Kızlık Soyadı-Kocanın Soyadı

Bilmiyorum siz ne düşünürsünüz ama ben kadınların evlendikleri zaman kendi soy isimlerini kullanmalarından yanayım. Bunun feminist olmakla, ne bileyim aman kadınlar kendini ezdirmesin klişesiyle falan bir ilgisi yok. Sonuçta bu durum farklı ülkelerde farklı şekillerde hayata geçirilen ve yasalarla korunan toplumsal bir düzenleme. 

Bu düzenlemelerin bazıları oldukça ilginç. Mesela Quebec'te kadının evlendikten sonra eşinin soyadını alması yasak.( Burada esas korunan kadın mı yoksa kadının babası mı merak ettim. Tabi doğan çocukların kimin soyadını taşıdığı tam da bu noktada önem arz ediyor.) Fransa'da da benzer bir düzenleme var ama istisna olarak eşler birbirlerinin soyadını bazı durumlarda kullanabiliyorlar. İtalya'da kadınların kendi soyadlarını bırakmaları yasak ama talep halinde evlilikle birlikte eşin soyadını kendi soyadlarına ekletebiliyorlar. Malezya ve Kore'de kadınların kızlık soyadını koruması esas ve kocanın soyadı alınmalı şeklinde bir yasa da yok.

Buna karşılık Japonya'da evlenen çiftlerin eşlerden birinin soyadını alması gerekiyor ve çoğunlukla kadınlar erkeklerin soyadını alıyor. Amerika'da ise kadınların sadece %30'u kendi soyadını kullanmayı tercih ediyor.

kizlik-soyadi

Benim istatistiklere bakarsak, iş çevremde yer alan kadınların neredeyse tamamı kendi soy isimlerini kullanırken yakın çevremden evlenen kadınlar eşlerinin soy isimlerini kullanmayı tercih ediyor.

İki kardeşim de evli mesela. İkisi de dediğim gibi eşlerinin soyadını tercih etti. Ama ben nedense bir türlü benimseyemedim bu durumu. Kardeşime doğumgünü için bir kargo yollamıştım ve soy ismini bir türlü hatırlayamadım. Tamam hatırladım deyip yazdığım soyadı ise yanlış çıktı, pes! Kargo teslimi gecikti, bir sürü sorun yaşadık falan. Kardeşim de "aşk olsun abla" dedi bana, suratıma suratıma "shame on you" demeyecek kadar terbiyeli çünkü:)

Benim duruma bakış açım şu şekilde: Şimdi düşünün. 28 yaşında bir kadın. Ayşe Yiğit diyelim adına. O güne kadar okumuş yazmış, dil öğrenmiş, gezmiş, tozmuş. Kariyer yapmış. Sınavlara girmiş, dereceler almış. Belli konularda eğitim almış, uzman olmuş. A ve Y harflerinden oluşan bir imzası var. Hem de noter onaylı, sirkülerli. Bir sürü tanıdık, eş-dost... Ya da tam tersi, daha dar bir çevrede yaşayan ama yine de kendi eşrafında tanınan bir Ayşe de olabilir bu kişi, fark etmez. Sonuçta bir hayat yaşamış. Onun hayatı. Adıyla sanıyla onun hayatı. Sonra evlenmiş ve kocasının soyadını almış. Ne olmuş, Ayşe Yılmaz olmuş. Şimdi Ayşe Yılmaz kim? Ne zaman doğdu, kaç yaşında, nasıl biridir, bilen var mı? Yani o güne kadar böyle biri yoktu ki? E işte Ayşe Yiğit değil mi o? Yok değil, Ayşe Yiğit öldü, Allah korusun, ilerde bir gün boşanırlarsa tekrar dirilecek ama o artık Ayşe Yılmaz.

Altı üstü bir kelime ama yıllar sonra boşandığında kendi soyadına yabancılaşan kadınlar da var, boşandıktan sonra sırf küçük kızı okulda zorluk yaşamasın diye nefret ettiği kocasının soyadını kullanmaya devam edenler de. Evlenirken imzasını değiştirip, milyon tane resmi evraka imza atıp sonra ne yapacağını şaşıran da. 

Kocanın soyadının tek başına alınması bana biraz yaşanılan ve geride bırakılan o koskoca hayata vefasızlık gibi geliyor. Kişinin kendi kendini, kendi iradesiyle ve resmen-evet resmen- öldürmesinin yegane örneği. Abarttığımı düşünmüyorum. Sadece evlenmeye kadar olan ismime, ben'e ve tüm yaşadıklarıma sahip çıkıyorum. Tam olarak ne demek istediğimi anlatabildim mi acaba? Burada soyun adının öneminden bahsetmiyorum. Kişinin adı ve soyadıyla birlikte büyüyen, anılan ve onunla özdeşleşen yaşamından, bir imza ile vazgeçmemesi gerektiğine inanıyorum. Hepsi bu. İşin yasal kısmı da serbest bırakılmalı bence, hür olmalı herkes. Tabi geçmişte nadiren örnekleri görülen, ne kocasının ne de ailesinin soyadını istemeyip yeni bir soyadı için mahkemeye başvuran kadınlarınki kadar bir kaya kovuğundan çıkma durumunu kastetmesem de, isteyen kendi soyadı ile devam etmeli, isteyen eş bir diğerinin soyadını alabilmeli. Gerçek ve dozunda özgürlük de bunu gerektirir.

Yorumlar

Lady dedi ki…
Kesinlikle katılıyorum. Hele o imza olayı bütün o remi evraklar bence külfet. Ya şu var bir elli yıl önce bir çok kadın çalışma haatından hatta eğitimden uzaktı. Resmi işler bir evlenirken oluyordu. Ama şimdi durum farklı. Hem ben ben olarak evleniyorum ya. Çocuklardan geçtim ama soy isimden vazgeçmek bana kendimden vazgeçmek beni arkada bırakmak gibi geliyor. Çünkü beni ben yapan adımla birlikte o soy adım.
Unknown dedi ki…
Dediklerinizin her kelimesine katılıyorum. Mesela evlenmeden önce bitirdiğim okulum, diploma birkaç ay sonra hazır olduğu için yeni kimlik bilgilerimle hazırlandı. baba soy ismimle hazırlanmasını isterdim. Ve şimdi benim durumum, aynı karikatürdeki gibi:
Zeliha Ceren Şenocak Karakaya. Eşin soy isminin bu kadar problem haline getirilmesine anlam veremiyorum. Neymiş, çocuk büyüyünce annesinin kim olduğu anlaşılamazmış. Böyle saçma şey mi olur? İsteyen eşinin soy ismini kullanabilir, saygı duyarım, birçok erkek, çift soy ismi kullanmaya dahi sert bakıyor. Değişen benim 30 senelik hayatım, tüm kartlarım, kimliklerim, pasaportum, herşeyimi yenilemekle uğraştım ben. Kimlik bilgim ile eski bilgilerim uyuşmuyor diye evlilik cüzdanıyla dolaştım aylarca. Bir kez havalimanında engel çıktı önüme. Mevcut şirketin puan kartıyla almışım da yolcu bilgilerim uyuşmuyormuş diye. Kesinlikle tam özgür bırakılmalı kadınlar bu konuda. Tabi aile- eş baskısı olmaması içinde bilinç önemli.
bücürükveben dedi ki…
Bahar'cığım sanırım gelenekler önemli rol oynuyor bu konuda, yani benim rahmetli annem ve o nesil öyle görmüştü, gelenek öyleydi, annemin kızlık soyadı atılmıştı:))babamın soyadını almıştı, şimdi feminizm filan çok yeni çıktı bunlar, valla bilemiyorum ki, en iyisi evli çiftler karar versin:)))
Unknown dedi ki…
Tamamen katılıyorum. Bunun soyla feministlikle ilgisi yok. işin ilginç yanı toplum o kadar şartlanmış ki bu duruma ben evlendikten bir gün sonra daha kimliklerimi değiştirmeyi bile düşünmezken işyerimde gelen tüm evraklar yeni eşimin soyadıyla çıkarılmaya başlanmış ve ben evlilik izninden dönmeden yeni kaşem yaptırılmıştı. Hiç bu kadar hızlı sonuçlanan işlem gördünüz mü? hem de hiç talep edilmeden.
Cafe Tigris dedi ki…
Önce bir evlenelim de soyad kısmına da geliriz nasılsa 😉
Sadece C. dedi ki…
:) Bense tam tersini düşünüyorum, sanki eşinin soyadını almazsan bir bütün olamazsın gibime geliyor. sanırım biraz eski kafalıyım ama ne bileyim anababa ocağından ayrılığın bir sembolü bu değişiklik, artık kendi evin var, yaşamın var, soyadın değişti diye unutacak değilsin ki anababanı yurdunu..
Esen Can dedi ki…
Aynen senin gibi düşünüyorum ama evlenirken çok sorgulamadım bunu açıkcası, belki yeni soyadımın güzel olmasından, bilemedim :) Eşim de onun soyadını kullanmamı istedi ama Nehir doğmadan önce isim seçerken, iki isimli mi olsun diye konuşurken demesin mi "İlerde evlenince iki isim, iki soyisim kullanması zor olur!" :)) Yani kendi kızının soyadını bırakmasını istemeyen eşim, benim bırakmamı istedi :)
Avukat olsam, doktor olsam, ismimle bütünleşmiş olsa meslegim, muhtemeldir ben de inatla bırakmazdım soyadımı...
İmza konusuna gelince imzam hiç değişmedi, hep aynı, ilk soyadımla atıyorum hala imzamı ;)
bahar006 dedi ki…
Yazdıklarım tamamen bugün için geçerli zaten. Eskiden toplumda ev ve çocuklar dışında kadınların öne çıktığı kaç alan vardı ki? Evet, insan adıy ve soyadı ile bir bütün.
bahar006 dedi ki…
Off ne işkence, çok çekmişsiniz cidden:)
bahar006 dedi ki…
Müjdem eskiler keinlikle konu dışı, o zaman öyleymiş. Bizim de annelerimiz, büyüklerimiz kocanın soyadını almış. Ama benim kastettiğim başta da dediğim gibi feministlik değil- ki ben zaten feminist değilim:)- daha kişisel bi durum.
bahar006 dedi ki…
Gereksiz konularda bazen insanlar ne kadar durumdan vazife çıkarıyorlar değil mi?
bahar006 dedi ki…
:))Süper:)
bahar006 dedi ki…
Eşin soyadı alınmasın demiyorum, eşin soyadı alınırken kendi soyadından vazgeçilmesin diyorum. Erkekler kadınların soyadını alıyor olsaydı, bu yazı erkekler için yazılacaktı:) Hem mevzu bütün olmaka kelimelerin ne önemi var, senin soyadınla da bütün olabilirsiniz bence:)
bahar006 dedi ki…
Bak seeeen, mevzu kızı olunca demek işler değişti:) İmza konusunda takdir ettim bak seni:)
Aslında soyadı kavramı ilkel topluluklarda kadınların soyadı ile devam eden bir durumdu. Zamanla duygusal bağların ve mülkiyet kavramının gelişmesi ile birlikte ataerkil topluma geçişle beraber erkeğin soyadı alınır oldu. Bu konu ile ilgili "Cinsel Ahlakın Boy Göstermesi - Wilhelm Reıch" kitabını okumanızı tavsiye ederim. Bence bu durumda Hem kızlık soyadı hem de eşinin soyadını kullanmak kulakları koşullandırmak adına doğru bir durum olsa gerek. Sosyal medyada, öz geçmişlerde, iş başvuruları vs. Zaten Avukat, Dr vs. meslek dalları için de geçerli bu durum. Ama bence de kendi soy adını kullanması. Nüfus cüzdanlarında bile siz söylemezseniz arkasındaki haneye kızlık soy adınızı yazmıyorlar. Oysa bu şart olmalı. Kaldı ki bağımsızlık sadece soy adı ile de olmuyor! Sevgilerimle,
bahar006 dedi ki…
Kesinlikle bağımsızlık soyadı ile olmuyor,tam aksine bir kişinin bir yerlere aidiyetinin etiketi bence. Ama istediğin soyadını kullanabilmek,seçim hakkının olmasi bence özgürlük. Hatta bir kız bir erkek kardeşten birine soyadını devam ettirme hakki diğerine değiştirme zorunlulugu getirmek resmen haksızlık.
bücürükveben dedi ki…
Elbette kendi soyadından vazgeçilmesin yani babamızın soyadı ay şimdi rahmetli babam aklıma geldi, düşünsene evleniyorum ve babacığımın soyadı gidiyor ay olacak şey mi:((( .
Handan dedi ki…
Ben yirmi yedi yaşımda evlendim ve soyadımı bırakmanın inanılmaz acı vereceğini fark ettim. Can bayağı küstü. Bana bak dedim ailemi, İstanbul'u, arkadaşlarımı, kariyerimi bırakıp senin peşine geliyorum, benim tepemin tasını attırma :) Hehehe, yani şimdi olsa öyle derdim o zaman daha nazik olmuş olmalıyım :) Yalnız benim kızlık soyadı bir uzun bir uzun, hahaha Allah'tan Can'ınki kısaydı. Ya kısa olmayaydı diyor bana şimdi, evlenmezdim seninle diyorum :D

Yalnız şabalak nüfus idaresinin yanlış yazıp yolladığı evlilik cüzdanındaki soyadımı düzeltmek için o çok uğraştı şimdi Allah var. Ama zavallım hâlâ başına çok iş gelecek bu soyadı davasından diyordu geçende, hayatım dedim, yirmi yıl geçti, sanırım bundan sonra da gelmez artık :D Sanırım adam dün evlendiğimizi düşünüyor hâlâ :D