İyi seneler herkese! 2018, sağlıklı, bereketli, neşeli ve çok eğlenceli bir yıl olsun, hayatımıza renk katsın, yepyeni ufuklar açsın, gördüğümüzden eksik bırakmasın. Hiç bilmediğimiz yerler keşfedelim, güzel insanlarla tanışalım. Bu sene mümkünse çocukların, kadınların ruhlarına, bedenlerine uzanan kirli ellerin değil uzanamadan kırılan ellerin haberlerini alalım. Dünya daha güvenli ve yaşanılası bir yer olsun. Ağaçları ve çocukları çok seven iktidarlar gelsin hep. Mutlu olalım işte, yüzümüz gülsün:)
İtalya'nın güneyinde bulunan Amalfi Coast denilen cennet köşesini duyanınız var mı
bilmem ama uzun zamandır görmek istediğim yerler arasında kendisi.
Umarım en kısa zamanda da bu dileğim gerçekleşir. Ancak Ankara'dan
azıcık kuzeye gittiğinizde, Amalfi görsellerini aratmayan demeyelim de
onu andıran, çok şirin, çok samimi, 1-2 günde her yerini
keşfedebileceğiniz ancak 1 hafta kalsanız dahi sıkılmayacağınız harika
bir rotasyon var: Amasra.
Geçtiğimiz Temmuz ayında gittiğimiz Amasra'da biz iki gün kaldık. Hava gündüz çok ılık olmasına rağmen akşama doğru oldukça serinledi. Hatta akşam yemeğini açık havada yedik ve cidden üşüdüm. Siz bu aylarda Amasra'ya giderseniz, çantanızda şal vb. bir şeyler bulundurun mutlaka:)
Amasra'da Sardinia Otel'de kaldık biz. Otel sahibesi çok kibar bir
hanımefendi. Ayrıca kahvaltımızı hazırlayan bayanlar da çok
sıcakkanlıydı. Otel çok temizdi, kahvaltısı inanılmaz doyurucuydu. Oda
manzarası harikaydı, Gerçekten sabah gözlerinizi açtığınızda, yataktan
doğrulmanıza bile gerek kalmadan denizi görebilmek müthiş bir duygu.
Otelle ilgili tek olumsuz yorumum; karşısında yer alan barda sabah dörde
kadar canlı müzik yapılması. Oldukça gürültülüydü, belki çocuksuz
çiftler için sorun olmaz ama erken uyuyan bir kuzucukla sıkıntılı
olabilir. Allahtan Ela yol yorgunuydu da sabaha kadar sorunsuz uyudu.
Amasra'nın merkezini ancak yürüyerek keşfedebilirsiniz. Biz de arabayı, otelin otoparkı olmadığından çarşı içinde güvenli bir otoparka bıraktık. Sonra da tabana kuvvet her yeri dolaştık. Siz de eğer giderseniz, dar sokaklara girip çıkabilir, kaleye ya da limana doğru yürüyüşünüze devam edebilirsiniz. Merkezdeki rahmetli Barış Akarsu'nun heykelinin de bulunduğu parkta gün batımını izleyebilir, hemen yan taraftaki balık lokantalarında yine aynı manzara eşliğinde akşam yemeğinizi yiyebilirsiniz.
Amasra yerleşim yerleri dışında birbirinden güzel koylara ev sahipliği yapıyor. Kalacak bir günümüz daha olsaydı, aklımda bir kaç koy vardı ama başka bahara kaldı. Biz denize girmek için İnkumu Plajını tercih ettik. İnkumu'na giden yol da çok eğlenceli ve yemyeşil. Marmaris gibi, önce epey bir yükseliyorsunuz, sonra denize doğru inişe geçiyorsunuz.
Deniz Temmuz ayı için soğuktu bana göre. Kendimden hiç ummazdım ama bir kaç kez girip çıktıktan sonra dişlerimin takırtısını durdurmak için Karadeniz güneşine sırtımı verip kenara çekildim. Peki yer cücesi Ela, bacak kadar boyuna bakmadan ne yaptı dersiniz? Denizden dışarı adımını atmadı! Su buz gibiymiş, dalgalar kocamanmış, hiç birini sorun etmedi ve babasıyla deniz keyfi yaptı. Bir ara kalbimizi yerinden çıkardığının hiç farkına varmadan, kıyıda dalgaların arasında kayboldu. Ama o anda bile gülerek, dalgaları kucaklayarak oynamaya devam etti kuzum.
Bizim için çok keyifli bir mini gezi oldu. Dönüş yolunda Yedigöller tabelasını görünce bir anda orayı da gezmeye karar verdik. O da bir sonraki sefere artık:) Görüşmek dileğiyle, hoşçakalın!
Bizim için çok keyifli bir mini gezi oldu. Dönüş yolunda Yedigöller tabelasını görünce bir anda orayı da gezmeye karar verdik. O da bir sonraki sefere artık:) Görüşmek dileğiyle, hoşçakalın!
Yorumlar
Amasra'nın güzelliği anlattığınız kadar var. Daha önce birkaç saat bulundum ve en azından bir-iki gün konaklayacak şekilde dönmeyi diledim. O zaman otel tavsiyenizi de dikkate alacağım:) Sevgiler...