkamadı diye tekmelemek hangi akıl hastalığıyla izah edilir...
O şerefsiz ki inanın çok daha fazlasını söyleyebilirim, ama yetmeyecek biliyorum. Değil 46, 146 yıl hapis yatsa neye yarar. Nasıl düzelecekler, o kısacık yaşamlarına sığan, sızan bu kocaman yarayı nasıl iyileştirecekler? İstismar edilen çocuğun şiddete eğilimli, potansiyel tacizci, tecavüzcü olmasının önüne kim geçecek? Nolur çıksın biri ve aradan geçen bunca zamanda çocukların ilgiye, sevgiye boğulduğunu, hem fiziki hem ruhi mükemmel derecede yardım aldığını açıklasın, nolur. Kuru kuru o ağır durumu atlattılar denmesin. İnanmam.
Ben hayatım boyunca işkenceye karşı oldum. Gerçekten, adam öldüren, tecavüz eden, terörist kim olursa olsun. İşkence kadar yapanı da maruz kalanı da insanlığından çıkaran bir şey yok gözümde. Yok-tu. Bugün o şerefsiz yüzünden, aldığım tüm hukuki eğitimi, hukukçu kimliğimi, terbiyemi, seviyemi, herşeyi bir kenara bırakıyorum. Bu mahlukatla aynı koğuşta yatacak kader mahkumu güzel ablalarıma sesleniyorum. Bir zahmet sorar mısınız kendisine, ağıza yanlışlıkla fazla sokulan bir kaşık bile damağımızı 3 gün ağrıtırken, oklavanın acısından haberi var mıymış? Yok mu? Eh, öğretin size zahmet, duacınız olucam!
Ellerim, tüm vücudum titriyor ama yazmazsam deliricem. Kalbim yerinden fırlayacak acıdan. Eşim sözüne bile dayanamadığı için benim içimdekileri bir yere dökmem lazım. Bir ananın doğurduğu, az ya da çok evlenilecek kadar sevilmiş, ağzı dili olup derdini istese hayvan gibi değil de insan gibi anlatabilecek bir şerefsizin o iki minicik cana nasıl kıyabildiğini, ne yapmış olabilir ki lanet olası hırsının bir türlü sönmediğini, hiç itirazsız tereddüt etmeden ayağını uzatan, pantolonunu indiren, muhtemelen büyük bir insanın nefesinin kesileceği acıya gık bile demeyen ve o şerefsizin keyfiyetip işi bitince oklavayı kuzu kuzu yerine götüren o çocukları bu hale getirmek için ortalama ne kadar süre bu işkencelere maruz kaldıklarını düşünmek canımı yakıyor, yansın...Çocukları yere fırlatmak, sürüklemek, kafası defalarca yere vurulduğu için ayakta duramayan çocuua ayağa kalkamadı diye tekmelemek hangi akıl hastalığıyla izah edilir...
O şerefsiz ki inanın çok daha fazlasını söyleyebilirim, ama yetmeyecek biliyorum. Değil 46, 146 yıl hapis yatsa neye yarar. Nasıl düzelecekler, o kısacık yaşamlarına sığan, sızan bu kocaman yarayı nasıl iyileştirecekler? İstismar edilen çocuğun şiddete eğilimli, potansiyel tacizci, tecavüzcü olmasının önüne kim geçecek? Nolur çıksın biri ve aradan geçen bunca zamanda çocukların ilgiye, sevgiye boğulduğunu, hem fiziki hem ruhi mükemmel derecede yardım aldığını açıklasın, nolur. Kuru kuru o ağır durumu atlattılar denmesin. İnanmam.
Ben hayatım boyunca işkenceye karşı oldum. Gerçekten, adam öldüren, tecavüz eden, terörist kim olursa olsun. İşkence kadar yapanı da maruz kalanı da insanlığından çıkaran bir şey yok gözümde. Yok-tu. Bugün o şerefsiz yüzünden, aldığım tüm hukuki eğitimi, hukukçu kimliğimi, terbiyemi, seviyemi, herşeyi bir kenara bırakıyorum. Bu mahlukatla aynı koğuşta yatacak kader mahkumu güzel ablalarıma sesleniyorum. Bir zahmet sorar mısınız kendisine, ağıza yanlışlıkla fazla sokulan bir kaşık bile damağımızı 3 gün ağrıtırken, oklavanın acısından haberi var mıymış? Yok mu? Eh, öğretin size zahmet, duacınız olucam!
Yorumlar