Ela Masal 10. ve 11. Ay



Canım Yavrum, 
Bildiğin ve muhtemelen hiç hatırlamayacağın üzere son bir aydır toplanma, taşınma ve yerleşme işleriyle meşgulüz. Ayrı ayrı yazmaya fırsat bulamadığım için ben de son iki ay yazılarını toparlayıp beraber yayınlamaya karar verdim. Neler oldu neler, duyunca inanamayacaksın. Gel de anneciğin sana bu iki ayda ne kadar büyüdüğünü, nasıl değiştiğini ve birey olma yolunda ne kocaman adımlar attığını anlatsın:)


Yavru kuşum, ben şu an bilgisayarın başındayım. Sense oyun halına oturmuş legolarınla oynuyorsun. Tüm legolarını kutusundan çıkarıp sağa sola fırlatıyorsun ama "hadi topla annecim oyuncaklarını" dediğimde yine tek tek hepsini kutusuna koyuyorsun. Büyüdün derken ciddiydim yani:)

ela-masal-10.ay-11.ay

Bebeğim, daha iki ay önce senin emeklemeyeceğini düşünüyordum. Ama sen önce oturur vaziyette ve etrafında dönerek daha sonra ise klasik emekleme pozisyonu alarak ve tüm hızınla depar atmaya başladın:) O kadar kibar, öyle zarif emekliyorsun ki...Tabii önce rotanı belirliyorsun. Bunun için elinde tuttuğun herhangi bir şeyi gideceğin tarafa doğru fırlatıyorsun, sonra da onu almak için harekete geçiyorsun. Böylece oradan oraya her yeri gezmiş oluyorsun güzel kızım.

İşte biz böyle senin totini sallayışınla mest olmuşken, ilk emeklemenin üzerinden sadece iki gün geçmişken bir anda bana, babana ya da koltuğa tutunarak ayağa kalkmaya başladın. İlk adımların da hemen ardından geldi zaten. Hala tam olarak yürüyemiyorsun ama elinden tutarken eğer dengeni sağlamışsan hemen elimizi itip sevinç çığlıkları atarak birkaç adımlık özgürlüğünü ilan ediveriyorsun. Yerim senin yürüyüşünü:)

ela-masal-10.ay-11.ay

Annecim dişlerin henüz tam çıkmamışken zor da olsa yumurta sarısını, peyniri, yoğurdu-en çok da yoğurdu-yiyordun. Ama dişlerin çıktıkça yediğin yemek azaldı. Yumurtayı görünce ağzını kilitliyorsun resmen, bunu nereden öğrendin bilmiyorum. Günde 5 öğün yoğurt versem itirazsız yerdin, şimdi birkaç kaşık alıp sonrasında kaşığa vurup ne var ne yok döküyorsun. Bazen hadi bana yedir annecim diyorum, elindeki lokmayı ağzıma uzatıyorsun, sonra vazgeçip kendin yiyorsun, ben de sen kendini besledin diye havalara uçuyorum. Şu anda tam 6 dişin var ve yeni yeni kaşar peyniri ve tuzsuz zeytini yemeye başladın. Tahıllı ekmeklerle aran iyi. Elmayı ısırarak yiyebiliyorsun, muzu çok seviyorsun, kivi de fena değil. Bu ay ilk kez çağla yedin ve sevdin. Limon yalamak da favorilerin arasında. Pilavı ilk denediğinde sevmemiştin ama şaşırtıcı bir şekilde bu ay ilk defa küçük bir kase yedin. Sulu yemeklerden tattırmak istediğimde hiç şans vermiyorsun ama elimdeki magnum için ağlayabiliyorsun:) Sen daha bebeksin yavru kuşum, yemekle abur cuburun arasındaki farkı bir görüşte nasıl anlıyorsun, gerçekten merak ediyorum.  Neyse ki tüm sızlanmalarıma ve şikayetlerime rağmen beni çok mutlu eden bir konu var ki o da hala anne sütüne bayılman. Anne sütü hala seni en çok rahatlatan, gerginliğini alan, korkularından arındıran ve kucağıma huysuz bir şekilde yatmış olsan bile hep yüzünde kocaman bir gülümsemeyle kalkmanı sağlayan tek şey. Aferin sana meleğim:)

ela-masal-10.ay-11.ay

Can parçam, bir sürü oyuncağın var. Hatta çocukluk yıllarımdan bu yaşıma kadar biriktirdiğim, hatırası olan oyuncaklarım dahil hepsi senin artık. Buna rağmen sen nerede bir elektronik cihaz, aygıt vs. görsen resmen dibinde bitiyorsun. Mesela kumandayı eline geçirir geçirmez arka kapağını açıp pillerini çıkarıyorsun ya da ağzına alıp kemiriyorsun. Sırf bu yüzden güzel kızım, evde biriken ne kadar bozuk, eski mouse, klavye, telefon ve kumanda varsa hepsini toplayıp sana verdik ki çalışan cihazlardan uzak durasın, ama pek bir işe yaradığını söyleyemeyeceğim:)

ela-masal-10.ay-11.ay

Tontişim sen artık tam bir taklitçi minik maymuna dönüştün bu son iki ayda. Ellerimizi, kollarımızı dikkatle izleyip hemen ardından aynı hareketleri kendin de yapmaya başlıyorsun. Çıkardığımız sesleri hem de aynı tonlamayla çıkarıp dikkatimizi çekmeye çalışıyorsun. Mesela ben doğduğun günden beri her altını açmamda ayaklarının altını öpüp kokluyorum. Sen yaptığım şakaları anlamaya başladığından beri ise "üff bu ayaklar  kokmuş" deyip burnumu kırıştırıyorum. Sen de kahkalar atarak gülüyorsun. Artık gün içinde ne zaman şirinlik yapmak istesen ya da ne zaman bir aynada kendini görsen suratını kırıştırıp o minicik ağzını büzüştürüp burnunu çekmeye başlıyorsun. Bayılıyorum:)

Bebeğim büyümenle birlikte elinin ne kadar ağır olduğunu da yakından öğrenmiş bulunuyoruz. Evet sana ellerini yumruk yapmayı öğretmiş olabilirim ama bunu yumruk atmak şeklinde bende ya da babanda denemen gerekmezdi bence:) Yine de "çok acıdı, hadi öp de geçsin" dediğimde dudaklarını yüzüme yaslayıp hımm diye bir ses çıkarıyorsun ki sanırım 100 yumruk falan daha yiyebilirim, sorun yok keltoşum:)

ela-masal-10.ay-11.ay

Hala çok sosyalsin bitanecik kuzum. Gittiğimiz her yerde bindiğimiz her asansörde, kendine laf atıp gülücükler göndereceğin birini buluyorsun mutlaka. Kendi ebatlarındaki bebeklere ve hatta biraz daha büyük çocuklara çıldırıyorsun. Biz senin arkalarda bir yerlerde bir bebek gördüğünü o süper desibeldeki, heyecan ve sevinç yüklü çığlığından ve deli gibi ellerini çırpmandan anlıyoruz.Yalnız bu ay ilk defa köpek havlamasından korktuğunu keşfettik. Hem yan komşunun devasa köpeği Bambam, hem de artık gözleri görmeyen zavallı Zeytin'in havlamaları seni dakikalarca ağlattı. Kıyamam ben sana güzel gözlüm benim:)

Daha önce babanın güneş gözlüğünden korkuyordun ya pamuğum, hah işte artık korkmuyorsun. Bir anda alıştın ve babanı acayip mutlu ettin. Ama baban tıraş olduğunda bir yarım saat kesinlikle yaklaşmıyorsun, baban sana yaklaştığı anda da çığlığı basıp ağlıyorsun. Bakalım bu ne zaman değişecek:)

ela-masal-10.ay-11.ay

Artık her şeyi işaret parmağınla gösteriyorsun ve bizden bir cevap bekliyorsun akıllı kızım. Biz de "o saat, bu pencere" şeklinde her defasında sana cevap veriyoruz. Hele ne istiyorsun dediğimizde gerçekten istediğin şeyi gösterirsen çok mutlu oluyoruz bitanem. Seninle asgari düzeyde bile olsa anlaşabilmek o kadar anlamlı ve güzel ki...

Anneciğim artık sen de parka giden çocuk güruhuna katılmış bulunuyorsun. Salıncaklar ise her çocuk gibi favorin. Salıncağın boyutu hala senin gibi bir miniğe göre büyük. Ama sen bir elinle öndeki, diğer elinle arkadaki zincirden tutunup köy ağası modunda hafif geriye kaykılıyorsun ve etrafı büyük bir ciddiyetle izlemeye başlıyorsun. Biz seni salladıkça keyiflenip kahkahalar atıyorsun. Sen kahkalar attıkça biz mutlu oluyoruz. Demek ki kısır döngüler de güzel olabiliyormuş bazen ve çocuklu ailelerin park keyfi diye bir eğlencesi varmış hakikaten.

Bebeğim arabada genelde aynı radyoları dinlediğimizden senin de aşina olduğun, çalmaya başladığında resmen delirdiğin, ellerinle ayaklarınla tempo tuttuğun bazı şarkılar var. Hatta daha ilk tınısını duyduğunda mutlaka kendi koltuğundan eğilip bana bakıyorsun ve sonrasında mırıldanarak eşlik ediyorsun şarkıya. En sevdiğin brianna-all I need. Büyüdüğünde arar bulur dinlersin belki tekrar. Hadise'nin prenses şarkısının baba evi dediği kısımda babaaaa diye bağırıyorsun. Lost frequencies-are you with me, kate linn-zaynah ve akcent-kamelia ela masal top 5 olarak sayılabilir civcivim:) Senin o şarkıları ayırdeden kulağını, şarkıya eşlik eden dilini, bileklerini döndüre döndüre oynattığın ellerini yerim, anlıyor musun:)

ela-masal-10.ay-11.ay
Ela Masal'ım, yavrum, çok hızlı büyüdün yine. Hem çok seviniyorum, temel taşların tamamlanmasına az kaldı diye, hem de üzülüyorum seninle geçen bu günlerin, saatlerin tekrarı yok diye. Neyse ki doğduğundan beri hiç ayrılmadık ve sendeki mikronluk değişikliği bile olduğu anda görebildim. Seni kimseden dinlemek zorunda kalmadım, ben hep anlatan taraftım. Çok şanslıyım, çok şanslıyız bebeğim. Şükürler olsun! Sırtındaki o  kıpkırmızı çileğini, sol kolunun dirsek içindeki çift çizgini öperim, öperim, öperim:)
Daha önce söylemiş miydim annesinin kuzusu, seni çok ama çok ama çok seviyorum...

Yorumlar

Emel dedi ki…
Ne kadar güzel yazmışsınız. Ve evet çok şanslı bir annesiniz. Hiçbir anını kaçırmayıp , herşeyi birlikte yaşadığınız ,başkalarından dinlemek zorunda olmadığınız için . Yazınızı okurken ben nasıl bu kadar ayrıntıyı hatırlamıyorum diye düşündüm ama malesef ben hep çalıştım ve annemden dinledim :) yaşamak ve dinlemek o kadar ayrı ki. Prenses çok tatlı maşallah . Dikkat edin o kadar ızlı buyuyecek ki farkına bile varmayacaksınız . sevgiler.
Unknown dedi ki…
ÇOK GÜZEL,TANRI GÜZEL ELA'YI SİZE BAĞIŞLASIN.SEVGİLER.
aytacrafts dedi ki…
Bahar maşallah çok tatlı canım..çok özledim hepinizi...
bücürükveben dedi ki…
Maşallah Ela Masal'cık, bu harika bir anı olacak büyüyünce Ela Masal için...hatta bastırıp kitap haline dönüştürürsen şahane olur.
Sevgilerimle Bahar'cım.
Nalan Ünal dedi ki…
yerim o ağzı burnu o tatlılığı